CHP'den AKP'ye 'iki bakanının yerini değiştir' önerisi
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP MYK sürerken gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Faik Öztrak, AKP'ye Dışişleri Bakanı ile Tarım Bakanı'nın yerini değiştirmesi önerisinde bulundu.
cumhuriyet.com.trFaik Öztrak'ın açıklamalarından satır başları:
Bugün ve geçtiğimiz hafta ekonomide çok önemli veriler açıklandı. Bu sabah konut satış istatistikleri açıklandı. Yüzde 25 bir düşüş var. Vatandaşın satın alma gücü, ekonomideki güven tabi ki etkiliyor. Aralık ayına ait sanayi üretimi ve ödemeler dengesi ile 2018'in son üç aylık işsizlik rakamları da önemli ipuçları veriyor.
"2009 KRİZİNDEN BU YANA EN YÜKSEK ARTIŞ"
Sanayideki daralma beklenen büyüme rakamlarının da gerçekleşmeyeceğini gösteriyor. Resmi rakamlarla işsizlik 12,3 olmuş. İşsiz sayısı da 7 buçuk milyonu buluyor.
Bu artışlar 2009 krizinden bu yana gözlenen en yüksek artışlar.
Bu rakamlar da makyajlı. Demografik trendlerle oynanmak suretiyle işsizlik gizlenmiş. Bu konu hakkında bir araştırma önergesi vereceğiz.
"İŞİN EN KÖTÜSÜ HENÜZ YAŞANMADI"
İşin en kötüsünün henüz yaşanmadığını görüyoruz. Zonguldak'ta, Tokat'ta sokaklara taşan iş başvuru kuyruklarına baktığımızda bugün Rize'de yerel basına yansıyan bir haber var. 10 kişilik iş için 12 bin kişi sıraya girdi.
Her rakamın ardında ciddi hayat dramları var. Atanamadığı için canına kıyan gençler, evladına pantalon alamadığı için intihar eden babalar, hayatlarına son veren iş insanları...
Başarı ekilen tarlalalarla, üreten fabrikalarla, çalışan, kazanan yurttaşlarla ölçülüyor. İktidara bakarsanız herşey güllük gülistanlık. Tarlalar boş, mutfaklarda yangın var, bunlar cari açık üzerinden başarı hikayesi yazmaya kalkıyor.
"BORCU ÇEVİREMEYİNCE EKONOMİ DURDU"
Ne yaptı iktidar da cari açık düştü. Ne oldu borcu çeviremeyince ekonomi durdu, ithalat da durdu. Bu nedenle Cari işlemler açığı düştü. Cari açıktaki azalma bu millete ciddi bir maliyeti olacak. Pahalılık, işsizlik aileleri kasıp kavuruyor. Herkes evinin tapusunu, arabasının ruhsatını bankaya kaptırma korkusu ile yaşıyor.
2018'de düşen cari açığı da normal yollardan finanse edememişiz. Borç bulamamışız, ödeyememişiz. 10 milyar Merkez Bankası'nın kasasından harcamışız. Bir de kaynağı belli olmayan para girişi yaşanmış. Bu paranın ne kadar geleceği belli değil. Damadın açıklamalarına rağmen dış piyasada bir güven yaratılamıyor.
CUMHURİYET TARİHİNDE BU BOYUTTA PARA GİRİŞİ HİÇ YAŞANMAMIŞTI
Cumhuriyet tarihinde ülkeye ne olduğu belli olmayan bu boyutta para girişi hiç yaşanmamıştı. Bu Saray'ın büyük bir para yıkama makinesi haline geldiğini gösteriyor. Ne yıkaması bu! Kara para mı, uyuşturucu mu, kaçak sigara mı?
"DAMAT, BÜTÇE OKUMASI BİLMİYOR"
Millet kan ağlıyor, damat çıkmış bütçenin 5 milyar fazla verdiğini müjdeliyor. İş bilmezliğin, göz boyamanın bu kadarı fazla. Bütçe rakamlarını okumasını bakan damat bilmiyor.
Siz Nisan'da ödenmesi gereken Merkez Bankası karını tutacaksınız Ocak'ta koyacaksınız, 34 milyar nedeniyle fazla verdik diyeceksiniz.
Türkiye'nin önümüzdeki 3 ayda izleyeceği bu boyutta bir seçim harcaması politikası bu ülkenin çok büyük zorluklara girmesine neden olacak. Nisan ayında bu para gelmeyecek o zaman ne olacak. Erken tahsil edilen parayı çıkarın geçen yıl 1,7 milyar fazla veren bütçe bu yıl 28 milyar eksik veriyor.
Sorunların üzerini örtmek için makyajlama yapıyorlar. Bunlar için önemli olan bir tek şey var 31 Mart'a kadar zarfı düzgün göstermek. İşin içine, temel nedenlere hiç bakmıyorlar.
MARKETLERE TEHDİT TELEFONLARI AÇILIYOR
Bu sorunları örtmek için marketlere tehdit telefonları açılıyor, baskı ile fiyat düşürülüyor. Bankalar lisans iptalleri ile tehdit ediliyor. Miras hukuku yok sayılıyor. Siyasi iktidar ekonomide de otoriterleşiyor.
"2001 KRİZİNDE KUYRUK OLMADI"
Bunun sonu ampul, yağ, deterjan kuyruklarının gelmesi olur. 2001 yılında Türkiye tarihinin en ağır krizlerini yaşadı ama 2001 yılında meyve sebze tezgahlarının önünde kuyruk olmadı. Buna cevap versinler...
