CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Şentop’un ‘sistem değişikliği’ne ilişkin sözlerine yanıt verdi
TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un parlamenter sistem değişikliği ile ilgili yaptığı açıklamalara CHP Sözcüsü Faik Öztrak yanıt verdi.
Erdem SevgiCHP Sözcüsü Faik Öztrak, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Parlamenter sisteme dönüş anayasa değişikliği ile mümkün” açıklamasına “Erdoğan hep kendine göre anayasa elbisesi dikti. Önce çıkıp milletin önünde günah çıkaracaksınız, ‘Yanlış yaptık’ diyeceksiniz, özür dileyeceksiniz. Bunlar olmadan değişiklik olmaz” dedi. Şentop’un fezlekeler hakkında, “AYM’ye yapılan bireysel başvuruları bekleme mecburiyeti yok” değerlendirmesine “Bunun çıkardığı sorunları Enis Berberoğlu hadiselerinde gördük. Meclis Başkanı, bunları hatırlayıp hassasiyet göstermeli” diye konuştu.
CHP’li Öztrak, MYK toplantısına ilişkin şunları kaydetti:
- Şentop’a sistem yanıtı: (“Şentop’un, ‘Parlamenter sisteme dönüş ancak anayasa değişikliğiyle mümkün olabilir’ açıklamalarının sistem değişikliğine yönelik bir sinyal mi yoksa CHP’yi masaya çekmeye dönük bir taktik mi” sorusu üzerine) Aynı derede kaç defa yıkanacağız? Erdoğan ne zaman, “Anayasa değişikliği” dese millet kaybetti. Hep kendine göre anayasa elbisesi dikti. Şimdi, “Yeniden değiştirelim” diyorlar. Önce özür dileyeceksiniz. Bunlar olmadan anayasa değişikliği tartışılmaz.
- Şentop tecrübeleri hatırlamalı: (Meclis Başkanı Şentop’un fezlekelere ilişkin, “AYM’ye yapılan bireysel başvuruları bekleme mecburiyeti yok” değerlendirmesi üzerine”) Kişisel başvuruların sonucu kesinleşmeden fezlekelerin okutulmasının çıkardığı sorunları Enis Berberoğlu’nun hadiselerinde gördük. Milletin verdiği yetkinin kullanılamamasına bu yaklaşım neden oldu. Meclis Başkanı’nın bu tecrübeleri hatırlayıp gerekli hassasiyeti göstermesini beklemek hakkımız.
- Önergelerimiz reddedildi: 92 yaşındaki bir kadın cinsel saldırıya uğrayıp hunharca katledildi. Ama İçişleri Bakanlığı cinayeti bırakmış failin elindeki üç hilal dövmesinin neden gösterildiği derdine düşmüş. Cumhur İttifakı ortakları, imajlarını dert edindikleri kadar kadına yönelik şiddeti dert edinmiyor. Samsun’da şiddetin en aşağılık haliyle karşılaştık. Kadına yönelik şiddetin araştırılması için sayısız araştırma önergesi verdik. AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
- İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın: Devleti yönetenlerin sorumluluğu yasaları uygulamaktır. Ama onun yerine İstanbul Sözleşmesi’ni “Bize uymadı” deyip tartışmaya açıyor. Bu meseleyi hükümet savsaklıyorsa soruna TBMM vaziyet etmelidir. Yasaların neden uygulanmadığının hesabını yetkililerden sormalıdır.
- Planı ABD’ye mektup mu?: Erdoğan’ın şahsım hükümeti, 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nden kopyalanıp yapıştırılan ilke ve hakları, İnsan Hakları Eylem Planı denerek 232 yıl sonra, milletin önüne getiriyor. Bir de, “Eyleme geçmek için 2 yıl lazım” diyorlar. Sanki taze hükümet. Zamanlamaya bakınca insan düşünmeden edemiyor: Yoksa bu eylem planı okyanus ötesine gönderilen ucu yakılmış bir mektup mu? Beyaz Saray’dan beklenen o telefon bir türlü gelmeyince Erdoğan’ın aklına acaba böyle bir çare mi geldi? Milli olması gereken dış politikayı şahsileştirmesinin bedelini işte böyle ödüyoruz. ABD, Erdoğan’ın mal varlığını araştırma tehdidini savurunca Barış Pınarı Harekâtı hemen durduruldu. Erdoğan’ın milletimize karşı şişen egoları Beyaz Saray karşısında birden iniveriyor.
