CHP, HSYK yasasını AYM'ye götürdü

CHP, HSYK yasasının bazı maddelerinin anayasaya aykırılığı nedeniyle iptaline ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.

ANKA

 

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ile CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ile HSYK'nın yapısında değişiklik öngören düzenlemenin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanmadan iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Başvuru sonrasında açıklamada bulunan Öztürk, düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğunu öncelikle yok hükmünde olduğunun tespit edilerek, yürürlüğünün durdurulması ve iptal edilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını belirtti. Yasada 46 madde bulunduğunu ve bunun 40 maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurduklarını ifade eden Öztürk, düzenlemenin hukukun evrensel ilkelerine ve anayasaya aykırılığının açık olduğunu belirtti. Öztürk, "Bir hukuk işleminin çok ağır bir sakatlık ile malul olması durumunda bu işlem yok hükmünde sayılır. Yokluk bir kurala vücut veren iradenin yok sayılmasıdır. Bu nedenle yasama işleminin yok sayılabilmesi ancak çok ağır ve çok şiddetli bir gaspın halinde söz konusudur. Burada gerçekten çok büyük bir yetki gaspı söz konusudur. Somut olayda kanunla yargısal denetimi etkisiz bırakacak düzenleme tipik ve ağır bir yetki gaspı olup hukuki işlemin yokluk sonucunu doğuracak, bunun da yaptırımı yokluk olmalıdır" dedi.

İDARE MAHKEMESİNE GİTME OLANAĞI ORTADAN KALDIRILMAKTA

Anayasa Mahkemesi'nin bir düzenleme hakkında verdiği iptal kararının geriye doğru yapılan işlemleri ortadan kaldırmayacağını anımsatan Öztürk, HSYK düzenlemesinin ağır bir yetki gaspı olduğu için yok sayılabilmesiyle yaptırımların mümkün olacağını, bu nedenle de düzenlemenin yok hükmünde sayılması isteminde bulunduklarını belirtti. Düzenleme ile müfettişlerde dahil olmak üzere HSYK'da çalışan tüm personelin işine son verildiğini hatırlatan Öztürk, söz konusu işlemin idari bir işlem olduğunun altını çizdi. İdari işlemlerde kanunla bir düzenleme yapmanın mümkün olmadığını ifade eden Öztürk, "İdari işlemlerin iptali için idari yargıya gitmek mümkün iken kanunla böylesine bir idari işlemin yapılmış olması, idarinin de yetkisi gasp edilmiş olduğu için idare mahkemesine gitme olanağını da ortadan kaldırılmaktadır" dedi. Anayasa'nın 159. Maddesinde HSYK'nın yapısının düzenlendiğini belirten Öztürk, düzenleme ile mahkemelerin bağımsızlığının ve hakimlik teminatının esas alınarak Anayasa'nın 159. Maddesinin tanzim edildiğini savundu.

ANAYASA MAHKEMESİ YARGIYI TAYYİP BEY'İN ELİNDEN KURTARMALI


Anayasa'nın 159. Maddesinde yer alan HSYK'nın yapısına ilişkin çıkarılacak kanunların mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatına göre düzenlenmek zorunda olduğunun altını çizen Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:

"Oysa yapılan düzenlemenin bu çerçevede olmadığı gün gibi açıktır. Bu Başbakanın, yargıya tecavüzüne yönelik ve tecavüzünü kolaylaştıran bir yasadır. Bu, 17 Aralık büyük yolsuzluk soruşturmasını örtmek, bu soruşturmayı gizlemek için yargıya müdahaledir, yargının elinden soruşturmayı almaktır. Anayasa Mahkemesinin vereceği tarihsel bir kararla yargıyı Tayyip Bey'in elinden kurtarıp almaktır. Anayasa Mahkemesini tarihsel görevi budur. Bu çıkarılan kanunla Tayyip Bey gerçekten kendisine ve yandaşlarını yolsuzluğa karışanları, bakanlarını, yargının elinden kurtarmak için bu yasayı çıkartmıştır. Anayasa Mahkemesi Tayyip Bey'in elinden yargıyı kurtarmak için öncelikle yok hükmünde kararını vermesini ardından da iptal kararını vermesini diliyoruz."

YOLSUZLUK SORUŞTURMASININ ÜSTÜ ÖRTÜLECEK

Anayasa Mahkemesi'nin düzenleme hakkında yok hükmünde kararı vermemesi durumunda yasa ile yapılmak istenen değişikliklerin gerçekleşeceğini belirten Öztürk, yolsuzluk soruşturmasının doğru bir şekilde yürütülmesini sağlayan savcı ve hakimlerin istenmeyen kişiler olarak görevlerinden alınacağını, ayarlanmış hakim ve savcıların yolsuzluk soruşturmasını üstünü örteceğini savundu. Yolsuzluğun parlamentodaki çoğunluğun gücüyle ve parmak sayıları ile örtülemeyeceğini vurgulayan Öztürk, hukuken yolsuzlukların örtülüyormuş gibi yapılmasının ve toplum vicdanın da bunu kaldırmasının mümkün olmadığının altını çizdi. Anayasa Mahkemesi'nin tarihsel görevini yerine getireceğine olan inancını dile getiren Öztürk, gazetecilerin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmadan düzenlemenin iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne taşınmasına yönelik tartışmaları anımsatması üzerine "Yasa yürürlüğe girdikten sonra mı yada yasa yürürlüğe girmeden önce yok hükmünde sayılmasına ilişkin hukuki tartışmalar var. Burada amaç önemlidir bence.  Çok fazla da şekille uğraşmak doğru değildir. Bu düzenleme toplumsal vicdanı sakatlar" yanıtını verdi.