Çelik'ten "omurgasız" yanıtı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup konuşmasında Başbakan Erdoğan'a yönelik kullandığı "Omurgasız" ifadesine yanıt AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'ten geldi. Çelik, bu ifadenin tam bir sokak jargonu olduğunu belirterek, "Bizim için kullandığı bu ifadeyi kendileri için kullanarak ağzımı kirletmek istemiyorum" dedi.
cumhuriyet.com.trAKP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında muhalefet liderlerinin dün TBMM Gruplarında yaptığı konuşmaları değerlendiren AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu "sokak jargonu" kullanmakla suçladı. Çelik, Kılıçdaroğlu'nun Başbakan'a "Sen kim oluyorsun" diye seslendiğini belirterek, "Bu nasıl bir üslup, tam sokak jargonu. Sayın Kılıçdaroğlu herhalde bunun prim yaptığını sanıyor. Okurken yüzün kızarır mı? Bizi yalan söylemek ve yalancılıkla itham ediyor. 180 derece kıvırmaktan söz ediyor. Bizim için kullandığı bu ifadeyi kendileri için kullanarak ağzımı kirletmek istemiyorum. Siyaset nezaket ister, nezih üslup ister" diye konuştu.
Resepsiyon depresyona yol açtı
Genel Başkan Yardımcısı Çelik, 29 Ekim'de Çankaya Köşkü'nde düzenlenecek resepsiyona katılım konusunda CHP kanadında yaşanan krize de dikkat çektiği açıklamasında resepsiyonun depresyona yol açtığını öne sürdü. Kılıçdaroğlu'nun Deniz Feneri dosyasına sahip çıkılmadığı yönündeki iddialarını da yanıtlayan Çelik şöyle devam etti: "Bizi adeta defalarca da söyledikleri gibi deniz fenerinde bazı insanları koruduğumuzu, savsakladığımızı, ötelediğimizi iddia ediyorlar. Bu iddialar kesinlikle gerçek dışıdır. Bir bilgi notu dağıtacağız. Alman hatta Letonya makamlarıyla yazışmaları gün gün size takdim edeceğiz. Bütün yazışmaların zamanında yapılmasına rağmen, ana muhalefet ve muhalefet sözcüleri bu Deniz Feneri sakızını çiğnemeye devam ediyorlar. Kendilerini dürüst olmaya davet ediyorum. Hayırseverlik adına sosyal sorumluluk adına bir yerlere ulaştırılmak adına verilen paralar birileri tarafından hiç ediliyorsa, amacı dışında kullanılıyorsa bu emanete hıyanettir, namusa ihanettir. Burada AK Parti olarak bizim gocunacağımız, özellikle kendi adımıza ders anlamında çıkaracağımız bir şey söz konusu değildir, son derece rahatız. Üzerimize ne düştüyse onu yaptık. Kılıçdaroğlu diyor ki 'ana faillerden biri benim arkamda başbakan var' dedi diyor. Bunlarla ilgili tekzip metinleri yayınlandı. Bu iddialar AK Parti tarafından mahkemeye taşındı. Bu iftiralar, bu yalanlar tekzip edildi ve bununla ilgili yargı süreci başlatıldı. Bir İngiliz gazetesi Türkiye'de AK Parti'ye İran'dan para gönderildiğini yazdı. Bir bir iftira atar, edepsizce atar, ama benim anamuhalefet partim buna sarılırsa ben sadece teessüf ederim. Bu tavrı kınadığımızı, tekzip ettiğimizi ifade etmek istiyorum."
'Sav şef çubuğunu Kılıçdaroğlu'nun eline vermiyor'
Çelik, Başbakan Erdoğan'ın Kızılcahamam'da "Biz 73 milyonun hükümetiyiz. Yaşam tarzının hakkının hukukunun teminatı biziz" sözlerinin devlet adına icra adına sorumluluk almış hükümeti ifade ettiğini belirterek kendisinin Başbakan'ın ifadelerini düzelttiği yönündeki ithamları da yanıtladı. Çelik, "Bir partide çok ses olabilir. Lider orkestra şefidir. Farklı selleri armoniye dönüştürür. Aksi taktirde CHP'deki gibi kakafoni olur. AK Parti'de farklı düşünceler elbette olur. Sayın Başbakan orkestranın şefidir ve buradan kakafoni çıkmaz. Devlet adına icra sorumluluğu yüklenen hükümetin kendisine oy verenlerin yanında oy vermeyenlerin de teminatı olduğunu söylüyor. Onun için CHP, kendi partisi ile bizi birbirine karıştırmasın. Kılıçdaroğlu şefliğe getirilmiştir. Ama bir türlü Sayın Sav şef çubuğunu Kılıçdaroğlu'nun eline vermiyor. Bir kurultay baskısı altındadır sayın Genel Başkan. CHP'nin çok tutarsız tavır içinde olması, bunların yüzlercesini sıralamak mümkün. Esas meselesi CHP'nin, kendi iç sıkıntılarıdır. Kendisini düzeltmeyen bir CHP'nin bunları düzeltmesi güçtür" diye konuştu.
'Bahçeli ağzını çalkalasın'
Çelik, açıklamasında parti temsilcilerinin HAKPAR'ın genel kuruluna katılması sebebiyle kendilerini eleştiren MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye de yanıt verdi. Bir partinin kurultayına katılan partililerin orada olanlardan sorumlu olmadığını dile getirerek, "Davet edilen her partinin kongresine gidiyoruz. Oraya katılan arkadaşlarımızı alçaklıkla suçlayan Bahçeli ağzını çalkalasın. Bahçeli, 'sicili ve emeli parlak değil bu başbakan'ın' diyor. Siyasilerin sicil amiri millettir. Bir siyasi parti barajın altında kalırsa sınıfta kalmış demektir. Bahçeli'nin partisi defalarca baraj altında kalarak sınıfta kalmıştır. Milletin kanaat notu iyi olmayan bir siyasi parti lideridir. Zaman zaman da geçer not alan bir siyasi parti lideridir. Türkiye'nin yarısını oyunu alan bir lider ve siyasi partiyi, bu şekilde itham etmemesini dilerdim. Bize hakaret edenlere biz hakaretle yanıt vermeyeceğiz. Ama kusura bakmasınlar, bizim devlet adamlığı sorumluluğumuz da birileri tarafından bizim zaafımız olarak algılanırsa yanlış yapmış olurlar" dedi.
Çelik açıklamasının ardından basın mensuplarının Kılıçdaroğlu'na bir dava açılıp açılmayacağı yönündeki sorularına ise, "Hukukçu arkadaşlar inceliyorlar. Buradan bir hakaret anlamı çıkıyor kanaatine varılırsa elbette sayın başbakanımızın, partimizin hukukunu yargı da ararız" yanıtını verdi.