Çerkeslerin yaşamına tanıklık

Serina Haratoka Tara’nın ‘Kabardey - Balkar ve Çerkesler’ sergisi Feriye Lokantası’nda.

Öznur Oğraş Çolak/Cumhuriyet

Çocukluğumdan beri hem şarkılarda hem de anlatılan hikâyelerde o muhteşem doğa, destanlar ve bu destanlardaki kahramanlar hep aklıma kazındı. Ben bir Çerkesim, benim atalarım Kafkasya’da uzun süren Kafkas-Rus savaşı sonucunda 1864 yılında anavatanlarından sürgün edilmişler ve göç yollarında konkunç, insanlık dışı koşullarda büyük kayıplar vererek Osmanlılar tarafından Kayseri Sivas arasında bulunan Uzunyayla’ya yerleştirilmişler. Bu yeni vatana alışmaya çalışsalar da hep geri dönebilmeyi arzu etmişler. Geleneklerini terk etmemiş, dillerine, adetlerine, yemeklerine, danslarına hep sahip çıkmışlar.” Bu sözlerin sahibi fotoğraf sanatçısı Serina Haratoka Tara.
Bu aralar Tara’nın objektifinden doğasıyla, insanıyla, sokaklarıyla, danslarıyla, yemekleri ve kıyafetleriyle Çerkeslerin yaşamına tanık oluyoruz. “Kabardey - Balkar ve Çerkesler” sergisindeki fotoğraflarda, Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’ndeki Kafkas dağlarının en önemli noktası Elbruz dağını görüyoruz. Baksan, Çegem ve Çerek nehirleri şelale ve kanyonu, mavi gölleri ile görkemli bir doğaya sahip. Serginin de büyük bölümü doğa fotoğraflarından oluşuyor.
Etnik kimliklerle ilgili bir fotoğraf projesi yapmayı düşünen Tara’nın bir arkadaşı önce kendi özüne bakmasının doğru bir başlangıç olacağını söylemiş ve böyle başlamış Kafkasya’ya seyahati.
Tara, sergiyi özellikle Çerkes sürgününün 150. yıldönümünde gerçekleştirmek istemiş. “Amacım Çerkeslere göremedikleri anavatanlarını biraz olsun tanıtmak ve Çerkes olmayanlara da Çerkes kültürünü ve sürgünü anlatmaktı. Dünyanın kültür mozaiğinde önemli bir yeri olan Çerkes halkının, ikinci anavatanı Türkiye’de unutulmaması ve daha çok tanıtılmasının kültürel zenginlik adına büyük bir sosyal sorumluluk görevi olduğunu düşünüyorum.” Sergi yarın akşama kadar Feriye Lokantası’nda görülebilir.