Cezaevinde sayım işkencesi

Ödemiş T Tipi Cezaevi’ne sevk edilen 14 mahpus çıplak aramayı ve ayakta sayım vermeyi kabul etmedikleri için işkence gördüklerini ileri sürdü.

Hilal Köse

İzmir 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nden,  Ödemiş T Tipi Cezaevi’ne sevk edilen PKK davası hükümlüsü 14 mahpus, cezaevinden gönderdikleri mektupta, çıplak aramayı ve ayakta sayım vermeyi kabul etmedikleri için işkence gördüklerini iddia etti. Ortak imzalı mektupta, “Canavaca hislerle saldırdılar. Yaklaşık 40 dakika süren dayak sırasında yerlerde sürüklenen ağır hasta arkadaşlarımız baygınlık geçirdi. Gardiyanların kimi küfür ediyor, kimi ‘arkadaşlar, kusura bakmayın, Adalet Bakanlığı’nın emriyle orantılı güç kullandık’ diye dalga geçiyordu” dediler.
 
Mektupta anlatılanlara göre, sevk kararı mahpuslara 2 Ağustos günü bildirildi.Hangi cezaevine gidecekleri söylenmedi: “Açık görüş haftasındaydık. Ailelerimiz bizleri görmek için uzak illerden yola çıkmışlandı. Bize, ‘aile görüşü yapmadan götürülmeyeceksiniz’ dediler. 3 Ağustos sabahı, 12 kişi, sayımdan önce apar topar ring araçlarına bindirildik. Bilmediğimiz bir yere doğru yola çıkarıldık.” Mahpuslara yönelik baskı, Ödemiş Cezaevi’ne girişte başladı. Cezaevi ikinci müdürü, robocoplar, hazır kuvvetler ve infaz koruma memurları tarafından etrafları sarıldı. Çıplak arama yapılmak istendi: “Engin Çeber olayını hatırlatarak, insanlık dışı aramayı kabul etmemiz dayatıldı.  Bizler onlarca yıldır cezaevlerindeyiz. Her ay aramadan geçiriliyoruz. Yola çıkarıldıktan sonra da defalarca arandık.”
 
‘Vatan sana canım feda!’
 
Mahpuslar, 4 Ağustos akşamı, 20:10- 20:50 saatleri arasında yaşadıkları saldırıyı ise şöyle yazdı: “Sabah, sayıları 100’e yakın gardiyan ve hazır kuvvetle birlikte, cezaevi birinci müdürü Celal Aslan odamıza geldi. Sayımı ayakta vermemizi istedi. Bizler de eskiden beri askeri sayımı kabul etmediğimizi belirttik.  Akşam yine küfür ve hakaretlerle ayakta sayım vermemizi istediler. Kabul etmeyince, odadan tek tek karga tulumba çıkarıldık. Yerlerde sürüklendik, tekmelendik, yumruklandık. Jop, kalas, kapı açma demirleriyle darp edildik. Malta’da yaşları 60’a dayanan ağır hasta üç arkadaşımız da işkenceden geçirildi. En ağır işkenceyi gören 8 arkadaşımız, uzun bir havalandırmaya alındı. Elleri ters kelepçelendikten sonra, üst üste yere atıldılar. Hasta arkadaşlar dahil baygınlık geçirenler oldu.  ‘Askere kurşun sıkar, mayın döşersiniz ha! Hepinizi idam edeceğiz’ gibi sözler sarfettiler. En son gürültüyle geğiren biri, ‘kusura bakyanı arkadaşlar, geğirdim’ dedikten sonra kahka attılar. Daha sonra, hep bir ağızdan, bir kaç dakika boyunca, ‘vatan sana canım feda’ sloganını attılar.”
 
Personeli tahrik ettiniz!
 
Dayak sonrası havalandırmaya gelen birinci müdür Celal Aslan'ın, “temsilcileri nerede bunların, alın getirin” diyerek, olay yerinden ayrıldığını ifade eden mahpuslar, temsilci diye götürülen Mehmet Yayan’a müdürün söylediklerini ise şöyle anlattılar: “Birinci müdür, ters kelepçeli, yaralı arkadaşımıza, ‘ben size uslu durun demiştim. Uslu durmadınız, personelimi tahrik ettiniz. Biz size eşyalarınızı vermeye çalışıyoruz, siz bize  zorluk çıkarıyorsunuz. Sayım düzenine geçeceksiniz. Sizin konumunuz nedir?’ demiş... Sonra arkadaşımızı koğuşa getirdiler.  Kanlar içinde, yüzüstü yere yatırılmış yedi arkadaşımızın kelepçelerini de sözlü tacizler eşliğinde bıçakla kestiler.” 
 
Bot izi vücudunda
 
Mektubun sonunda, 14 hükümlünün vücutlarındaki yaralanmalar, kelepçe izleri, morluklar sırayla not edilmiş. Saldırı sonrası hiçbiri revire çıkarılmamış. Vahap Aydemir’in sırtında, 20, 25 santimlik, 28 adet jop izi sayılmış.  Hasta mahpus Aydemir’in idrarından, saldırı sonrası beş kez kan gelmiş.  Mehmet Yayan, yüzünden darbe almış.  Sol kürek kemiğinde, on santimlik bot izi oluşmuş.  Mahpuslar, “Bir botun, tüm ayrıntılarıyla tam topuk izi” diye yazmışlar. Şeker ve akciğer hastası Kahar Aksoy, saldırı sırasında iki kere bilinç kaybı yaşamış. Vücudunda şişlikler, yaralanmalar oluşmuş. Fehmi Işık, boğazı sıkıldığı için yemek yemekte, nefes almakta zorluk yaşıyormuş. Kafasına sayısız darbe almış. Sol kaşı patlamış.