CHP'de değişim beklentisi

30 Mart seçimlerinde istediği sonucu alamayan CHP’de seçim sonrasında ilk hesaplaşma cuma günkü Parti Meclisi’nde (PM) yaşanacak. Parti içinde grup yönetimi dahil çok sayıda milletvekili ve partili seçim sonuçlarını “başarı olarak görülemeyeceği” için MYK’de değişiklik için bastırıyor. Kulislerde, aralarında eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın da bulunduğu bir grup ise sadece “PM seçimli” bir olağanüstü kurultayla parti yönetiminin yenilenmesini isterken, parti yönetimini “cemaatle işbirliği” görüntüsü verdiği gerekçesiyle eleştiren ulusalcılar da hem kurultay hem de “özeleştiri toplantısı” için zemin yokluyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay seçeneğine soğuk olmakla birlikte, MYK’de değişikliğe gidebileceği ya da boş olan yerlere yeni atama yapabileceği belirtiliyor.

CHP’nin yerel seçimlerde aldığı sonuçlar, milletvekilleri, grup yöneticilerinin yanı sıra parti yönetimini de tatmin etmedi. Seçimler sonrasında ilk kez 18 Nisan’da toplanacak olan PM’de sonuçların masaya yatırılması bekleniyor. Kılıçdaroğlu, PM toplantısından sonra ise seçim sonuçlarını parti örgütleriyle değerlendirecek. Bu kapsamda Kılıçdaroğlu, 24 Nisan’da ilk olarak kadın kollarını, il yöneticilerini ve kadın belediye başkan adayları ve yöneticilerini toplayacak. Kılıçdaroğlu, hem cumhurbaşkanlığı seçimleri hem de partinin bundan sonra izleyeceği stratejiyi belirleyecek. Özellikle muhalif kanadın, “Kılıçdaroğlu’nun güven tazelemesi, parti vitrininin yenilenmesi” için kurultay seçeneğini seslendirmelerine karşın, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçimlerine az bir süre kaldığı için bu seçeneği düşünmediği ifade ediliyor. Ancak bazı üyelerin “Seçim sonuçlarının sorumluluğunu alıp istifa edelim” önerisi getirdiği MYK’de değişikliğe gidebileceği belirtiliyor. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle 18 Temmuz’da yapılması gereken 35. olağan kurultayı ise yasanın verdiği olanak çerçevesinde 1 yıl ertelemeyi planlıyor.

Parti içindeki ulusalcı kanat, seçimlerde alınan başarısız sonuçta “sağa açılım” politikalarının yanı sıra “cemaatle işbirliği” görüntüsünden son derece rahatsız. “Sağ-cemaat” açılımı nedeniyle partinin asıl tabanını ürküttüğü ve hatta birçok yerde küstürdüğünü düşünen ulusalcı kanat, “Yeni CHP” söyleminin ise özellikle Batılı seçmeni partiden uzaklaştırdığı görüşünde. Parti içindeki “yenilikçi” kanadın Kürt sorunu konusunda partinin klasik çizgisinden uzaklaşması nedeniyle başta Trakya, Akdeniz olmak üzere seçmenin MHP’ye kaydığı eleştirisi yöneltiliyor. Parti yönetiminin bu konuda “özeleştiri” yapıp politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini savunan ulusalcı kanat, kurultay konusunda ise parti tabanında nabız yokluyor.

Eski Genel Başkan ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın şimdilik Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığını tartışmaya açmayacağı, ancak parti yönetiminde yenilenme istediği belirtiliyor. Baykal’a yakın isimler, bu kapsamda sadece “PM seçimli olağanüstü kurultay” talebini dile getiriyorlar.

Partinin yenilikçi kanadı ise son seçimlerde Doğu ve Güneydoğu’da hiç varlık gösterilememesinin altında partinin Batı seçmenini kaçırmamak için Kürt sorununda “cesur” bir politika izlenmediği görüşünde. CHP’nin, uzunca süreden bu yana BDP’ye kaptırdığı Kürt seçmeni yeniden kazanmak için gerekirse Batı’da biraz oy kaybını göze alıp Kürt sorunu konusunda radikal açılım yapması gerektiğini savunuyorlar.

 

Tekin: Havuz medyasının aklına ihtiyacımız yok

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin şu anda olağanüstü kurultayın gündemlerinde olmadığını bildirdi. Gazetecilerin sorusu üzerine Tekin, “Olağanüstü kurultay koşullarını delegasyon, delege belirler, bugüne kadar herhangi bir CHP delegesinin kongre talebi olmadığını çok açık ve net bir şekilde görüyoruz. CHP’de bir kongre sorunu yok. Özellikle havuz medyasında oturup bize akıl verenler kendilerine bir baksınlar” görüşünü dile getirdi.

Tekin, İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler ve İstanbul Milletvekili Nur Serter’in seçim sonuçları ve partiyle ilgili “cemaatle işbirliği yapıldığı” eleştirileri içinse şunları söyledi: “30 yıldır ben özellikle 80’den sonra solda, CHP’de bir parçalanmayı, kavgayı, gürültüyü, patırtıyı arzu eden kadroların, ekiplerin olduğunu biliyorum. Elbette arkadaşlarımızın eleştirileri olabilir, son derece doğaldır. Biz sosyal demokrat partiyiz. Parti içindeki eksikliklerin, aksaklıkların tartışılması, müzakere edilmesi son derece doğru ama bir kısım arkadaşlarımızın keşke medya kanalıyla değil, önümüzde PM, grup toplantısı ve parti mekanizmalarında bu görüşlerini bildirselerdi daha makbul olurdu.”