CHP’de taciz skandalı yaratmak için 16 yıl önceki röportaja sarıldılar

Sabah gazetesi 2002 yılında yazılmış bir romanın kurgu karakterinden, başka bir gazetede 2004 yılında yapılmış röportajıyla birleştirip manşet çıkarıyor. Şebnem Bursalı imzalı haberde yazar Nazlı Eray’ın o dönem Hürriyet yazarı olan Faruk Bildirici’ye verdiği röportajından, sanki o röportaj kendilerine verilmiş gibi cımbızlanmış bölümler yer alıyor. Maksat CHP’yi taciz skandalıyla yıpratmak olunca tarih devreye giriyor.

Yazgülü Aldoğan

Ekonomik kriz, pandeminin yükselişi, Merkez Bankası’nda para kalmayışı nasıl gündemden düşürülebilir? Biraz seks, biraz taciz, biraz siyaset sosuna bulanmış haberlerle Ana Muhalefet Partisi CHP’ye saldırarak. Bunun için her yol akla gelirdi de ünlü yazar Nazlı Eray’ın 2002 yılında yazdığı fantastik romanının da kullanılacağı düşünülemezdi. Nazlı Eray, fantastik kurgu romanlarıyla “Büyülü Gerçeklik” adını verdiği ekolün yaratıcısı, çok okunan bir yazar. 

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında yazdığı “Sis Kelebekleri” başlıklı kitabında aslında AKP’nin doğuşunu anlatıyor. Bütün kitaplarında yaptığı gibi başkahraman da hep kendisi. Güya Sinop Cezaevi’nde de yatıyor, bazen Marie Antoinette oluyor, bazen siyasetçi. Kahramanla yazar kimliği sık sık karışıyor, iç içe geçiyor. Bu kitap yayımlandığı sırada yazar CHP’de parti meclisi üyesi. Tam altı kez yüksek oylarla seçilmiş. Kitabın yayımlanmasından iki yıl sonra o dönem Hürriyet gazetesi yazarı olan Faruk Bildirici kendisiyle bir portre röportaj yapıyor. O röportajda Nazlı Eray, kadınların siyasette karşılaştıkları zorlukları anlatırken başından geçen tatsız bir olaydan da bahsediyor. 

Kurultay delegesi iken Anadolu’dan gelen bir üyenin kendisini öpmeye kalkıştığını anlatıyor. O şahıs sonra partiden dışlanmış, aradan 16 yıl geçmiş. Nazlı Eray’ın kitabı “Sis Kelebekleri”; Faruk Bildirici’nin röportajındaki bölüm, Allah için titiz bir çalışmayla cımbızlanıp kurgulanarak Sabah Gazetesi’nin birinci sayfasına Şebnem Bursalı imzasıyla yerleşmiş, bir algı operasyonu yapılmış, Ana Muhalefet Partisi tacizci ilan edilmiş.

NAZLI ERAY ŞAŞKIN

Bodrum’daki evinden telefonla ulaştığım Nazlı Eray, birdenbire gündem olmaktan ötürü önce şaşkın. Sonra kitabının ve kendisinin 18 yıl sonra yeniden gündeme gelmesini alaycı bir ironiyle karşılıyor. 

“Ben manşet olduğum için çok memnunum. Kitabım tekrar gündeme geldi. Ayrıca belirtmeliyim, en iyi kitabımdır. O dönemde ben CHP’de parti meclisi üyesiydim. O kitabımda her zaman yaptığım gibi çeşitli karakterlere bürünüyorum. Marie Antoinette bile oluyorum! Keşke onu da yazsalardı” diye şakayla karışık özetliyor konuyu. “Şimdi baskısı bile yok. Fantastik bir romanı, üstelik okumadan, anlamadan, partiyi kötülemek için kullanmak istediler. Beni pazar günü İzmir Sabah’tan Fatih Ulaş aradı. Kitabı okumamış, uğradığınız tacizle ilgili konuşmak istiyorum dedi. Kitabı okumamış insanla ne konuşacağım? Konuşmadım” diyor. Nasıl oluyorsa o sipariş yazı sonra Şebnem Bursalı imzasıyla hazırlanıyor.

BURSALI YANIT VERMİYOR

Şebnem Bursalı’yı Ankara’dan tanırım. Kendisiyle o dönemlerden arkadaşlığım da vardır, ama son yıllarda geçirdiği “evrimden” sonra görüşmüyoruz. Haberini konuşmak için arıyorum ama telefonunu açmıyor. 

Bu haber niye kültür sanat sayfasında yer alıyor diye merak ediyorsanız, bir köşe yazarı, siyasi algı yaratmak için Türk edebiyatının fantastik kurgu romanlarıyla tanınan, okurunun bile romanda hangisi gerçek hangisi değil, içinden çıkamadığı yazarının 18 yıl önce yazılmış kitabıyla 16 yıl önce bir başka gazetedeki röportajından bir taciz iddiası çıkarıp yazarak manşete çıkardığı için. Edebiyata da yazık oluyor, gazeteciliğe de algı operasyonlarıyla kafası karışan okura da. Bunu tacize uğrayan çocuklar için “Bir kereden bir şey olmaz” diyen partinin savunucuları medya yapıyor. Gerçekten tacize uğrayanlara da çok ayıp oluyor!