CHP'den TRT ile ilgili gensoru

CHP, TRT'nin son dönemlerdeki yayınlarıyla ilgili olarak Devlet Bakanı Mehmet Aydın hakkında hazırladığı gensoru önergesini, TBMM Başkanlığına sundu. Önergede "Firari şüpheli bir kişiye, siyasi iktidarın, TRT'nin ekranlarını açması, kamuoyu oluşturma, yargıyı etkilemeye ve siyasi muhalifleri sindirmeye dönük bir girişimdir" denildi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Grup başkanvekilleri Hakkı Suha Okay, Kemal Kılıçdaroğlu ve Kemal Anadol'un imzasını taşıyan gensoru önergesinde, ifadeleri Ergenekon soruşturmasının ana eksenini oluşturan Tuncay Güney'in 14 Ocak 2009 tarihinde TRT 2'de ''Büyüteç'' adlı programa çıkarıldığı anımsatıldı.

Güney'in 4 saat boyunca, Anamuhalefet Partisi ve Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da aralarında bulunduğu birçok kişi ile kurumsal yapı hakkında hakaret, iftira, şantaj ve tehditle dolu açıklamalar yaparak, kişilik haklarına saldırıda bulunduğu ifade edilen gensoru önergesinde, ''TRT ekranından, Ergenekon soruşturmasının bir sonraki aşaması için hedefler gösterilmiş, kamuoyu oluşturulmuştur'' denildi.

Gensoru önergesinde, TRT'nin özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı ilkelerinin Anayasada tanımlandığı ifade edilerek, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda da ''Kişilerin özel hayatlarına, şeref ve haysiyetlerine saygılı olmak ve dürüstlük anlayışına bağlı kalmak; kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için kamuoyunu ilgilendirecek konularda yeterli yayın yapmak; tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamak'' şeklinde yayın esaslarının belirlendiği kaydedildi.

Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda da televizyonların yayın ilkelerine ilişkin hükümde, ''Suçlu olduğu yargı kararıyla kesinleşmedikçe hiç kimsenin suçlu ilan edilmemesi veya suçluymuş gibi gösterilmemesi'', ''Haberlerin yayınlanmasında tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine bağlı olunması; özgürce kanaat oluşumunun engellenmemesi; haber kaynaklarının kamuoyunun yanıltılmasının amaçlandığı haller dışında gizliliğinin korunması'' şeklinde ilkeler belirlendiği anımsatıldı.
 

"Yasaların açık ihlali"

Kamu hizmeti yayıncılığı yapması gereken TRT'nin yayın politikalarının çerçevesinin Anayasa ve yasalarla çizildiği belirtilen gensoru önergesinde, şöyle devam edildi:

''Tuncay Güney'in TRT ekranlarına çıkarılması, habercilik refleksi ya da bu kişinin daha önce diğer televizyon kanallarına çıkmış olması gibi basit ve hukuki dayanaktan yoksun açıklamalarla geçiştirilemez. TRT'nin, Tuncay Güney'e ekranlarını açması ve bu kişiyi saygın, güvenilir bir kişi formatı ile izleyicilere sunması, sadece yayın etiğinin değil, yasaların da açık ihlali niteliğindedir.

Firari şüpheli bir kişiye siyasi iktidarın, TRT'nin ekranlarını açması, kamuoyu oluşturma, yargıyı etkilemeye ve siyasi muhalifleri sindirmeye dönük bir girişimdir.''

"Planlı bir komplo çalışması"

Gensoru önergesinde, Tuncay Güney'in açıklamalarının zamanlamasının da düşündürücü olduğu belirtilerek, Güney'in 2001 yılı ifade görüntülerinin dağıtıldığı gün, TRT ekranlarına çıkarılmasının siyasi amaçlara yönelik planlı bir komplo çalışması olduğu kaydedildi.

CHP'nin önergesinin son bölümünde şu görüşlere yer verildi: ''Tuncay Güney'in iftira, tehdit ve şantajlarına aracı olmanın yanında, Sabih Kanadoğlu'nun gözaltına alınacağının sadece TRT tarafından saatlerce önce açıklanması, kazı çalışmalarının sadece TRT üzerinden servis edilmesi gibi olaylar, bugüne kadar yandaş medya üzerinden yürütülen dezenformasyonun, bundan sonra devletin resmi televizyonu önderliğinde gerçekleştirileceğini ortaya koymaktadır.

Yaşanan süreçte TRT'den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın, TRT'nin yayın etiği ve yasaları ihlal eden yayın politikası konusunda, suskunluğunu koruyarak sorumluları himaye etmiş ve bu siyasi komplonun planlayıcısı konumunda hareket etmiştir.

TRT'yi, Ergenekon soruşturmasının propaganda aracına dönüştüren, firari şüphelileri TRT ekranlarına çıkararak siyasi muhalifleri sindirmeye yönelik açıklamalarına göz yuman, saygın insanların kişilik haklarına saldırtan, yargıyı etkilemesine zemin oluşturan Devlet Bakanı Mehmet Aydın hakkında, Anayasanın 98 ve 99'uncu, İçtüzüğün 106. maddeleri gereğince gensoru açılmasını arz ve teklif ederiz.''