Çelik karardan memnun değil
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, YÖK Genel Kurulu'nun 2009 için ÖSS'de hiçbir değişiklik yapılmaması kararına ilişkin, ''YÖK'ün aldığı karar tatmin etmemiştir'' dedi.
cumhuriyet.com.trMilli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye Özel Okullar Birliği'nce Kremlin Palas Otel'de düzenlenen ''Türkiye'nin 2023 Eğitim Vizyonu'' sempozyumunda verilen arada gazeteciler için ayrı bir basın toplantısı düzenledi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, ''YÖK Genel Kurulu'nun üniversiteye giriş sistemiyle ilgili aldığı kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, şunları söyledi:
''YÖK'ün aldığı karar tatmin etmemiştir. Beni de Milli Eğitim Bakanlığı'nı da öğrencileri de öğretmenleri de tatmin etmemiştir. Çünkü, beklentilerin çok altında kalan bir karar alınmıştır. 2010 yılı için ise getirilen değişikliği olumlu buluyorum. En azından bu yıl için bazı beklentiler vardı ama beklentilerin hiçbiri gerçekleşmeyince bu bir hayal kırıklığı oluşturdu.''
2009 yılı için üniversiteye giriş sisteminde hiçbir değişiklik olmamasını yetersiz bulduğunu vurgulayan Çelik, 2010 yılı için iki aşamalı farklı testlerin uygulanmasını uygun gördüğünü söyledi.
Hüseyin Çelik, ÖSS'ye girişte Ortaöğretim Başarı Puanının (OÖBP) değiştirilmesine yönelik bazı haberlerin basında yer aldığını anımsatarak, ''Bizim, bakanlık olarak yaptığımız öneri OÖBP'nin düşürülmesi değildir. OÖBP'yi düşürmek cinnettir. Bu, okulları gereksiz hale getirir'' dedi.
Seviye Belirleme Sınavlarında bakanlık olarak okul başarısını yukarı çıkardıklarını belirten Çelik, şunları kaydetti:
''Bu oran yüzde 30. Siz şimdi liseler için uygulanan yüzde 21'i aşağı çekeceksiniz... Bazı YÖK üyesi arkadaşlarla sabah görüştüm. Onlar da kesinlikle gündemlerinde OÖBP'yi düşürmenin olmadığını, AOÖBP'yi düşürmekten söz ettiklerini söylüyorlar.
Siz diyelim ki çok başarılısınız, iyi bir okuldasınız. Okulun genel seviyesi başarısız öğrenciyi olumlu etkiler. Siz çok başarılı bir öğrencisiniz, genel seviyesi düşük olan bir lisede okuyorsunuz, o okuldaki başarısızlık sizi olumsuz etkiler. Peki bu adil bir şey mi? Değil... Çünkü öğrenciler grup halinde yarışmıyorlar. Öğrenciler bireysel olarak giriyorlar. Bu açıdan AOÖBP'nin azaltılması bir tarafa, kaldırılması gerekir. Çok cüzi bir şekilde katkı sağlayabilir.''
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik bir gazetecinin YÖK'ün, sınavda AOÖBP'nin etkisinin azaltılmasına ilişkin kararından hukuki açıdan sorun yaratacağı düşüncesiyle vazgeçtiğini belirtmesi üzerine, ''Bir şeyi herkese eşit uygularsanız, orada hukuki problem çıkmaz'' dedi.
Meslek okulları
Bakan Çelik, 2009 öğretim yılında yapılacak olağan sınavda, örneğin iletişim meslek okulundan mezun olan bir öğrencinin iletişim fakültesine gitmesi halinde bir problem olmayacağını söyledi.
Çelik, şöyle devam etti:
''Bu, hangi eşitlik ilkesini ihlal eder. AOÖBP kaldırıldığı zaman bütün Türkiye'de bunu uyguladığınız zaman bu, eşitsizliği giderir. Türkiye'de meslek okulu meselesi konuşulunca art niyetli çevreler bunu imam hatip meselesi olarak sundular. Bu, meslek okullarının kan kaybetmesine yol açtı. Ben bununla karıştırılmasın diye uzun zamandan beri, 'sektörel mesleki eğitim' diyorum. Bu, imam hatibi kapsamaz.
Şu da kabul edilebilir, 'Meslek okulu mezunu her yere gitsin'. Ama bu da istenmedi. Teknik lise, genel lisede alınan tüm dersleri alıyor, ek dersleri alıyor. Peki niçin engel koyuyorsunuz. İmam hatipliler için de şu yapılabilir. En azından bu sene yapılabilirdi. İlahiyat fakültesine gittiği zaman böyle bir engel olmaz. Osmanlıca eğitim verilen bazı bölümlerde engel olmaz. Yine her tarafa gönderme. Ama hiç olmazsa bir adım olarak bu yapılabilirdi.''
YÖK'ün 2009 yılında sınav sayısını, içeriğini, yöntemini değiştirmesi halinde bunun çocukları ''şoke edeceğini, perişan edeceğini'' ifade eden Çelik, bu değişikliğin kademeli yapılmasını doğru bulduğunu kaydetti.
Uygulanan katsayının 1998 yılında bir gece yarısı YÖK üyeleri arasında dar çerçevede konuşulduğunu söyleyen Çelik, ''Bu devreye sokuldu, bütün çocuklar, eğitim altüst oldu'' diye konuştu.
Çelik, mesleki teknik eğitime pragmatist yaklaşılması gerektiğini belirterek, ''Eğitimi kimse ideolojik kaygılarına kurban etmemeli. Bunlar belki de gündemimizi meşgul etmek için birileri tarafından koyuldu'' dedi.
YÖK
Çelik, bir gazetecinin ''Anlattıklarınızı YÖK'e başkanlık ederek anlatacak mısınız?'' sorusu üzerine, ortaöğretimin selameti için bütün detaylarla ilgili görüşlerini YÖK'e ilettiğini söyledi.
Çelik, ''Ben YÖK Genel Kuruluna gidip başkanlık yaparsam, bu konuda diretirsem, bu sefer de (siyaset YÖK'e baskı yapıyor) şeklinde kamuoyuna yansır'' dedi.
YÖK'ün bilimsel bir kurul olduğuna dikkati çeken Çelik, YÖK'ün her türlü siyasi mülahazanın dışında olduğunu kaydetti.
YÖK'te alınan kararların bir çok kesim tarafından kabul edilebilir olması gerektiğini belirten Çelik, ''Ben gidersem, karar da öyle çıkarsa, 'siyaset bastırdı, YÖK yaptı' olacak'' dedi.
Çelik, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ile bu konuları görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine de şunları kaydetti:
''Dünden sonra görüşmedim. Ama ondan önce görüştüm. Bizim onlarla bir diyalog sürecinde olmamız, yüksek öğretimin meselelerine birlikte çözüm üretmemiz, bizim onları eleştirmeyeceğimiz anlamına gelmez. Ben geçmiş yıllarda YÖK'ü çok eleştirdim. Şimdi de eleştiriyorum. Bu eleştiri Türkiye adına, gençliğimiz adına. Benim eleştirilerimin şahsıyla alakası yok. Burada kurumsal bir rekabet içerisinde değiliz. Benim rakibim olan bir kuruluş değil.''