Cemaat 'şah' çekti
3 bakanın oğlunun da gözaltına alındığı yolsuzluk operasyonu, AKP'de şok etkisi yarattı.
Emine Kaplan / Cumhuriyetİstanbul Milletvekili Hakan Şükür’ün dershane tartışması nedeniyle istifasının ardından 3 bakanın oğlunun da gözaltına alındığı yolsuzluk operasyonu, AKP’de tam anlamıyla şok etkisi yarattı. AKP kulislerinde, dershane kavgasında istediğini alamayan, hükümetin bürokrasideki kadrolarını tasfiye etmeye çalıştığı Gülen cemaatinin özellikle son operasyonla “hükümete şah çektiği” değerlendirmesi yapılıyor. Operasyonun, Cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemeye dönük bir girişim olduğuna dikkat çekiliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, operasyonla ilgili olarak “Nereye kadar giderlerse gitsinler” diyerek geri adım atmayacağı mesajı verdiği belirtiliyor.
Yolsuzluk operasyonunda İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğulları, danışman ve bürokratların da içinde bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alındığını sabah saatlerinde öğrenen AKP’li yöneticiler ve milletvekilleri gün boyu sessizliğe büründü.
Bu konuda resmi açıklama yapmaktan kaçınılırken, soruşturmanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirttiler. Operasyonun arka planındaki nedenlerle ilgili olarak ise ağırlıklı olarak cemaat eksenli yorumlar dikkat çekti.
Şükür’ün istifasıyla operasyonun zamanlama olarak arka arkaya gelmesinin koordineli bir girişim olduğu üzerinde durulurken, şu değerlendirmeler yapıldı:
Cemaatin işi: Hükümet ile cemaat arasında yaşanan dershane kavgasında, hükümet geri adım attı gibi görünse de cemaatin tam olarak istediği olmadı. Kendi medyasıyla yaptığı kampanya yeterli olmayınca cemaat bu kez fiili olarak harekete geçti. Şükür, cemaat tarafından istifa ettirildi.
Bu istifayla “Parti içindeki adamlarımızı istediğimiz zaman partiden koparırız” mesajı veriliyor. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ise bunun kat kat fazlası bir girişim. Şimdiye kadar satranç oyununda karşılıklı hamleler yapılıyordu. Son operasyon, cemaatin şah çekmesi gibi. Ama bu hamle, matla sonuçlanmaz.
Hakan Fidan olayından daha derin: MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması hükümet ile cemaat arasında büyük bir krizdi. Ama operasyon, bundan daha derin bir kriz. Cemaat, şimdi hükümete karşı gücünü test ediyor. Böyle bir duruma gelinmesinde en büyük hata, şimdiye kadar cemaate gerektiğinden fazla yetki ve güç verilmesi. Bu aşamaya gelineceği önceden belliydi ve gerekli önlemler alınmadı.
Kabine revizyonu öncesi: Operasyonun tam da kabine revizyonunun yapılacağı günlere denk getirilmesi oldukça anlamlı. Bakanların oğulları gözaltına alınarak bakanlara yönelik bir şaibe yaratılmak istenmiş olabilir. Ancak bu ters tepebilir. Başbakan, normal süreçte bu 3 bakanla ilgili bir tasarruf düşünüyorsa bile operasyondan sonra “adamlarımı yedirmem” anlayışıyla düşüncesini değiştirebilir.
Hedef Köşk seçimleri: Son gelişmeler, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemeye dönük bir senaryonun parçası olabilir. Her Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bazı senaryolar hep yürürlüğe konulmuştur. Ancak bu seçim daha farklı, ilk kez cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Halk üzerinde Başbakan Erdoğan ve hükümetle ilgili olarak farklı bir algı yaratılmaya çalışılıyor.