- Mısır’a çiçek atıyorlar: Mısır ile krizin başladığı ilk günden itibaren “Bu işi düzeltin” dedik. Erdoğan’ın Rabia siyaseti, şartların dayatmasıyla, geç de olsa, sanki değişmeye başladı. Geçen hafta, Dışişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı Mısır’a çiçek atmaya başladı. Bugün de Saray’ın sözcüsü çiçek sundu. Bunlar Rabia selamlarından da vazgeçerse hiç şaşırmayın.
- 128 milyonu buharlaştıranlar: (“Borsa İstanbul Genel Müdürü Hakan Atilla’nın istifasını nasıl değerlendiriyoruzsunuz” sorusu üzerine) Hakan Atilla bir zamanlar kahraman ilan edildi. Son dönemde bazı duyumlar ortaya çıktı. “Saray’dan gelen baskıları taşıyamaz hale geldiğini, yeni bakanı da bu sıkıntılardan haberdar ettiğini ancak buna çözüm bulunamadığını” duyuyorduk. Anlaşılan Bakan, ekonomi bürokrasisi üzerine hâkimiyet kuramamış. TÜİK’e getirdiği başkanı iki haftada görevden aldı. Bu değişikliklerin hepsi ülkenin risk, sigorta primlerini artırıyor. Faizleri de artıracak. 128 milyon doları buharlaştıranlar hâlâ koltuklarında oturuyor. Acaba Atilla’nın istifası Biden’a gönderilen ucu yanık mektubun bir eki midir?
- Sorumluluktan kaçıyor: Salgın cephesinde de kontrol kaybedildi. Günlük vaka sayıları 11 binin üzerine yerleşti. Aşılama hızı yeniden düşmeye başladı. Valilerden vatandaşlara, “Yeniden kapanma olabilir, dikkat edin” uyarıları geliyor. İllerde kapanmanın sorumluluğu vatandaşa yüklenmeye çalışılıyor. Sağlık Bakanı’nın son açıklaması ise çamura yatmanın daniskası. Bakan, aşı programı riske girince sorumlusunun Kemal Kılıçdaroğlu olduğu imasında bulunarak sorumluluktan kaçmaya uğraşıyor. SINOVAC firması aşıları teslim etmiyor mu? Sağlık Bakanı’na küstü mü? Böyle gayri ciddilik olmaz. 1.5 milyon doz Alman aşısı ocak ayında gelecekti. Mart sonuna kadar ise 4.5 milyon doz aşı gelmiş olacaktı.
Öztrak, İmamoğlu’nun 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü tweeti’ne yönelik İYİ Parti’den gelen tepkilerin sorulması üzerine ise “8 Mart Çalışan Kadınlar Günü’nü kutluyorum’’ yanıtı verdi.
KILIÇDAROĞLU’NDAN ‘MASA’ ŞARTI
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin merkez yönetim kurulu (MYK) toplantısında TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Parlamenter sisteme dönüş anayasa değişikliği ile mümkün” açıklamasını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu’nun “AK Parti ve MHP çıkıp ‘Bizim getirdiğimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bu ülkeye iyi gelmedi. Ekonomi battı, dış politika sıkıntılı, vatandaş perişan durumda, işsizlik arttı’ diyor mu? Demedikten sonra bunlarla hangi masaya oturup neyi konuşacağız?” değerlendirmesinde bulunduğu öğrenildi. Edinilen bilgilere göre Şentop’un TBMM’deki fezlekelerle yönelik “AYM’deki bireysel başvuruları bekleme zorunluluğu yok” yorumu da CHP MYK’de gündeme geldi. Hukukçu kurmayları ile birlikte CHP’nin TBMM grubundan sürece ilişkin değerlendirmeleri dinleyen Kılıçdaroğlu, “Yargı bağımsızlığı konusu önemli. Ortada bağımsız bir yargı yok. Objektif bir kriter var mı? Kimin fezlekesini, hangi kriterlere göre seçecekler? Buna bakmak lazım. Bu konular daha çok konuşulur” yorumunu yaptı.