CHP Milletvekili Didem Engin: Down sendromlu çocukların rapor eziyeti bitmeli
CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin, ülkemizdeki Down sendromlu bireylerin ve ailelerinin yaşadıkları sorunların araştırılması, ekonomik ve sportif hayata etkin bir şekilde katılımlarını sağlayacak önlemlerin tespit edilmesi için TBMM Başkanlığı’na bir araştırma önergesi sundu.
DHACHP İstanbul Milletvekili Didem Engin, “Down sendromluların yaşamlarını kolaylaştırmak sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir. Hükümet bu sorumluluğunu ihmal etmemelidir. Down sendromlu bireyler ve ailelerinin sorunlarının çözümü için tüm partiler ivedilikle bir araya gelerek çözüm üretmeliyiz.Down sendromunun sebepleri hala tam olarak bilinemiyor olsa da, ortalama olarak her 800 doğumda bir görülmektedir. Tüm dünyada 6 milyon civarında Down sendromlu birey yaşamaktadır. Ülkemizde bu konuda ne yazık ki sağlıklı veri bulunmamakla birlikte, yaklaşık olarak 70 bin Down sendromlu bireyin bulunduğu tahmin edilmektedir” dedi.
TÜM PARTİLER DOWN SENDROMLU BİREYLER İÇİN BİR ARAYA GELMELİ
Engin, önergesinde iyi eğitim programları ile Down sendromluların pek çok başarıya imza attıklarını ve toplumsal hayatımıza önemli katkılar sunduklarını belirterek, “Ülkemizde Down sendromlu bireyler ve aileleri çok sayıda sorunla baş başa kalmaktadırlar. Bu sorunların giderilmesi için TBMM’deki tüm partilerin bir araya gelerek ortak akılla sorunları inceleyip, çözüm yolları için el ele vermesi büyük önem taşımaktadır” ifadelerine yer verdi.
SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİM KOLAYLAŞTIRILMALI
Didem Engin, Down sendromluların da halkımızın geneli için sunulan sağlık tarama ve hizmetlerinden faydalanması gerektiğini söyleyerek “Down sendromlu çocuklar doğuştan gelen bazı hastalıklara daha yatkın olabilmektedir, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde kimi sağlık problemlerine daha sık rastlanabilmektedir. Örneğin Down sendromlu bireyler farklı derecelerde olmak üzere hipotoni yani kas gevşekliği nedeni ile fizyoterapi desteğine ihtiyaç duyabilmektedirler. Bu ve benzeri sebeplerle Down sendromlu bireylerin ve ailelerinin sağlık hizmetlerine erişimlerinin düzenli hale getirilerek kolaylaştırılması ve tüm Down sendromluların ve onlara bakmakla yükümlü olan kişilerin sosyal güvenlik çatısı altında güven içinde hayatlarını sürdürebilmeleri sağlanmalıdır. Bu hizmetin en geç doğumla birlikte sunulmaya başlanması gereklidir” vurgusunu yaptı.
"YILLIK SAĞLIK RAPORU EZİYETİ BİTMELİ"
Ülkemizde erken eğitim hizmetine ücretsiz erişim için sağlık kurulu raporu alınması gerektiğini hatırlatan Didem Engin, bürokratik işlemler sebebiyle bu raporun alınması uzadıkça Down sendromlu bireylerin eğitim hizmetine erişiminin de geciktiğini, bu konuda rapor alınma sürecinin kolaylaştırılarak hızlandırılmasının çocukların eğitim hayatından mahrum kalmamaları için elzem olduğunu da söyledi.
AİLELERDE ‘YOKLUĞUMDA ÇOCUĞUMA KİM BAKACAK?’ KAYGISI VAR
Ülkemizde Down sendromlular da dâhil olmak üzere engelli çocuklarımızın ve engelli yetişkinlerin yatılı ya da gündüz faydalanabileceği bakımevleri sayısının ve bu bakımevlerinin niteliğinin hala istenen seviyede olmadığını söyleyen Engin , “Bakımevlerinden faydalanan bireylerin kimi zaman kötü muameleye maruz kaldığına yönelik kamuoyuna yansıyan görüntü ve ihbarlar da toplum vicdanını derinden yaralamakta, özellikle ailelerde ‘Yokluğumda çocuğum şefkatle bakılabilecek mi?’ kaygısı yaratmaktadır. Bu kaygıları ortadan kaldırmak ve Down sendromluları insan onuruna yaraşır bakım hizmetine kavuşturmak için bir an evvel gerekli tedbirler alınmalı, bakımevlerinin niteliği ve niceliği iyileştirilmelidir. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde daha önce karşılaşmadığımız bir yaşlı Down sendromlu popülasyonu ile yaşamaya başlanacağı göz önünde tutularak, bu bireylerin toplum içerisindeki katılımcı yerlerini koruyacak şekilde hizmet sunumu planlanmalıdır" dedi.
DOWN SENDROMLU BİREYLERİN İŞ HAYATINA ETKİN KATILIMLARI SAĞLANMALI
Engin “Son yıllarda birçok ilde açılan Down Cafe uygulamasının başarıyla yürütülmesi Down sendromlu bireylerin iş hayatındaki başarılarına önemli bir örnek olmuştur. Ancak Down sendromlu bireylerin istihdamı yalnızca Down Cafe gibi korumalı mekânlarla sınırlı tutulmamalıdır. Ülkemizde yerel imkânlarla başarıyla yürütülen bu tarz programların devlet politikası haline getirilmesi ve ülke çapında yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Down sendromlu çocukların nitelikli eğitime erişimlerinin sağlanması ve yeterlilikleri ile kapasitelerinin artırılması, istihdam edilebilecekleri iş alanlarını çoğaltabilmektir” dedi.