CHP'li Böke: Cumhuriyet rejimini bitirmeye oynuyorlar

CHP parti sözcüsü Selin Sayek Böke, anayasa değişikliği oylamalarına ilişkin "Cumhuriyet rejimini bitirmeyi oyluyorlar. 97 yıl sonra bugün yapılıyor olan açık bir karşı devrim ve egemenliği halktan alıp saraya ve bir kişiye verme girişimidir" dedi.

DHA
CHP’nin bu haftaki MYK toplantısı TBMM’de yapıldı. CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, MYK toplantısı sonrası parlamentoda düzenlediği basın toplantısında CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında, savcılığın müebbet hapis cezasına çarptırılması istemini eleştirdi. Selin Sayek Böke, Berberoğlu hakkında istenen cezanın bir hukuk garabeti olduğunu savunarak şöyle konuştu: 
"Dokunulmazlığın nedeni fezlekesi değişmiş olan bir davadan dolayı bu ceza isteniyor. Öyle ki bir milletvekiline fezleke yazılmadan suç isnat ediliyor. Bu savcı ‘Ben TBMM’den daha üstünüm, yasaları dikkate almam, milli egemenlikle işim olmaz’ diyor.
 
Anayasa teklifine CHP’nin neden karşı çıkıyor olduğunun somut bir örneğini yaşıyoruz. Daha Türkiye Cumhuriyeti anayasası bakiken, hala bir demokratik devletten söz ederken birileri bu rejim değişikliği girişiminden cesaret almış gözüküyor. Bir de bu gerçekleşirse hukuk, vatandaşlarına nasıl zulümler yapacak. Nasıl bir hukuksuzluk, pervasızlık keyfiyet düzenine savrulduğumuzun en somut örneğini bir kez daha yaşadık. Enis Berberoğlu bu duruma ‘Bin Enis Berberoğlu feda olsun, yeter ki herkes tek adam rejimine karşı neden direndiğimizi anlasın’ diyor. Bende aynı cümleyi ifade ediyorum. Biz milletvekilimizin yanında, arkasındayız ve onunla beraberiz. Bu korku iklimine asla teslim olmayacağız."
 
"CUMHURİYET REJİMİNİ BİTİRMEYİ OYLUYOR"
 
Türkiye’nin olağanüstü koşullar içinde olduğunu kaydeden Böke, olağandışı gelişmeler yaşandığını, dövizin yükseldiğini, Türk Lirasının değer kaybettiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
"Hükümet durumun ciddiyetinin farkında değil. Ekonomi yanarken seyrediyor ve yapılmaması gereken her şeyi yapıyor. Milyonların gözü çare üretsin diye siyasete dönmüş, güvenebilecekleri bir söz, direk arıyorlar. AKP’nin tek derdi var; tek kişinin siyasi ihtirasları uğruna ülkeyi heba etmek. Teröre kurban vermediğimiz her güne şükreder hale geldik. Canımız ve malımız olmadığı kadar tehdit altında. 23 Nisan 1920’ den 97 yıl sonra Meclis’te kendini tasfiye etmek için bir oylama yapılıyor. Cumhuriyet rejimini bitirmeyi oyluyor. 97 yıl sonra bugün yapılıyor olan açık bir karşı devrim ve egemenliği halktan alıp saraya ve bir kişiye verme girişimidir."
 
“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OYLAMASINDA DAHİ ANAYASA ÇİĞNENİYOR”
 
Anayasa değişikliği oymalarında anayasanın çiğnendiğini bildiren Böke şöyle devam etti:
"Anayasa değişikliği oylamasında dahi anayasa çiğneniyor. Anayasa değişikliği tekliflerinin oylamalarının kapalı yapılması gerektiği yazıyor anayasada. Ancak anayasa yok sayılıyor. Bu anlayışla iş yapanların yazacağı yeni anayasadan ülkeye hayır gelmez. Hukuki uyarı yapıldığında düzeltmeye gitmek yerine, ‘sana ne’ diyecek kadar ülkeyi fütursuz yönetenler var. Verdiğimiz mücadele buna engel olmak içindir. Ekonomi, son siyasi gelişmelerin yarattığı riskle beraber taşınamaz hale geldi. Bu terazi bu sikleti daha fazla çekmez demiştik."
 
