CHP'de İzmir depremi
CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, örgütün dışlandığı gerekçesiyle görevinden istifa etti
Hakan DirikCHP İzmir İl Başkanlığı, Kılıçdaroğlu'nun Seferihisar programından Seferihisar Belediyesi'nin 2 gün önce yaptığı basın açıklamasıyla haberdar oldu. Ayrıca programa ilişkin talimatlar, il yönetimi by-pass edilerek CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun tarafından örgütlere ve yerel yönetimlere iletildi. Kılıçdaroğlu'nun daha önceki İzmir programlarında da benzer yöntemin izlenmiş olması Yüksel'in istifasını hızlandırdı. Ancak Yüksel Kılıçdaroğlu'nun önceki günkü Çanakkale ve bugünkü İzmir programını dikkate alarak, pazartesi günü kararını aldığı istifasının dilekçesini genel merkezle paylaşmadı. Olayın kamuoyuna yansımasıyla Yüksel'in Kılıçdaroğlu'yla tartıştığı için görevinden ayrıldığı yorumları yapıldı. Bunun gerçeği yansıtmadığını, tam tersi CHP Genel Başkanı'nın istifa etmemesi için kendisini aradığını belirten Yüksel, şunları kaydetti:
“Genel Başkanımızla böyle bir tartışma olmamıştır. Tamamen hayal ürünüdür. Türkiye böylesine olağanüstü bir dönemden geçerken, her dönemde olduğu gibi bu dönemde de parti içi tartışmalardan uzak durmaya özen gösterdim ve buna fırsat vermedim. Aldığım kararın sebebi ne bir tartışma, ne de bir gerginliktir. Bu kararı tamamen yönetimsel düşünce farklılıkları, çalışma şekillerinin uyuşmaması ve bu ortamda partime daha fazla faydalı olamayacağımı düşünmemden dolayı vermiş bulunmaktayım. Neredeyse bir ömür boyudur hizmet ettiğim, önemli görevlerde bulunduğum partime olan bağlılığım, Türkiye'nin gelişmesi ve partimin yükselmesi için göstereceğim gayrette hiç bir değişiklik yoktur. Bu istifa belki de, daha genç ve idealist kadroların önünü açmak içinde bir başlangıç olacaktır.”
Yüksel, açıklamasını şöyle bitirdi:
“Artık böylesine önemli kurumsal bir makamdansa, partimiz sade bir neferi olarak CHP'ye ve ülkeme daha özgür ve faydalı hizmet edeceğime inanmaktayım. Aynı zamanda partimle olan bağımın asla kopmayacağını, ama gelinen noktada bu ayrılığın kaçınılmaz olduğunu tüm parti örgütümle ve kamuoyuyla paylaşırken, görev sürem boyunca bana hep destek olan, birlikte çalışmaktan onur duyduğum ve birlikte tarihi işlere imza attığımız başta yönetim kurulum olmak üzere, ilçe başkanlarım, belediye başkanlarım, PM ve YDK üyelerimiz, milletvekillerimiz, meclis üyelerimiz ve tüm parti üyelerime çok teşekkür ederim. Elbette bu görev süresince partimize ve şahsıma desteklerini esirgemeyen tüm demokratik kitle örgütlerine ve dernek başkanlarına, muhtarlarımıza ve en çokta İzmirli hemşerilerimize canı gönülden teşekkürü borç bilirim. Bundan sonra tam demokratik ve laik bir Türkiye için, cumhuriyet ve adalet için yapılacak tüm çalışmalarda partimle ve İzmir ile yürüyeceğimden kimsenin şüphesi olmasın.”