TÜİK en son açıkladıkları üretici fiyat endeksi yüzde .. artmış, fiyatlar ne kadar artmış yüzde 6. demek ki tarlalardaki fiyat sofradan daha hızlı artmış.
Telefonla tehdit edilen marketlerde sebze meyve satış fiyatları alış fiyatının altında bunu etiketlere baktığınızda görüyorsunuz. Bunu sürdürmek mümkün değil, sadece marketleri değil üreticiyi de iflas ettiririz. Üretim maliyetini düşürmezseniz bu ateş sönmez.
Bu tanzim satış konusunda Dışişleri Bakanı en mantıklı açıklamayı yaptı. Gübrede, mazotta tanzim yapılabilir dedi. Ancak bu da tek başına yetmez, çiftçinin kara gün dostu olan TMO, yeniden rol almalıdır. Kooperatifler yeniden ayağa kaldırılmalıdır. En önemlisi de çiftçiye ödenmesi gereken destekler ödenmelidir.
‘İki bakanın yerini değiştir’
Bu arada Saray'daki kibir abidesine bir tavsiyemiz var, 31 Mart'tan sonra yapmak zorunda kalacağı kabine değişikliğinde Dışişleri Bakanı ile Tarım Bakanı'nın yerini değiştirsin.
Ekonomide Saray'ın bir tek önceliği var dövizi 31 Mart'a kadar kontrolde tutmak.
Merkez Bankası zorunlu karşılıklarda bir indirim daha yaptı. Bu sayede bankaların kredi vermeleri kolaylaştırılıyor. Yani faizleri düşürmeden ucuz kredi vermenin yolları aranıyor.
Yine Merkez Bankası günün sonunda kimseye yaranamayacak. Merkez Bankası'nın faiz artışları ile sağlamaya çalıştığı güven yerle bir olacak. Artık saklanamayacak bir gerçek var 24 Haziran'da tek adam rejimine geçilmesinin ardından ülke ekonomisi dara düştü. Yapılması gereken bellidir, ülkenin ekonomisi ehil ellere verilmelidir.
BERAT ALBAYRAK'IN DOLAR AÇIKLAMASI
Damat birkaç gün önce "Siz elinizde dolarları tutun göreceksiniz ne olacak" dedi. Siz burada döviz hesaplarında bir düzenlemeye mi gideceksiniz, açıklayın. Kayınpederin "Dolar alan yayan kalır" dediğinden bu yana dolar Türk Lirası karşısında yüzde 105 değer kazandı.
Otursunlar Genel Başkanımızın önerilerini hayata geçirsinler.
ERDOĞAN'A: AĞZINDAN ÇIKANLARI KULAKLARI DUYMUYOR
Saray ittifakında korku dağları bekliyor, adayları değiştiriyorlar. Halkı kin ve düşmanlığa sevk eden bir kampanya yürütülüyor. Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan AKP Başkanı kendi ittifakı dışında kalan ve Meclis'te olan partileri çete olarak ilan ediyor. Herhalde ağzından çıkanları kulakları duymuyor.
Memlekette terörist ilan etmedikleri kimse kalmadı. Atama bakanları da onlardan aşağı kalmıyor. Bu zevat kendi bekaları için milletin birliğini bozmaktan geri durmuyor.
Beyefendi Emevi Camisi'ne gidemedi ama ülkemiz Suriyeliler ile doldu. Seçim öncesi davulla zurna ile ilan ettikleri askeri harekata önce Trump, şimdi de Soçi'de yapılan görüşmeler taş koydu. Şimdi dönüp 2015 Kasım'ında uyguladıkları taktikleri uyguluyorlar. Mecliste bulunan partileri çete ilan edebiliyorlar.
AKP HÜKÜMETİNE PKK İLE OSLO'DA YAPTIĞI GÖRÜŞMELERİ HATIRLATTI
Terör örgütleri ile her türlü pazarlığa girenlerin, Oslo'da masa kuranları, teröristlerin dizi dibinde fotoğraf çektirenlerin, millete sövenlere yandaş medya kurduranlara bu millet kanmaz.
Teröre çanak tutunları arıyorlarsa kendi saraylarındaki altın varaklı aynalara bakacaklar.
Milletimize istiklal sorunu var diyeceksiniz sonra da oturup belediye pazarlığı içine gireceksiniz. Ebedi Genel Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk yegane adres olarak TBMM'yi göstermiştir. Eğer gerçekten bir İstikbal ve İstiklal sorunu olduğunu düşünüyorsanız o zaman meseleyi Meclis'e getireceksiniz bu işi ortak akılla çözeceğiz.
"DERTLERİ KOLTUKLARI"
Belediye başkanlarımız ile ilgili özellikle Ankara'da ipe sapa gelmez bir takım yazılar yazıyorlar. Bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Bunların derdi sıkı sıkıya yapıştıkları koltukları.
Milletimiz bu metal yorgunu, kibirli siyaset anlaşıyından ilk önce belediyelerle kurtulmak gerektiğini görüyorlar.
Şehirleri imar ve rant alanı olarak gören anlayışı tarihin derinliklerine gömeceğiz, beton ormanlarının yerini insanlarımız nefes alacağı bir ortam oluşturacağız. biz yönettiğimiz beledilyelerde saygının sevginin dilini konuşacağız. Yereli kalkındaracak, yerel ekonomiyi canlandıracak politikalaları oluşturacak.
Bunları ilk olarak şehir yönetimlerinde dinlendireceğiz.