CHP'li Altay: 2014'teki Devlet Bahçeli'yi özlüyorum
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Türk Tabipleri Birliğine (TTB) yönelik açıklamalarına ilişkin, "Sayın Bahçeli de bir sağlık sorunu yaşadı. Sayın Bahçeli'yi sağlığına kavuşturanlar da TTB üyeleriydi” dedi.
cumhuriyet.com.trCHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünkü il başkanları toplantısındaki açıklamalarına işaret etti.
Erdoğan'ın, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi ile ilgili yaşanan gelişmeler karşısında sessizliğini bugün bozduğunu ifade eden Altay, şöyle konuştu:
“TÜRKİYE’NİN EN ÜST NOKTADAN GÖSTERMESİ GEREKİYORDU”
"Erdoğan, bu konulara değinirken, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne yaptığı ziyarete, bu ziyaretin geçmişte yapılan uluslararası anlaşmalara aykırılığına da değinmeliydi. Bu ziyaretin Türk-ABD ilişkileri için ne kadar sakıncalı ve tehlikeli bir durum olduğunu ortaya koyup, bu konuda Türkiye'nin ciddi refleksini en üst noktadan göstermesi gerekiyordu. Böyle bir tepkiyi bütün Türkiye gibi ABD de bekliyordu. Ayrıca Yunanistan'ın adaları silahlandırmasına ve Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin menfaatlerine göz diken Fransa gibi ülkelere de bir tepki verilmedi."
Altay, Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin muhatabı olmadığını ve Türkiye'nin bu konuda Yunanistan ile baş başa masaya oturmaması gerektiğini belirtti. Altay, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki muhataplarının İsrail, Fransa, İtalya, Mısır ve Suriye gibi ülkeler olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin Yunanistan ile ancak Ege'deki sorunları konuşabileceğini savunan Altay, "Bugün Erdoğan'ın bütün yanlışlarına rağmen Doğu Akdeniz ve Ege'de söz konusu paydaş ülkeler fazla diklenemiyorsa bunun sebebi Türkiye'nin geçmişinden gelen caydırıcı gücüdür" diye konuştu.
“MISIR’LA DİPLOMATİK İLİŞKİ KURULMALI”
Altay, Türkiye'nin Mısır ile menfaatlerinden taviz vermeden diplomatik ilişki kurması gerektiğini söyledi.
"Oruç Reis gemisi bakımda mı? Yoksa 'Yunanistan'a bir jest olsun, Yunanistan Türkiye'nin iyi niyetini görsün' diye mi Antalya'da bekletiliyor?" sorularını yönelten Altay, "Hükümeti taviz vermemeye çağırıyoruz. Taviz vermediği, haklarımızı koruduğu sürece arkasında duracağız" değerlendirmesinde bulundu.
KOCA DEVRE DIŞI BIRAKILIYOR
Altay, Sağlık Bakanlı Fahrettin Koca'nın iyi niyet ve gayretine inandığını ancak koronavirüsle mücadelede devre dışı bırakıldığını öne sürerek İstanbul İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi'nin dört saat içinde iki ayrı karar aldığını, ilk kararla düğün, nişan ve etkinlikleri yasakladığını ama aynı gün bu kararları erteleyerek revize ettiğini söyledi.
İstanbul İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisinin aldığı kararları gösteren Altay, "Bu kararlar varsa artık Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu yoktur. AK Parti'ye 100 bin yeni üye programı nedeniyle bu kararı 4 saat sonra ortadan kaldırdılar. Hiç mi İstanbul'da yaşayan vatandaşların sağlığını düşünmediniz? AK Parti toplantı yapacak diye İstanbulluların sağlığını feda etmek bir valiye yakışır mı? Bu karara imza atan içinde sağlıkçıların da olduğu kurul üyelerine de yazıklar olsun" dedi.
"2014'TEKİ DEVLET BAHÇELİ'Yİ ÖZLÜYORUM"
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin TTB'ye ilişkin açıklamalarına işaret eden Altay, şu değerlendirmeyi yaptı:
"2014'teki Devlet Bahçeli'yi özlüyorum. Erdoğan, ne zaman sıkışsa Bahçeli açıklama yapıyor. Hatırlatmak isterim ki; Sayın Bahçeli de bir sağlık sorunu yaşadı. Sayın Bahçeli'yi sağlığına kavuşturanlar da TTB üyeleriydi. Doktorlara gönül borcumuz var. Sayın Bahçeli, 30 bin sağlık çalışanının koronavirüse yakalandığını biliyor mu? 100'e yakın sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini bilmiyor mu? Sayın Bahçeli’nin gündeminde sarayın israfı, sağlık çalışanlarının artan iş yükü, esnaf, çiftçi, öğrenci, çöpten ekmek toplayanlar, öğrenci yok. Varsa yoksa Erdoğan sıkıştığında, kamuoyunda prestij kaybettiği anda Sayın Bahçeli ortaya bir laf atıyor kendince Erdoğan'ı rahatlatmaya çalışıyor."
“TEHDİT İŞLERİ BAKANLIĞI”
Altay, "İçişleri Bakanı, tehdit etmediği bir Anayasa Mahkemesi Başkanı kalmıştı onu da tehdit ederek 'tehdit işleri bakanlığı' olarak görevini yapmanın derin iç huzurunu yaşıyordur herhalde. Bir ülkede bir İçişleri Bakanı Anayasa Mahkemesi kararlarına tahammül etmiyorsa iki şey olmalı, ya mahkemenin kapanması lazım ya İçişleri Bakanı’nın o koltukta oturmaması lazım. Böyle şey olur mu? Hepimizin güvenliğinden sorumlusun. Anayasa Mahkemesinin aldığı karardan dolayı güvenlik zafiyeti olmaz" ifadelerini kullandı.