çArşı darbeye karşı
Darbe suçlamasıyla ilk kez yargıç karşısına çıkan çArşı üyeleri ile yargıç arasında ilginç diyaloglar yaşandı. Yargıcın "Örgüt lideri misin?" sorusuna Cem Yakışkan "çArşı'da kimse kimseye emir vermez, biz darbeye de karşıyız, darbe gücümüz olsa Beşiktaş'ı şampiyon yapardık" diye yanıtladı.
Arif Kızılyalın / CumhuriyetKimi formalı, kimi siyah-beyaz kravatlı, kimi şapkalı, hepsinin de keyfi yerinde. Korku, endişe uğramamış bile yanlarına. İçlerinden biri, “Twitter’la mı ihtilal yapacağız” diyor, öteki ekliyor, “Darbe silahımız Beşiktaş atkısı...”
13. Adliye’nin ufacık salonu önünde, avukatından, milletvekiline; gazetecisinden, zanlı yakınına herkes başlıyor gülmeye, hatta güvenlik önlemi almak için gelen spor büro polisleri bile kahkaha atmamak için kendini zor tutuyor..
Dışarıdaki “İstanbul United” dostluğunu bir kenara bırakırsak, Adliye Sarayı’nın içi, dün eski İnönü Stadı’nı aratmadı. Adliyeye girip salona yaklaşamayan yüzlerce Beşiktaş taraftarı ana avlu etrafındaki katları mesken edinmesi, canları sıkıldığında, “Karşı taraf Siyah” desene naraları ve ardından başlayan, “Gücüne güç katmaya geldik, formanda ter olmayana geldik, Beşiktaş seninle ölmeye geldik...” diye bağırması duruşmanın da önüne geçerken, 35 sanığın neredeyse tamamının, “Kartal” hareketi yaparak salona geçmeleri, yine avukat ve milletvekillerinin aynı hareketle salondaki yerini almaları günün kayıtlara geçen enstantaneleriydi.
Çoğu Beşiktaş formalı avukatların, “Bu salona sığmayız, aşağıdaki büyük salona geçelim” diyerek başlattığı tartışma ise sabahki bölümün, gol öncesi yapılan paslaşmaları andırıyordu. Mahkeme başkanı Metin Tamirci, başlarda, “Öyleyse sanık avukatları dışındaki hukukçularla, sanık yakınları da salona girmesin” uyarısı ise alkışlı protesto ile kesilince, mahkeme heyeti, “O zaman büyük salona geçelim” kararını almak zorunda kaldı. Bu açıklama, “çArşı 1-0 öne geçti” diye yorumlanırken avukatlarla mahkeme heyeti arasındaki, “deplasman salonuna iniyoruz” atışmasına CHP milletvekilleri de katıldı. Gerçekten sanık avukatları ilk isteklerini kabul ettirmişlerdi.
Ehliyetim yok, TOMA kullanamam
Bir alt kattaki büyük salonda devam eden duruşmanın ikinci bölümünde ise mahkeme heyetinin golüne tanıklık ettik. Hâkim Metin Tamirci, savunma avukatlarının “Dava düşsün, düşmüyorsa da telefon dinlemeleri delil sayılmasın” itirazlarını geri çevirince salondan bu kez, “Hâkim durumu 1-1’e getirdi” sesleri yükseldi. Yaklaşık 2 sayfalık suçlama metnindeki, “İstanbul ve Ankara’da eşzamanlı olarak Başbakanlık konutu ve evi basılacak” sözleri de salonun “mizah gücünü” ölçecek ifadelerdi ki kahkaha tufanı koptu. Sanıkların ilk sorgusu ise Türk filmi gibiydi:
Evladım TOMA’yı ele geçirdik demişsiniz.
- Hâkim bey, o tarihte ehliyetim yoktu, bisiklete bile binemem ben.. (Koray)
- Barış sen Beşiktaşlısın değil mi, çArşı mensubu musun?
- Hayır Fenerbahçeliyim. (Barış)
- Örgüt lideri misin, azıcık da olsa darbeye yardım ettin mi?
- ÇArşı’da kimse kimseye emir vermez, biz darbeye de karşıyız, darbe gücümüz olsa Beşiktaş’ı şampiyon yapardık. Telefon kaydı üzerinden değil, somut şeyler üzerinden soru sorun. (Cem Y.)
Gözler Fikret Orman’ı aradı ama..
Davayı yakından takip eden CHP milletvekilleri Melda Onur, Umut Oran, Hüseyin Aygün, Gökmen Öğüt, eski İstanbul CHP İl Başkanı Oğuz Kağan Salıcı, Baro Başkanı Ümit Kocasakal ise gün boyu 35 çArşı üyesine destek verdiler. Gözler ise Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ve ekibini aradı, ancak birkaç divan kurulu üyesi dışında kulüpten kimse gelmemişti, eski başkan adaylarından Hasan Arat,
hastasını hastanede bırakıp akşam saatlerinde duruşmaya yetişirken eski Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da evlenme yıldönümünü adliye koridorlarında geçirdi. 35 çArşı üyesine destek verenlerden Sami ve Gülsüm Elvan ise, “Berkin’in abilerinin yargılanmasına gönlümüz izin vermiyor” diyerek gözyaşlarına engel olamadılar. Keza Hasan Ferit Gedik’in annesi Nuray Gedik de yaşlı gözlerle davayı takip etti. Evet, gün ve gece böyle geçti adliyede. Bakalım, ikinci duruşma çArşı’yı ve davayı nerelere götürecek.