"Çeteleri bitirdik"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, memleketi Rize'de yaptığı konuşmada geleneği bozmadı ve muhalefete yüklendi. Konuşmasında Kürt açılımına da geniş yer veren Erdoğan, ''Bu ülkede birileri Ergenekon'un avukatlığına soyunurken biz milletimizin avukatlığına soyunduk. Aramızdaki fark buydu'' dedi.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize'de yaptığı konuşmada başta Kürt açılımı olmak üzere, Ergenekon soruşturması ve ekonomik krize değindi. Muhalfet partilerini sert bir dille eleştiren Erdoğan, ''Muhalefet bir şeyler söyleyip duruyor konuşuyor; 'zam zam zam...' Kusura bakmayın, biz dışa bağımlı olmayan hiçbir şeye zam yapmadık, yapmıyoruz yapmayız'' dedi.
Kürt açılımı
''Devletin zirvesinde bizler bugüne kadar gerilim istemedik, istemiyoruz. İşte bak şu anda bir demokratik açılım sürecini başlattık ve bunu hızla devam ettiriyoruz. Çünkü benim ülkemde Türk, Kürt, Laz, Abhaz, Gürcü bu ayrım olmayacak. Çünkü, biz 780 bin kilometre karelik vatan topraklarını bir biliyoruz. Batı ne ise Doğu da o. Kuzey ne ise Güney de o. Yollarıyla yatırımlarıyla her şeyiyle Türkiye ayağa kalkacak. İşte şu gördüğünüz sahil yolu ihmal edilmişti bitirdik. Çünkü ayrımcılığı kabul etmedik. Yahu şunu görün yeter.''
''Biz Türkiye'ye inandık"
Etnik ayırımcılığa 'hayır' dediklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yaradılanı yaradan ötürü seveceğiz dedik. Yola böyle çıktık. Kimseyi ayırt etmeyeceğiz. Türk'ünü, Kürt'ünü, Laz'ını, Çerkez'ini, kim olursa olsun, hepsini Allah için seveceğiz. Makam, mevki için insan sevilmez, makamlar geçicidir. Para, pul için sevilmez, elden çıkıcıdır. Sadece insan olduğu için seveceğiz ve 'dinsel milliyetçilik de yapmayacağız' dedik. Bunu da yapmıyoruz, bu ayrım da olmuyor.
Biz Türkiye'ye inandık, biz milletimize inandık. Türkiye'nin enerjisine, Türkiye'nin zenginliğine inandık. Hiçbir sorunu erteleme lüksüne sahip değiliz. Türkiye'nin dinamik, zeki bir gücü var, biz bu güce, yani insanımıza inandık.
Bu millet inanırsa, bu millet birbirine kenetlenirse, bu millet azmederse yapamayacağı yoktur. Aşamayacağı engel yoktur. Allah'ın izniyle, milletimizin desteğiyle bunu bir noktaya doğru getirdik, getiriyoruz ve engelleri aşarak inşallah tüm bunları bitireceğiz. Ve şimdi bu dört tane tesisimizin açılışını yapıyoruz. Bu tesislerimiz, Fındıklı'mıza, tüm çevreye hayırlı olsun diyorum. Emeği geçenleri huzurunuzda kutluyorum. İlgili bakanlarıma, milletvekillerime, belediye başkanlarıma, valilere teşekkür ediyorum''
''Çeteler, mafyalar bizim dönemimizde olması gereken yere gittiler''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Çeteler, mafyalar bizim dönemimizde olması gereken yere gittiler'' dedi.
Yeni yollarda modern bir yolculuğun yaşanacağını ifade eden Erdoğan, ''Yani Hans, Helga bunu yaşıyor da benim Ahmedim, Mehmedim, Ayşem, Fatmam onlar bunu niye yaşamasın, onların hakkı değil mi?'' diye sordu.
Erdoğan, 'Millet odaklı siyaset'' anlayışıyla bu çalışmaları yaptıklarını belirterek, şunları söyledi: ''(Önce insan) dedik. (İnsanı yücelt ki devlet yücelsin) dedik. Ve hastane kapılarında çekilen çileleri biliyorsunuz. İşte o çileleri de biz sona erdirdik. Eksiklikler yok mu? Tabii var. Ama değerli kardeşlerim yılların ihmali var. Bakın şimdi biz hastanelerimize doktor bulmakta zorlanıyoruz, sıkıntımız var. Niye? Geldik YÖK'e dedik ki (Ne olur şu tıp fakültelerini arttır, ne olur gel şu doktorların sayısını arttıralım). Bize ne dediler biliyor musunuz? (Kapasite ancak buna müsaade ediyor) dediler. YÖK'e bir gün dedim ki (Bize bunları anlatmayın biz Batıyı da inceliyoruz). Batı'da incelemelerimiz neticesinde şunu gördük, ortalama rakamları veriyorum, Almanya'da bir profesöre ortalama 24 öğrenci düşüyordu. Türkiye'de ne kadar düşüyordu biliyor musunuz? Yüzde 3.7. Orada 24, bizde 3.7. yani 4 böyle sen doktor yetiştirebilir misin? Yetiştiremezsin? Şimdi Rizemizde de tıp fakültesi var. Bir çok üniversiteye tıp fakültesini getirdik. Aklıselim şu anda YÖK'te hakim oldu onun için bu gerçekler görüldü. Biz doktoru kalkıp da şahsımız için istemiyorduk ki ülkemiz için istiyorduk. İstiyorduk ki gençlerimiz bir an önce doktor olsunlar. (Kapatmayın önlerini, açın önlerini) yok tıkadılar. Ama şimdi önleri açılıyor inşallah daha bol miktarda doktorlarımızın olmasıyla hemşirelerimizin, sağlık memurlarımızın olmasıyla hastanelerdeki eksiklikleri gidermiş olacağız.''
''Vatandaşlarımızın köprü altlarında yaşamasını istemiyoruz"
Hiçbir geliri olmayan vatandaşlar için konut yaptıklarını da belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Çünkü biz vatandaşımızın köprü altlarında, sokaklarda, caddelerde yaşamasını istemiyoruz. Hiç olmazsa başlarını sokacak bir yerleri olsun istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir, sosyal... Bugüne kadar gelenler Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal devlet olduğunu hiç konuşmadılar.''
Şu anda Türkiye'de üniversitesi olmayan il kalmadığını ifade eden Erdoğan, ''Bunlar neyle yapılıyor. Çeteler, mafyalar bizim dönemimizde olması gereken yere gittiler. Bizden önce çetelerden, mafyalardan bu ülkede gezilmiyordu. Bu ülkede birileri Ergenekon'un avukatlığına soyunurken biz milletimizin avukatlığına soyunduk. Aramızdaki fark buydu'' dedi.