CHP heyeti Washington'da (12.12.2011)

CHP Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu ve Faik Öztrak, CHP İstanbul milletvekili Umut Oran ve CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan'dan oluşan CHP heyeti, bu hafta içerisinde Washington ve New York'ta temaslarda bulunacak. Loğoğlu, temaslar öncesi yaptığı açıklamada Türkiye-ABD ilişkilerini "çok sıcak ama yüzeysel'' olarak değerlendirdi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerini ''çok sıcak ama yüzeysel'' olarak değerlendirdi. Loğoğlu, Rumların AB Dönem Başkanlığında, katılım müzakerelerin hızlandırılarak devam etmesinden yana olduklarını söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu'nun yanısıra, partinin diğer genel başkan yardımcılarından Faik Öztrak, CHP İstanbul milletvekili Umut Oran ve CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan'dan oluşan CHP heyeti, bu hafta içerisinde Washington ve New York'ta temaslarda bulunacak.

Heyetin Washington'a gelişinin ardından düzenlediği basın toplantısında Loğoğlu, 6-7 ay önceki ziyaretlerinin devamı çerçevesinde Washington'a geldiklerini ve burada Kongre, yönetim, düşünce kuruluşları, mali ve ekonomik çevreler, lobiler ve Türk toplumuyla temaslarda bulunacaklarını söyledi.

Programlarının yoğun olduğunu, Washington ve New York'ta 40 civarında temaslarının olacağını anlatan Loğoğlu, temaslarında daha çok kendilerini anlatacaklarını kaydetti.

Loğoğlu, ''Türkiye'nin ne siyasi, ne ekonomik, ne toplumsal yaşam ne de dış politika bakımından iyi yönetilmediğini ama buraya AKP'yi şikayet değil eleştiri için dahi gelmediklerini, CHP olarak kendilerini ve Türkiye'nin siyaseti, demokrasisi, ekonomisi ve dış politikasıyla nasıl daha iyi bir noktaya götürülebileceğini'' anlatacaklarını kaydetti.

Loğoğlu, ''Amerikalıların bölgemize, Arap Baharı, Rusya ve İran, insan hakları, kadın hakları gibi tüm konulara nasıl baktıklarını öğrenmeye geldik'' dedi.

''İlişkiler sıcak ama yüzeysel''

Faruk Loğoğlu, bir soru üzerine, Türkiye'nin komşularıyla ilgili yanlış politikalar izlediğini düşündüklerini kaydetti.

Loğoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerini ise ''çok sıcak, neredeyse balayı gibi bir dönem ama yüzeysel'' olarak tanımladı. İki ülke arasındaki iyi ilişkilerin asıl olarak Suriye üzerindeki ''örtüşen politikalardan'' kaynaklandığını ifade eden Loğoğlu, şöyle devam etti:

''İlişkiler biraz yüzeysel çünkü Türk-Amerikan ilişkilerinin bütününden Suriye konusunu çıkardığınız zaman, Kıbrıs, Ermenistan, İran gibi geriye sorunlu ve pürüzlü konular kalıyor. Suriye'ye ilişkin bu balayı dönemi bittiği zaman Türk-Amerikan ilişkilerinin gerçek durumunu göreceğiz ve ben onun çok sağlıklı beslendiğine şu anda inanmıyorum. Çünkü bütün dikkat ve enerji Suriye üzerine odaklanmış durumda. Yani Suriye'de bu veya şu şekilde bir terslik olduğu takdirde iki taraf da bana göre, aralarındaki ilişkiyi nasıl götürecekleri noktasında biraz şaşırıp kalacaklar.''

''Anti-Amerikancı değiliz''

Loğoğlu, CHP olarak Türkiye'nin ABD ile karşılıklı saygı ve çıkarlara dayalı iyi ilişkiler kurmasını istediklerini belirterek, ''Biz de anti-Amerikancılık, 'anti' bir şey yok, Türkiye'nin menfaatleri var, onu ön plana koyuyoruz'' dedi.

Loğoğlu, başka bir soru üzerine, CHP olarak, Suriye'de halkın beklentilerine daha fazla cevap veren, daha demokratik bir yönetim noktasında AKP ile benzer bir fikre sahip olduklarını belirterek, ayrıldıkları noktaları ise şöyle tanımladı:

''Bugünkü hükümet, Suriye'de değişimi tamamen dışlamış ve muhalefete tek yanlı olarak kucak açmış, muhalefeti çok yönlü desteklemektedir. Dolayısıyla, muhalefetle rejim arasında bir siyasi sürecin her an ve sonuna kadar zorlanması gerektiğini düşünüyoruz. Sadece muhalefete sahip çıkmak ve rejimi dışlamak, Suriye'yi bir iç çatışmaya mahkum etmekten başka bir sonuç vermeyecektir. (Suriye Devlet Başkanı Beşşar) Esad'ın iktidardan uzaklaştırılması belki zaman içinde mümkün olacak ama CHP olarak biz diyoruz ki bu çatışmalarla olmasın, mezhep kavgası haline dönüşmesin, kan dökülmesin, şiddet olmasın diyoruz ama AK Parti hükümetinin izlediği politikayı, Suriye'de şiddeti, çatışmaları, kutuplaşmaları daha derinleştiren bir politika olarak görüyoruz.''

