CHP'li 11 büyükşehir belediye başkanından 'İstanbul Sözleşmesi' çağrısı

CHP'li büyükşehir belediye başkanları Muğla'da toplandı. Toplantı sonunda yapılan açıklamada, "Dün çok karanlık bir güne uyandık. Kadına şiddet olaylarının bu denli arttığı bir ortamda akıl almaz bir kararla karşılaştık. Şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve şiddet uygulayanların adalete teslim edilmesi, İstanbul Sözleşmesinin temel hedefiydi. Kaldırılma kararı insan haklarına indirilen ağır bir darbedir. Bu hatadan hızla dönülmesini talep ediyoruz" denildi.

İZMİR / Cumhuriyet

CHP'li büyükşehir belediye başkanları, Muğla'nın Bodrum ilçesinde düzenlenen "Pandemi, Turizm, Deprem" konulu toplantıda bir araya geldi. 11 büyükşehir belediye başkanı, toplantının ardından ortak bir açıklama yaptı.

'BU YANLIŞTAN DÖNÜLMESİNİ TALEP EDİYORUZ'

Açıklamada şunlar kaydedildi:

Ülkemiz nüfusunun yaklaşık 40 milyonuna hizmet veren Büyükşehir Belediye Başkanları olarak, buluşmalarımızın dördüncüsünü, Büyükşehir Belediyemizin ev sahipliğinde, Muğla’da gerçekleştirdik.

Toplantı konusuna gelmeden önce değinmek istediğimiz bir konu var. Dün çok karanlık bir güne uyandık. Kadına şiddet olaylarının bu denli arttığı bir ortamda akıl almaz bir kararla karşılaştık. Şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve şiddet uygulayanların adalete teslim edilmesi, İstanbul Sözleşmesinin temel hedefiydi. Kaldırılma kararı insan haklarına indirilen ağır bir darbedir. Bu hatadan hızla dönülmesini talep ediyoruz. Toplantımızda; yaklaşık bir yıldır bir numaralı gündem maddesi olan pandemiyi; olumsuz etkilediği alanlardan biri olan Turizmi ve hayati bir konu olan Depremi, uzman isimlerle ele aldık. 

ŞEFFAFLIK ÇAĞRISI

Bir yılı aşkın süredir mücadele edilen, fakat vatandaşlarımızın, sağlık meslek örgütlerinin ve bizlerin tam ve detaylı bilgilere ulaşamamaktan şikayetçi olduğumuz pandemi konusunda artık tüm kurum ve kuruluşların ortak paydada buluşması zorunludur. Pandemide bilgiyi ve karar alma süreçlerini paylaşmadan başarıya ulaşmak mümkün değildir. 

Baştan beri ifade edilen, topyekün mücadele yöntemi benimsenmeli, vaka sayıları il il, ilçe ilçe açıklanmalı, il hıfzısıhha kurulları gerekli olduğu dönemlerde il, ilçe geçişlerini kapatabilmeli, karantina altına alabilmelidir. Açıklanan İçişleri Bakanlığı genelgeleri yanında, iller kendi başlarına da kararlar alarak uygulayabilmeli, İl Pandemi Kurulu üyesi olan Büyükşehir Belediye Başkanları parti ayrımı gözetmeksizin düzenli olarak bilgilendirilmelidir. Aşı konusunda da bir an önce nüfusumuzun yüzde 70’ine ulaşılmalı, aşıların ithalatı ve ülkemize ulaşması konusunda yaşanan sıkıntılar giderilmelidir. 

Pandemi ile büyük yara almış sektörlerin başında gelen turizm sektörünün temsilcileri,  yaklaşan 2021 sezonu için de maalesef umutlu değildir. Aşıya rağmen, salgın kontrol altına alınabilmiş değildir. Özellikle, önümüzdeki Nisan ve Mayıs ayları turizm sezonu için hayati önem taşımaktadır. Aşılamanın hızlandırılması ve turizmcilerin hükümet tarafından desteklenmesi ile 2021 en az hasarla atlatılabilir. 

DEPREM GERÇEĞİ

Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 90’ı deprem bölgeleri üzerinde yaşamaktadır.  2020 yılında ve daha öncesinde yaşadığımız acılar, sessiz bekleyişler hala yüreğimizin bir köşesinde sıcaklığını korumaktadır. Deprem bilimsel bir gerçektir. Alınacak önlemler de bilimsel tanımlarla yapılmalı, şehirler depreme bilimsel ölçütlerle hazır hale getirilmelidir. Sağlam temeller üzerine kurulu şehirler inşa etmek, kentsel dönüşümleri tamamlamak, şehirleri tehlikeye atan ütopik hayallerden vazgeçip bir an önce tedbirleri hayata geçirmek elimizdedir. İlgili bütün kurum ve kuruluşların katılımıyla şehirlerimizi hızla depreme dayanaklı hale getirmeliyiz. 

Tüm bu konu başlıklarında bizlerle, bilgi, birikimlerini paylaşan çok değerli isimler; Prof. Dr. Kayıhan Pala’ya, Prof.Dr. Naci Görür’e ve Osman Ayık’a katkıları için teşekkür ediyoruz.

11 Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, vatandaşlarımız için üzerimize düşen vazifeyi en iyi şekilde yapmaya; sorunlar karşısında bilimi esas almaya; ortak aklı, iş birliğini, dayanışmayı artırmaya;   liyakata dayalı bir sistemle şehirlerimizi yönetmeye kararlılıkla devam edeceğimizi tüm vatandaşlarımız bilmelidir. Yönetim anlayışımız, çözümlerimiz ve projelerimizle, bugün olduğu gibi bundan sonra da bir olmaya devam edeceğiz.  Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, devrimleri ile yolumuzu aydınlattığı Türkiye Cumhuriyeti’nde, onun rehberliğinde yürümeye ve ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. 

Ne var ki, 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinden sonra, merkezi hükümetin, belediyelerin görev ve yetkilerini kısıtlama amacıyla her gün yeni kararlar aldığını görüyoruz. Vatandaşlarımıza en iyi hizmeti vermek için çalışan belediyelerimizi engellemekten başka hiçbir mantığı olmayan yeni kurallar koyma, yeni kanunlar çıkarma uygulamasına son verilmelidir. Hükümet ve yerel yönetimler el ele verip vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştıran, güzelleştiren hizmetleri birlikte hayata geçirmeliyiz. 

557 GÜN ÖNCE YAPILAN TOPLANTIDAN SONRA ADIM ATILMADI

Sayın Cumhurbaşkanımızın davetiyle 11 Eylül 2019’da yani tam 557 gün önce yapılan toplantıda konuşulan hükümet ile yerel yönetimlerimiz arasında iş birliği hususlarında hiçbir adım atılmadığı gibi 11 büyükşehir belediyemiz daha kötü uygulamalara maruz bırakılmaya devam etmektedir. 

Belediyelerimiz kimin hangi partiye oy verdiğine bakmaksızın,  her vatandaşa ulaşmak için var güçleri ile çalışıyor. Aynı hassasiyeti hükümetin de göstermesini bekliyor, parti, şehir, isim ayrımı yapmadan tüm yerel yönetimlere eşit ve adil davranmasını istiyoruz.

Baharın habercisi, tabiat ananın uyandığı, tüm çiçeklerin, ağaçların farklı renkleri ile mükemmel bir ahenk içinde doğayı süslediği Nevruz Bayramı bugün. Tüm renklilik ve farklılıklarımızla bir arada yaşamanın güzelliğinin ve değerinin herkesçe bilinmesi dileğiyle, umudun ve kardeşliğin bayramı Nevruz’u kutluyoruz.