Çekmeköy Undergorund

Belgesel kökenli genç yönetmen Aysim Türkmen’in ilk filmi “Çekmeköy Underground” gösterimde.

Sungu Çapan/Cumhuriyet

İstanbul’un Anadolu yakasında gittikçe çoğalan, özel bekçili, demir parmaklıklı, lüks sitelerin gecekonduları geride bıraktığı, gitgide betonlaşarak büyüyen, bütün duvarları karmakarışık graffiti’lerle kaplı, sokakları MOBESE kameralarıyla dolu, sık sık polis denetimi yapılan, kenar köşe semtlerinden Çekmeköy’de geçiyor, belgeselden yetişen yönetmen Aysim Türkmen’in ilk uzun metrajı “Çekmeköy Underground”.

Asi, âlemci olup arabesk Rap türü müzik yapan genç kahramanlarımızdan yakışıklı motorcu Tarık (Can Sipahi), oto tamircisi Ferhat (Barış Gönenen) ve sivri dilli Ayça (Aslı Menaz), katılmak istedikleri bir müzik yarışmasına yeterince prova yaparak hazırlanabilmek için mahallenin ağır abilerinin birinden izbe bir mekân kiralıyorlar stüdyo niyetine. Ferhat’ın stüdyolarına bir Müslüm Baba posteri astığı bir sahneyle başlayan film Tarık’ın, mahalleden sevgilisi Leyla tarafından hapse düştüğü için terk edilmiş ağabeyi Cemal’in (Kerem Can) 5 yıl yattığı cezaevinden çıkagelişiyle ve Berfin adındaki lüks evinden kaçan, Alamancı bir kızla (Gözde Kocaoğlu) gönül ilişkisi kurmasıyla sürüyor.

Aklı fikri, mahallenin müteahhit-emlakçı zengini Saffet Bey’le (Metin Göksel) evlenmiş, gençlik aşkı Leyla’da olan, aslında Leyla’ya ev alabilmek uğruna yasadışı işlere bulaşıp içeri düşmüş, namazında niyazındaki babasıyla ancak annesi aracılığıyla konuşan, sürekli mutsuz Cemal de boş durmamak için korsan takside çalışıyor arkadaşı İsmail’le (Onur Öztay) birlikte. Çevrenin Mahallenin Zencileri dediği, saçları, davranışları ve giysileri farklı, popüler mizah dergilerinin bol sövgülü, argo dilini konuşup, sürekli “Beat Box” tarzı müzik çalışan, vitesi hep boşa takan (bu arada TV’de Yılmaz Güney-Filiz Akın filmi “Zavallılar”ı seyreden), kendi kliplerini de çeken, akıntıya kürek çekerek hayallerini gerçekleştirmeye çabalayan asi kahramanlarının hikâyelerini pek ikna edici olamasa da, içtenlikle harmanlayıp kaynaştıran film, hızlı, müzikli sahneleriyle renkli kılınmış, yakın plan ağırlıklı, özgün anlatımı sayesinde ilgiyle izleniyor baştan sona.Yönetmen Aysim Türkmen’in senaryosunu Şirin Güven ve Can Merdan Doğan’la birlikte yazdığı, kameraman Vedat Özdemir’in kimileyin süper poze, deneyselimsi görüntüleriyle, psikodelik disko-dans çekimleriyle underground bir hava kazandırılmış, genelde benzeri konudaki yabancı filmlerden pek de aşağı kalmayan “Çekmeköy Underground”, gençlik hallerine bakışı bir yana, öncelikle Can Sipahi’yle “Zenne”den anımsanabilecek Kerem Can’ın öne çıktığı genç oyuncu kadrosunun çabalarıyla, Acarkan Özkan, Uran Apak, Erhan Seyran üçlüsünün arabeskle hip-hop’ı kaynaştıran müzikleriyle sonuçta seyredeğer nitelemesini hak eden, günümüzün arabesk kültürle ilişkili rap estetiğine dayanan, ilginç bir ilk film.