Loğoğlu, AKP hükümetinin, tek yanlı olarak Esad rejiminin gitmesine kilitlendiğini ama Türkiye'nin hem rejimle eskiden kalma potansiyel kanalı bulunduğunu hem de muhalefet üzerinde ağırlığı olduğunu belirterek, ''Bu kanalı Türkiye'nin Washington ve Brüksel'den farklı olarak zorlaması lazım'' dedi.

''Radara ev sahipliği yanlış''

Türkiye'nin genel anlamda NATO füze savunma sistemine katılmasını desteklediklerini ama radarların nereye, hangi ülkelere konulacağının bir müzakere meselesi olduğunu belirten Loğoğlu, şunları kaydetti:

''Hükümet, bu radarın Türkiye'ye konulması halinde şimdi ortaya çıkan tabloyu niçin görmemiştir, İran'dan tepki geleceğini bilmiyor muydu? Hatta Lizbon'daki karara evet demeden önce kuvvetli itirazlarımız oldu hiçbir ülkenin adının zikredilmemesi yönünde, özellikle de İran nedeniyle. Ondan sonra da radarın Türkiye'de konuşlanmasına izin verdik. Radar şu anki yapısıyla, bir NATO radarı da değildir, Amerikan radarıdır. NATO Savunma sistemine entegresi en az 2-3 yıl alacak. O zamana kadar Türkiye ile ABD arasında imzalanan bir anlaşma çerçevesinde faaliyete geçecek. Amerikan yetkilileri, bu radarın ABD'yi, ABD'nin müttefik ve partnerlerini koruyacak dediler. Bölgede ABD'nin partneri kim? İsrail. İsrail'in korunmasına bir itiraz yok ama AKP hükümeti kamuoyuna bunu bu şekilde anlatmıyor.''

Loğoğlu, Rusya ve İran ile ülke içindeki halkın tepkilerine baktıklarında, Türkiye'nin radara ev sahipliği yapmasını yanlış bir uygulama olarak gördüklerini kaydetti.

''Rumlar dönem başkanı olunca müzakereler devam etmeli''

Loğoğlu, bir soru üzerine, CHP olarak, Rumlar AB dönem başkanı olduğunda, katılım müzakerelerinin aynen ve hatta hızlandırılarak devam edilmesinin daha doğru olduğunu düşündüklerini söyledi.

Bir soru üzerine Loğoğlu, tutuklu 8 milletvekili ile 70'i geçen gazeteciler ve öğrencilerin durumlarını temaslarında özellikle gündeme getireceklerini kaydetti.

Türkiye'nin Arap dünyasınca örnek alınacak tarafları olduğunu belirten Loğoğlu, ''Bu bugünkü Türkiye mi, yoksa hepimizin idealindeki demokratik, laik, insan hakları, basın özgürlüğüne saygılı, yargının bağımsız, kadın-erkek eşitliğinin geçerli olduğu bir Türkiye mi?'' diye sordu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak da Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın, ''şimdi görüyoruz ki, ekonomik kriz, bugün Türkiye'yi teğet bile geçmeyecek'' sözlerine ilişkin bir soru üzerine, ''Bir ülkenin eğer GSYH'nin yüzde 10'u kadar cari açığı varsa ve o ülkenin bir bakanı ortalara çıkıp, bu sefer gerçekten teğet bile geçmeyecek diyebiliyorsa, o zaman kusura bakmayın o bakanın bu işte ne kadar ciddi olduğu konusunda sadece bende değil tüm dünyada, tüm yatırımcılarda endişe oluşmaya başlar'' dedi.

CHP İstanbul milletvekili Umut Oran da temaslarında ekonomi konularını da konuşacaklarını belirterek, ABD ile Türkiye arasında ekonomik ilişkilerin iyi olduğunu düşünmediklerini ve ''model ortaklığın'' karşılıklı, iki tarafı da geliştirecek şekilde işlemediğini söyledi.

CHP Ankara milletvekili Gülsüm Bilgehan da ''Dışarıdan bakıldığında Türkiye'de güçlü bir iktidar görünüyor, yüzde 50 oy almış, güçlü, tanınan bir lideri var ama onun karşısında da en az o kadar güçlü bir muhalefet var. Bu muhalefetin de en önemli partisi biziz. Bence en önemli görevimiz bu, Türkiye'de her şeye rağmen, eksikliklerini de ortaya koyarak, işleyen bir demokrasi olduğunu, Türk demokrasisinin ileri giderek gelişmesi gerektiğini, bunun için de dostlarımıza ihtiyacımız olduğunu belirtmemiz gerekiyor'' dedi.