Cezaevinde soyadı işkencesi

Yönetim, şiddet görüp öldürdüğü eşinin soyadıyla gönderilen eşya ve mektup dışındakileri Çakal’a iletmiyor.

cumhuriyet.com.tr

Şiddet gördüğü kocasını öldürdüren bir çocuk annesi Yasemin Çakal, iki yıldır Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu. Çakal, kimliğini değiştirmeye fırsat bulamadığı için resmi evrakta Yasemin Kaymaklı olarak geçiyor. Cezaevi idaresi, Yasemin Çakal’la ilgili yeni bir uygulama başlatmış. Mektup ve eşyalar, ‘Yasemin Kaymaklı’ adına gönderilmezse, Çakal’a verilmiyor. Çakal, “Beni ve çocuğumu her gün öldüresiye döven o adamın soyadı bana dayatılıyor” diyor.

Çilem Doğan, aynı kaderi paylaştığı Yasemin Çakal’a dayanışma mektupları gönderiyordu. Doğan, mektuplarına yanıt alamayınca, Çakal’ın avukatlarına ulaştı. Olayı araştıran avukatlar, mektupların Çakal’a ulaşmadığını öğrendi. Çakal da durumu cezaevi yönetimine sordu. Bir infaz koruma memurundan aldığı yanıt şöyleydi: “Senin soyadın Kaymaklı. Cezaevinde Yasemin Çakal diye biri yok. Gönderilen eşyanın üzerine, Yasemin Kaymaklı yazılmazsa vermeyeceğiz.”

İtiraz edeceğiz

Çakal’ın avukatı Diren Cevahir Şen, Bakırköy Cezaevi müdürünün değiştiğini, önceden böyle bir uygulamanın olmadığını belirtti. “Uygulamaya yazılı olarak itiraz edeceklerini söyleyen Şen, “Bir kadına, zorla evlendirildiği, sistematik şiddet gördüğü, sonrasındaysa öldürmek zorunda kaldığı adamın soyadını dayatmanın ne mantığı var” diye sordu. Şen, şöyle devam etti:

“Yasemin, çocuğunun o adama benzemesinden dahi korkarken, ‘çocuğum ona benzerse, yüzüne nasıl bakacağım’ diye düşünürken böyle bir uygulama kabul edilemez. Yasemin’in o adamı hatırlamaması lazım.

Yasemin’in sağlık durumu da giderek kötüleşiyor. Triot bezlerinden rahatsız ve şeker hastası. Zaten astım hastasıydı. KOAH ilaçları kullanıyor. Tedavisi bile yapılmıyor.”