CHP'de alarm
Partisinin yetkili kurullarına ‘acil toplanma’ çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, “Yıllarını FETÖ’yle mücadeleyle geçiren yazarları tutuklamayı ‘yargı bağımsızlığı’ diye geçiştiremezsiniz” dedi
Hakan DirikGazetemiz yazar ve yöneticilerinin tutuklanması üzerine İzmir programını yarıda kesen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’ya dönerek partisinin Merkez Yönetim Kurulu’nu (MYK) topladı. Bugün de Parti Meclisi’ni (PM) toplantıya çağıran Kılıçdaroğlu, hükümete “Cumhuriyet gazetesi ne yaptı? Bir yerlere bomba mı yerleştirdi?” diye seslendi. Bugün toplanacak PM’den, başta Cumhuriyet yöneticilerinin tutuklanması olmak üzere basın özgürlügüne yönelik baskılara karşı deklerasyon yayınlanması bekleniyor.
Kılıçdaroğlu, İzmir’de iki gün süren CHP Yerel Yönetim Birimi Belediye Başkanları Toplantısı’nın ardından Balıkesir’in Bandırma ilçesinde bazı açılışlara katılacaktı. Ancak, gazetemizin yönetici, yazar, çizerleri ve milletvekillerine yönelik tutuklama kararı üzerine programını yarıda kesti. Ankara’ya dönme kararı alan Kılıçdaroğlu, MYK ile PM’yi olağanüstü gündemli olarak toplamaya karar verdi. Hafta sonu değişik illerde çalışmalar yapan MYK ve PM üyelerine acil Ankara’ya dönmeleri yönünde talimat verildi. İzmir’den ayrılmadan önce Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde konuşan CHP lideri, “9 gazeteci arkadaşın tutuklanması asla kabul edilecek bir eylem değildir.
Hiç kimse başka bir gerekçe aramasın. ‘Yargı bağımsızlığıymış’, ‘Yargıya müdahale edemiyoruz’ gibi gerekçelerin arkasına sığınmaya kimsenin hakkı yoktur. Çünkü bilinmektedir ki yargı siyasi otoriteden talimat alarak karar vermektedir. Daha önce incelenmiş, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün görüşü ortaya çıkmışken olayı yeniden kaşıyarak 9 kişiyi önce gözaltına almak, sonra hapse atmak bizim kabul edeceğimiz bir uygulama değildir” diye konuştu.
‘Türkiye’nin itibarı zedelendi’
Başbakan Binali Yıldırım’a da seslenen Kılıçdaroğlu, gazetemiz yazar ve yöneticilerinin tutuklanması ile HDP’ye yönelik operasyona işaret ederek, şunları söyledi: “Türkiye’nin itibarı büyük ölçüde zedelenmiştir. Şu anda dünya ayaktadır, ‘Ne oluyor Türkiye’de?’ diye... Milletvekilini, gazeteciyi, öğretmeni, üniversite hocasını hapse atarsın. Ne olacak peki bu Türkiye’nin hali? Herkesin hapiste olduğu bir Türkiye mi daha saygındır, herkesin özgür olduğu bir Türkiye mi daha saygındır? Sayın Binali Yıldırım’a çok açık bir çağrı yapıyorum; demokrasiye sahip çıkınız. İnsan hak ve özgürlüklerine, medya özgürlüğüne sahip çıkınız. Cumhuriyet gazetesi ne yaptı? Cumhuriyet gazetesi bir yerlere bomba mı yerleştirdi? Vakıf yöneticileri FETÖ ile işbirliği mi yaptılar? Yıllarını bu alanda mücadeleyle geçiren yazarları, gazetecileri hapse atmak ne zamandan beri yargı bağımsızlığının arkasına sığınılarak anlatılmaya çalışıyor? Yargının ayak bağı olarak telaffuz edildiği bir ülkede yargı bağımsızlığı yoktur. Medyası özgür olmayan bir toplumun kendisinin özgür olması mümkün değildir. ‘Benim dediğimi yazacaksın, benim düşündüğüm gibi düşüneceksin, benim gibi konuşacaksın, benim istediğim gibi davranacaksın’... Böyle bir anlayış demokrasilerde yoktur. Diktalarda vardır.”