‘Çaresi yok’ demişlerdi

Prof. Dr. Mehmet Veli Karaaltın, IŞİD’den kaçan ve fil hastalığı ile mücadele eden 22 yaşındaki Yaşar’a hayat verdi. Hastalığı nedeniyle ayağı şişen ve yürümekte zorlanan Yaşar, İstanbul’da Prof. Dr. Karaaltın tarafından ameliyat edildi, sağlığına kavuştu.

SİBEL BAHÇETEPE

Irak’taki savaştan 3 yıl önce kaçan ve Türkiye’ye sığınan Yaşar Süleyman’ın (22) hikâyesi diğer savaş mağdurlarından biraz farklı. 4 yaşındayken halk arasında fil hastalığı olarak bilinen lenfödem hastalığına yakalanan, ayakları şişen, yürümekte zorlanan Yaşar, ülkesinde çıkan savaş ve IŞİD zulmü nedeniyle ailesini, 8 kardeşini geride bırakarak Türkiye’ye sığındı. İstanbul’a geldiğinde kalacak kimsesi olmadığından sokaklarda yattı. Rahatsızlığı nedeniyle çok fazla ayakta kalamadığı için iş bulmakta da zorluk çekti. Geçici olarak çalıştığı işyerindeki arkadaşlarının yardımıyla Prof. Mehmet Veli Karaaltın’a ulaşan ve ameliyat edilen Yaşar, “Kıyafetlere sığamıyor, şişen bacaklarım yüzünden yürümede sorun yaşıyordum. Artık bunlar yok” dedi.

‘Bacaklarım fil gibiydi’

Sıklıkla bacak veya kollarda görülen, vücutta ödem ile kendini gösteren fil hastalığına yakalanan Yaşar Süleyman, yaşadıklarını gazetemize anlattı. Ülkesinde gitmediği doktor kalmadığını söyleyen Yaşar, “Ayaklarım en az 3 misli şişmişti. Her geçen gün daha da kötüleşiyordu. Yürüyemiyordum.. Doktorlar ne olduğunu bilmiyorlar ve bu yüzden de tedavi edemiyorlardı, çaresi yok diyorlardı. Hastalığımın ne olduğunu, hatta adını bile Türkiye’ye gelince öğrendim. Bacaklarım gerçekten de bir fil bacağı gibiydi” dedi. İstanbul’a geldikten sonra hayatının değiştiğini söyleyen Yaşar, şöyle devam etti: “İstanbul’da hastane yatağı üreten bir firmada çalışıyordum. Orada arkadaşlarım rahatsızlığım ile ilgili doktor araştırmaya başladılar, Prof. Dr. Mehmet Veli Karaaltın hocama ulaştılar. Kendisi ile tanışıp hikâyemi anlattıktan sonra ameliyatımı yapmayı kabul etti. Eskiden çok zor yürüyordum, giyinemiyordum, iş bulmada zorluk çekiyordum, depresyondaydım. Dr. Karaaltın bana daha evvel yaşamadığım bir hayatı hediye etti. Hiç para gözetmeksizin ameliyatımı üstlendi.

O benim hayatımı değiştirdi ve bana, yaşama dair ikinci bir şans verdi. ” ‘Enfeksiyon riski yaratır’ Plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Mehmet Veli Karaaltın ise “Lenf ödemi (lenf yolu damarları tıkanması-fil hastalığı) lenf sıvısını taşıyan lenf kanalları ile lenf düğümlerinin doğuştan ya da sonradan hasara uğraması sonucu, lenf sıvısının ve proteinin lenfatik sistemin taşıma kapasitesinden daha büyük bir bölgede birikmesi sonucu oluşur” dedi. Dünyada 140 milyonun üzerinde lenf ödem hastasının olduğunu anımsatan Karaaltın, hastalığın en sık lenf düğümünün cerrahi olarak alınması ya da ışın tedavisi sonucu işlev kaybetmesi sonucu ortaya çıktığını söyledi. Kimi zaman ise bir parazitten ya da genetik faktörlerden de hastalığın ortaya çıkabileceğini kaydeden Karaaltın, özetle şunları dile getirdi: “Tedavide genellikle lenf sıvısının birikmesini engellemek üzere kurgulanmış ya da ileri evrelerde etkilenen hastalıklı dokuların cerrahi olarak vücuttan uzaklaştırılması gelir. Önceden tüm deri soyulup farklı yerlerden alınan derilerle yama konurdu. Son dönemde mikro cerrahinin ısrarlı gelişimi ve plastik cerrahinin sınırsız ufku, ödem cerrahisinde yeni ve etkileyici bir yöntemi sunuyor: Boyun bölgesinden aktarılan damarlı lenf düğümleri ameliyatları yapılıyor. Meme kanseri sonrası gelişen el ve kol lenf ödemlerinde kasık bölgesinden alınan damarlı lenf düğümleri ile tedavi imkânı sağlıyor.”

Belirtiler şöyle:

*Şiddetli yorgunluk

*Ağır şişmiş uzuv ya da baş ve boyun dahil vücudun diğer bölgelerinde lokalize sıvı birikmesi

*Şişkinliğin oluşmaya başladığı yerde renk değişimi

*Bacaklarda şişkinlik ve fil ayağına benzer görünüm.