CHP'den sivil toplum raporu

CHP'nin Sivil Toplum Raporu'nda sosyal demokrat bir parti olan CHP'nin sivil toplum alanındaki en önemli müttefiklerinin sendikalar ve kooperatifler olduğuna dikkat çekildi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu tarafından hazırlanarak partinin resmi internet sitesine konulan Sivil Toplum Raporu, ''Özgür insan, kardeşçe yaşam'' başlığı adı altında sunuluyor.

Sivil toplumun, özel yaşam dünyası ile devlet arasında bulunan geniş bir toplumsal örgütlenme ve ilişkiler alanı olduğu belirtilen raporda, ''İki temel unsur bu geniş alanın dışında kalmaktadır. Bunlardan birincisi aile, akrabalık ve komşuluğu kapsayan özel yaşam dünyasıdır. İkincisi ise devlet ve devlet kurumlarıdır. Diğer bir deyişle, sivil toplum, özel yaşam dünyası ile devlet arasında yer alan tüm toplumsal birliktelikleri içerir'' denildi.

Sivil toplumun merkezinde özgür insan olduğu belirtilen raporda, örgütlü bir toplumun yaşatılması ve güçlendirilmesinin CHP'nin en önde gelen siyasi hedeflerinden biri olduğu, CHP'nin kendisini bir zümrenin, ırka dayalı bir aidiyetin veya yerleşik iktidar güçlerinin değil örgütlü sivil toplumun partisi olarak gördüğü bildiriliyor.

Raporda, sosyal demokrat bir parti olarak CHP'nin sivil toplum alanındaki en önemli müttefikleri sendikalar ve kooperatifler olduğu vurgusu yapılıyor.

İnsanın özgür olabilmesinin üç önemli koşula bağlı olduğu belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:
''Bir toplumda temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması baskıcı devlet uygulamalarına son verilmesini gerektirir. Bunun için özgürlükçü demokrasinin tam olarak hayata geçirilmesi zorunludur. CHP, ülkemizde özgürlükçü demokrasinin en önde gelen savunucusudur. İkinci olarak, insanı itaate ve bağımlılığa zorlayan cemaat ve çevre baskısına son verilmelidir. Bir ülkede bireyin özgürlüklerinin kısıtlanması, devletten olduğu kadar toplumdan da kaynaklanabilir. Üçüncüsü ise özgür insan, ekonomik bağımsızlığa ve toplumsal güvenceye kavuşmuş insandır. CHP, insanın özgürlüğünün, onları dizginlenmemiş piyasanın insafına terk etmeyen, güçlü bir sosyal devlet tarafından gerçekleştirilebileceğini öngörür. Çünkü somut özgürlüklerin hayata geçirilmesi ancak sosyal hakların sağlanmasıyla mümkün olur. Sosyal adalet daha fazla özgürlük demektir. Sivil toplum, insanın özgürlüğünü engelleyen her türlü baskıya karşı mücadelenin yürütüleceği ve özgür insan idealine ulaşılacak alandır.''

CHP'nin sivil toplum anlayışında, sivil toplum kuruluşlarının devlet güdümünde olmadığı, devlet tarafından yönlendirilen bağımlı ortaklar olarak görülemeyeceği vurgulanarak, sivil toplum kuruluşlarının özellikleri şu şekilde sıralanıyor:

''Baskıcı cemaat merkezli değildir. İnsanın insana boyun eğmesi anlayışını reddeder. Özellikle kadınlar ve gençlerin özgürlüğünü kısıtlayan çevre ve cemaat baskısına karşı çıkar. Neo-liberal dogma merkezli değildir. İnsanların siyasi, toplumsal ve kültürel kaynaklara erişimlerini piyasadaki kazançlarıyla sınırlandıran anlayışı reddeder. Çünkü eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerden yeterince yararlanamayan bireyler özgür yurttaş olamazlar.''

Raporda Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarına yönelik bir durum değerlendirmesi de yapılıyor.
Buna göre Türkiye'de 2010 itibariyle 86 bin 324 dernek, 4 bin 494 vakıf, 96 işçi sendikası, 54 kamu işçileri sendikası, 4 bin 794 oda ve 58 bin 90 kooperatif olmak üzere toplam 153 bin 852 kuruluş bulunuyor.

Raporda, 2000 yılında 60 bin 931 olan dernek sayısının 2010'da yüzde 42 artarak 86 bin 324'e ulaştığı, üyelerin 6 milyon 151 bin 565'inin erkek, 1 milyon 178 bin 619'unun da kadın olduğuna vurgu yapılıyor.

Toplam 7 milyon 330 bin 184 dernek üyesinin, nüfus sayısına oranlandığında yüzde 10,1 gibi düşük bir düzeyde olduğuna işaret ediliyor.

Türkiye'de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının yüzde 90'ının dernek, diğerlerinin ise vakıf ve meslek örgütü statüsünde olduğu belirtilen raporda, meslek örgütleri ve sendikaların yanı sıra sivil toplum örgütlerinin en aktif olarak faaliyet gösterdikleri alanlar ise dini hizmetler, spor, yardımlaşma, kalkınma, mesleki dayanışma, toplumsal hayat, dostluk, kültür, sağlık, imar, çevre, sosyal etkinlik, sivil haklar, gençlik, hayır işleri, THK, ADD, öğrenci ve uluslararası etkileşim şeklinde sıralanıyor.

Hemşehrilik derneklerinin Türkiye'deki sivil toplum dünyasında geniş bir yer kapladığı belirtilen raporda, bir diğer örgütlenme şeklinin de inanç temelli örgütlenmeler olduğu ifade ediliyor.
Raporda, İnanç Temelli Örgütlenmeler başlığı altında, bu kuruluşların işleyiş ve amaçları bakımından tek ve türdeş bir olgu gibi değerlendirmek doğru olmadığı, din ve inanç temelli kuruluşların bir bölümünün faaliyetlerini tamamen çağdaş ve demokratik sivil toplum kuruluşları gibi sürdürdüğü belirtiliyor.

Raporda CHP'nin biat kültürü ve bağımlılık ilişkileri yaratarak mensuplarına özel çıkar sağlayan anlayışı reddettiği vurgulanıyor.

Türkiye'de sivil toplum alanında yaşanan sorunlar, ''Güçlü devlet, zayıf sivil toplum anlayışı'', ''maddi kaynak yetersizlikleri'', ''sivil toplum örgütleri arasında işbirliği ağlarının zayıf olması'', ''Merkezde güçlü, taşrada zayıf sivil toplum ikilemi ve bölgesel eşitsizlikler'', ''Cinsiyet eşitsizlikleri'', ''Görünürlük sorunu'' başlıkları altında sıralanırken, CHP'nin sorunların çözümü kararlılıkla çalışacağı ifade ediliyor.

CHP'nin sivil toplum anlayışının temelinde özgür insan hedefi ve çoğulcu, katılımcı demokrasiye olan inancının yer aldığı belirtilen raporda, ''Sivil toplum, hem ceberut devlet politikalarına hem de ekonomik, sosyal, kültürel baskılara karşı özgürlükçü bireylerin en önemli mücadele alanıdır. CHP'nin sivil toplum anlayışı, sivil toplum kuruluşlarını iktidarın uzantısı olarak gören devletçi, merkeziyetçi anlayışın ve bu kuruluşları toplumsal baskıların devam ettirilmesinin aracı olarak gören cemaatçi anlayışın karşısında yer alır'' deniliyor.