CHP izleme heyeti raporu: Ya istifa ya iftira

CHP İzleme Heyeti’nin PM’ye sunacağı rapora göre, gözaltında işkence iddiaları araştırılmadı, kişisel husumete dayalı ihbarlar yapıldı.

iklim öngel

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan başkanlığında, darbe girişimi sonrası yürütülen soruşturmalarda ortaya çıkan mağduriyetleri incelemek ve çözüm önerilerini hükümet ile paylaşmak oluşturulan “OHAL Uygulamaları İzleme Heyeti” PM’ye sunmak üzere ilk raporunu hazırladı. Raporda, CHP’ye 3 bin 304 kişinin başvurduğu ve gözaltına alınanlara işkence yapıldığına ilişkin iddialarının araştırılamadığı ortaya çıktı.

Kişisel husumete dayalı ihbarların yapıldığına dikkat çekilen raporda, özel işyerlerinde çalışanlara “istifa et ya da FETÖ nedeni ile işten çıkarırız” şeklinde baskı yapıldığı kaydedildi. PM’ye sunulmak üzere hazırlanan raporda, İzleme Heyetine bugüne kadar 178 akademisyen, 756 asker, 20 avukat, 149 sağlık çalışanı, 8 gazeteci, 210 hakim, 725 öğretmen, 210 polis ve 108 savcının bulunduğu toplam 3 bin 304 kişi başvurdu. Raporda heyete gelen şikayetler şöyle yer aldı:

-Yeni iş bulamıyorlar: Kapatılan üniversite, özel okul, hastane ve diğer işyerlerinde çalışan öğretmen, doktor ve idari personelden bu yapı ile ilgisi olmayanların yeniden iş bulamaması.

-Savunmasız ihraç: Kapatılan askeri okullarda öğrenim gören öğrencilerin başka okullara aktarılmalarının tamamlanmaması. Savunma dahi alınmadan ihraç işlemi yapılması.

-Ya istifa ya iftira: Özel iş yerlerinde çalışanların ya istifa et ya da FETÖ nedeni ile işten çıkarırız şeklinde tehdit edilmesi.

-Gerçekdışı ihbar: Açığa almaların kurumlarda fırsata çevrilmiş olması. İhbar müessesesinin kişisel husumetle kötüye kullanılması.

-İmzacı akademisyenler: Barış için akademisyenler bildirisine imza atanların üniversitelerindeki görevlerine son verilmiş olması.

-İşkence araştırılmıyor: İşkence iddialarının araştırılamıyor olması. Yakalanan veya gözaltına alınan kişilerin insanlık dışı muamelelere maruz kalması. Şüphelilerin hukuki yardım taleplerinin karşılık bulamaması, şüphelilerin müdafileri ve aileleri ile yeteri kadar görüştürülmemesi. Görüşmelerde 667 Sayılı KHK m6/d gereği kayıt yapılması, belgelere el konulması.

-Zorunlu hissetme: Emniyet, savcı ve yargıçların kendilerini her ihbarda şüpheli hakkında işlem yapmak ve tutuklamak zorunda hissetmesi.

-Kalıcı düzenleme KHK ile yapılamaz: OHAL’in yürürlük süresini aşan düzenlemeler olağanüstü KHK ile yapılamaz.

-Anayasa hükmünde kararname: Anayasa hükümlerinde dahi düzenleme yapacak şekilde bir anlamda Anayasa Hükmünde Kararname çıkarma suretiyle anayasa ihlal edilmektedir.

-AYM hazırlığındayız: Devleti KHK’lar eliyle inşaa etme ve yönetme eğiliminin ağır basmaya başladığı görülmektedir. Buna karşı TBMM Grubumuz ile birlikte Anayasa Mahkemesi’ne gitme hazırlığı yapmaktayız.