“BU ANAYASA TEKLİFİNİ VAKİT KAYBETMEDEN MECLİS’TEN ÇEKİN”
 
OHAL ile ülkenin bir felakete sürüklendiğini ileri süren Böke şu değerlendirmelerde bulundu:
“OHAL ile ülke bir felakete sürükleniyor. Bunu sürekli kılacak rejim değişikliği ısrarı gündemi kilitliyor. Vatandaş daha borçlu ve fakir bugün itibarıyla. Türk Lirası değer kaybediyor. 3 Ekim itibarıyla hızlanıyor değer kaybının OHAL’in uzatıldığı tarih. Rejim tartışması yaşanıyor şimdi. ‘Biz 80 milyon başkanı seçelim, başkan her şeye karar versin’ diye bunun nasıl bir felaket yaratacağını bugünden görüyoruz zaten. Gelin yapmayın, Türkiye’ye hali hazırda büyük bedeller ödettiniz bile. Köprüden önce son çıkıştayız. Milyonların geleceğini, 80 milyonun ekmeğini bir kişinin hırsı için yok etmeyin. Bu anayasa teklifini vakit kaybetmeden çekin meclisten. Kenara çekilin mümkünse, biz ne yapılması gerekiyorsa yaparız.
Türkiye ekonomisini 14 yıldır yordunuz ve bir siyasi macerayı kaldıracak güçte değil.”
 
“MECLİS’TE YAPILAN OYLAMALAR CUMHURİYETİMİZLE İLGİLİ OYLAMALARDIR”
 
Merkez Bankasının piyasaya bıraktığı bir buçuk milyar dolar dövizin 15 dakikada tükendiğine dikkati çeken Böke şöyle dedi:
“Merkez Bankası bir buçuk milyar dolar dövizi piyasaya bıraktı, 15 dakikada eridi. Türk lirası değer kaybetmeye devam etti. Yeniden bir demokrasi olma kararlılığı sergilemeden adil, etkin bir ekonomiyi sergileyecek reformlar yapılmadan bu iş çözülemez. Israr edilenden vazgeçilmesi gerekiyor. Çekileceksiniz ne gerekiyorsa biz yapmaya hazırız. Ne yapılması gerektiğini de biliyoruz. Bu teklifle kurulacak tek adam rejimiyle hep beraber fakirleşeceğiz. Ya yol ayrımında bertaraf edeceğiz ve insan onuruna yakışır hayatı 80 milyon için gerçeğe dönüştüreceğiz. Ya da milyonlar için hayat zindan olmaya devam edecek. Meclis’te yapılıyor olan oylamalar cumhuriyetimiz ile ilgili oylamalardır. Bu oylama 80 milyonun refahını, cebini ilgilendiren bir oylamadır. Bize düşen Türkiye’nin topyekün bir mücadele ile devrimle kurmuş olduğu cumhuriyeti el kaldırıp indirerek yok edeceğini sananlara karşı bir hatırlatma yapmaktır. Karşınızda tercihi kalkınma, özgürlük, aydınlıklardan yana olan Türk Cumhuriyetine canla başla sahip çıkacak olan fikri ve vicdanı hür milletvekilleri ve onları Meclis’e göndermiş olan milyonlar var.”
 
“ÜLKENİN SORUNLARININ ÇAY MOLASINDA GÖRÜŞÜLDÜĞÜNÜ DÜŞÜNMEK, İŞİ CİDDİYE ALMAMAK ANLAMINA GELİR”
 
Selin Sayek Böke, Başbakan Binali Yıldırım ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meclis’teki muhalefet kulisinde çay içerek, aralarında Başika Üssü’ne yönelik sorunların konuşulduğunun anımsatılması üzerine şöyle dedi:
 
“Ülkenin içeride ve dışarıda bu kadar sorunu varken bu sorunlar eğer iktidar ve muhalefet arasında bir çay molası ile görüşüldü diye düşünüyorsak bu işi ciddiye almamak anlamına gelir. Yapılan bir yoldan geçerken çay içme ziyaretinin Türkiye’nin ehemmiyetli meselelerini konuşmak için bir zemin olarak değerlendirmek demokrasinin özünü anlamaktan çok uzak bir yaklaşım olacaktır."