CHP'den AKP'ye 11 maddelik çağrı!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yolsuzluk ve rüşvet ile mücadele için AKP'ye 11 maddelik düzenleme çağrısında bulundu.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. AKP'yi çok sert sözlerle eleştiren Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a 11 maddelik  yeni düzenleme çağrısında da bulundu.

İŞTE CHP'NİN 11 MADDELİK ÇAĞRISI

"Rüşvet ve yolsuzluklar konusunu dokunulmazlıklar dışına çıkarın.
Kamu ihale yasasını AB standarına getirin.
Siyasi ahlak yasası çıkarın.
Siyasi partiler yasasını çıkartalım.
Adli kolluk yasasını çıkaralım.
Kamu harcamalarını denetleyen Sayıştay'ı daha da güçlü hale getirelim. Raporlar, Meclis'e gelsin.
Ticari sır kavramını düzenleyelim. Parlamento rüşvet konusunda komisyon kuruyorsa kimse sırrın arkasına saklanmasın.
Parlamentoda kesin hesap komisyonu kurulsun. İktidar muhalefete hesap versin
Çağdaş anlamda yolsuzlukla mücadele yasası
Gelir idaresi başkanlığını özerk hale getireilim.
Bağımsız kuruluşlar var, BDDK gibi. Bu kuruluşları siyasetten arındıralım."

Kılıçdaroğlu maddeleri sıralamasının ardından "Gelin Türkiye'yi yolsuzluklardan arındıralım. Gelir mi? Gelmesi için ar damarının olması lazım..." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları ise şöyle:

- Kendilerine sivil dayanışma diyen grup kimlerden oluşuyor. Birisin söyleyeyim. HAK-İŞ. Buradan onlara sesleniyorum, işçilerin cebinden mi kendi cebinden mi verdin o parayı.

- Bir siyasal iktidara destek verebilirsiniz. Yolsuzluğa ve rüşvete bir sendika asla destek olamaz. AKP sadece bununla mı yaptı, hayır!

- 2002 seçimlerinde demokratikleşme programı diye bir program yayınlandı. AKP'ye oy veren vatandaşlarım için anlatıyorum. İyi niyetle oy verdiniz ama sizi kandırdılar. Hiç birisi yerine getirilmedi.

- Şöyle diyor; "Toplumları tahrip eden yozlaşma yolsuzluk çıkarcılık hukuk önünde fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır" diyor. İnanıyor musunuz? Şöyle devam ediyor; "Siyasetin kirlenmesini önleyen yasal düzenlemeler yapılacaktır." Nerede bu düzenleme paketi? Sen milleti kandırdın!

- Bir yolsuzluk ortaya çıktığında bütün dünyada bütün siyasiler, "Yolsuzluk mu var? Sonuna kadar gidin" der. Bunlar ne yaptılar? Olay ortaya çıktı, önce paniklediler. Arkadan devlette çete var dediler. Polisleri, bürokratları, savcıları görevden aldılar. Yetmedi yönetmeliği değiştirdiler.

- Samimi söylüyorum, anlatırken sıkılıyorum; doğrudan yürütme organı, doğrudan yargıya müdahale ederek savcının elini kolunu bağladı.

- 18 Nisan 2013 tarihli MİT raporu da ortaya çıktı. Doğrudan başbakana verilen bir rapor. Diyor ki, hani ana aktörü var, yakalanan. “Bakanların Zarrab ile ilişkisi ortaya çıkarsa hükümet zor durumda kalır” diyor. Başbakan’ın masasına konuyor bu. Olay yeni bir olay değil. Ben şimdi o sayın Başbakana sormak isterim. Yani 2013’te bu rapor önüne konduğunda, o bakanları çağırıp acaba hiç konuştun mu? Konuşmaz, neden? Talimatı veren o arkadaşlar niye konuşsun. Çete reisi zaten.

- Deniz Feneri davasını hatırlıyorsunuz değil mi? Polis İstanbul'da bir arama yapılacağını siyasi otoriteye bildiriyor. Köstebek bir bakan var... Onun koruma müdürü hemen Kırıkkale Belediye Başkanı'nı arıyor. Eğer hırsıza haber verirseniz sonucu bu olur. Danıştay'a başvuruldu, HSYK açıklama yaptı, kıyamet koptu. Sen akşama kadar konuşuyorsun... Senden mi izin alacak?

- 21 Nisan 2009 “Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Bırakalım yargı hukuk işlesin. Bırakalım ak ile kara ortaya çıksın” 27 Aralık 2013 “Egemenlik kayıtsız şartsız yargının değildir. Egemenliği milletin elinden alıp, bana aittir diyen yargı bunun da hesabını vermelidir” diyor.

- Kimse kusura bakmasın bu lafı kullanacağım için ama adam cahil, cahil! Güçler ayrılığı ilkesini bilmeyecek kadar cahil bir adamın başbakanlık yapması ayıp değil midir?