Caz formlarıyla ‘Tersten Perspektif’...

Dünyadaki birçok önemli müzik festivallerine katılan Gülle, Los Angeles’taki genç hapishanesinde mahkûmlar için Türk müziği atölyesi düzenledi. Sanatçı bu tecrübenin hiçbir şeyle kıyaslanamacağını söylüyor.

Öznur Oğraş Çolak

Besteci, müzik teorisyeni, performans sanatçısı ve Modern Müzik Akademisi Direktörü Güç Başar Gülle’nin üçüncü albümü “Reverse Perspective/ Tersten Perspektif” TMC etiketiyle müzikseverlerle buluştu.

Berklee Müzik Okulu’nu iki yılda tamamlayan, BBC Senfoni ve müzik şirketi ECM tarafından yürütülen projelere; Toronto Üniversitesi, Berklee Valencia gibi önemli okullara davet edilen sanatçı, dünyadaki birçok önemli müzik festivallerine de katıldı.

Güç Başar Gülle’nin, Ürdünlü şarkıcı Farah Siraj’ın parçası için okuduğu uzun havanın Harvard Üniversitesi’ndeki performansı büyük ilgi çekmiş. Bu performans sonrası, Los Angeles’taki genç hapishanesinde mahkûmlar için Türk müziği atölyesi düzenlemesi için davet edilen sanatçı bu tecrübenin hiçbir şeyle kıyaslanamacağını söylüyor ve ekliyor, “Karşımda çok genç yaşlarda inanılmaz sert hayat tecrübeleri yaşamış insanlar vardı. Ve hâlâ çok gençlerdi. Gardiyanlar herhangi bir olumsuz durum yaşanırsa bize koşmamız gereken koridoru gösteriyorlardı...”
İlerleyen zamanlarda genç mahkûmlarla iletişimini olumlu yönde ilerleten ve müziğin onların üzerinde yarattığı olumlu değişimden dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen Başar ile yeni albümünü konuştuk.

‘Albümü 2 ayda tamamladım’
Albümünüzün hazırlık çalışmasından ve oluşum sürecinden bahseder misiniz?
Aslında 2013’ten beri bu proje için çalışıyorum diyebilirim. Batı müziğini anlama derdimin yoğun olduğu dönemlerde teorik kitapların tarihsel açıklamalardaki yetersizlik beni başka alanlarda araştırma yapmaya itiyordu. O dönem elime geçen Pavel Florensky’nin Tersten Perspektif ve Erwin Panofsky Perspektif kitapları görselliğin batı dünyasındaki yerini anlamamda ve diğer disiplinler için nasıl bir altyapı kurduğunu görmemde çok önemli yerleri oldu. Ben de master çalışmamda batı müziği armonisinin gelişimi ve görsel sanatlar arasındaki ilişkide lineer perspektif algısının nasıl form aldığını göstermeye çalıştım. Rönesans ile insanlığa hayat veren bu formun Endüstri Devrimi sonrası şekli bir değere dönüştüğünü ve hayatımızda yük oluşturduğuna inanıyorum. Bu durumu hem tartışmaya açmak hem de alternatif hayat formlarının olacağını göstermek için Reverse Perspective yaklaşımını armoni içerisinde nasıl kullanabilirim niyetiyle yola çıktım. Tekniği geliştirdikten sonra 5 günde parçaları bitirdim ve diğer prodüksiyon süreçleri ile birlikte 2 ay gibi bir sürede albümü tamamladım.

Albümünüzde ne tarz parçalar yer alıyor?
Albümdeki parçalar caz formunun en belirgin formları baz alınarak Tersten Perspektif tekniğini kurgulama üzerine kuruludur. Latin, swing, ballad ve afro-cuban ritmik formları en temel formlar olmuştur. Bu parçalar Real Book denilen caz repertuvarını oluşturan içerikle benzer bir yapıdadır.

Hapishanede müzik...

Harvard Üniversitesi’ndeki performansınız sonrasında Los Angeles’taki genç hapishanesinde mahkûmlar için Türk müziği atölyesi düzenlediniz, bu tecrübenizden kısaca bahseder misiniz?
Karşımda çok genç yaşlarda inanılmaz sert hayat tecrübeleri yaşamış insanlar vardı. Ve hâlâ çok gençlerdi. Gardiyanlar herhangi bir olumsuz durum yaşanırsa bize koşmamız gereken koridoru gösteriyorlardı. Çok gerilmiştim. İlk grup geldiğinde karşımda birçok cinayeti işlemiş 10-15 yaşlarında çocuklar vardı. Konuşmamı toparlamakta zorlanıyordum. İkinci grup 15-20 yaş aralığındaydı. Onlarla olan iletişimim daha rahat olmaya başladı. Hatta daha sonra birlikte kodeslerinde yemek yedik. En unutamadığım an ise oradan ayrılırken ismimi tezahür ederek beni alkışlamaları olmuştu. Birçok önemli yerde konser verdim. BBC Senfoni, Berlin Filarmoni konser salonları, Harvard ve UCLA gibi birçok yerde. Ama bu tecrübe ile kıyaslanmazlar.

‘ALBÜMDE CAZ DİLİNİ KULLANMAK İSTEDİM’

Yeni albümünüzün önceki 2 albümünüzden farkı nedir?
Türk müziği çalışmalarımda aslında hep bir soyutlama eğilimim oldu. İlk renk albümünde Osmanlı-Türk Müziği ritmik formlarından yola çıkarak yeni form arayışlarım vardı. Usul denilen ritmik formlardan kompozisyon tekniği geliştirip çağdaş eserler yazdım. Ama bir türlü Reverse Perspective (Tersten Perspektif) etkisini nasıl ortaya koyacağımı bilmiyordum. Aslında Osmanlı-Türk müziğinin estetik formu Reverse Perspective formu üstüne kuruludur. Artık bu forma bağlı olan materyaller üzerinden hareket etmekten çok bu bakış açısını daha çıplak bir şekilde bugünün diliyle ortaya koymak istedim. O yüzden Türk müziğinden uzak durmak istedim. Reverse Perspektif için uygun teknik dili armonik yapı içerisinde geliştirince bunu sunmak için ya çağdaş bir dil ile ya da caz formunda yapacaktım. Şu anda var olan çağdaş dilin tamamen akademik bir formda ve ifade alanının dar olduğu bir çerçevede yaşam mücadelesi verdiğini düşünüyorum. Aslında biraz akademik dünyanın temel problemini taşıdığını düşünüyorum.