Çare kamu işletmeciliği
Türk-İş Genel Kurulu’nda kabul edilen kararlarda kamu işletmeciliğinin güçlendirilmesi talep edildi.
Mustafa ÇakırTürk-İş 23. Olağan Genel Kurulu Kararlar Komisyonu’nda hazırlanan rapor, oybirliği ile kabul edildi. Raporda şunlar dikkat çekti:
- Çoğulcu, özgürlükçü ve katılımcı demokrasi, tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirilmeli.
- Gelirin adil dağılması ve toplumun refah seviyesinin yükselmesi demokrasinin gerçekleşmesinin en önemli etkenlerindendir.
- Sendikalı işçi oranı yüzde 13 seviyesinde. Yaklaşık 41 bin işletmede uygulanan toplu sözleşmeler kapsamında 1.5 milyona yakın işçi bulunuyor. Örgütlenmenin önündeki engeller bu sayının artmasını imkânsız hale getiriyor. İşverenler mevcut olumsuzlukları en iyi şekilde kullanıyor. Sorunların en temel nedeni devletin denetim mekanizmalarının yetersiz olmasıdır.
- Örgütlenme özgürlüğü ve işçinin hür iradesine saygı gösterilmesi yerine sendika değişikliği için baskı yapılması, işini ve ekmeğini korumaktan başka amacı olmayan işçiye karşı yapılan bir “insanlık suçu” olarak kabul edilmelidir.
- Gelir paylaşımında dengeyi sağlayacak politikaların uygulanması gerekmektedir. Toplumun önemli bir bölümü yoksulluk sınırında yaşayacak kadar bir gelir elde edebilmektedir.
- Özelleştirme çözüm değil. Kamu işletmeciliğinin yeniden yapılandırma sürecine tabi tutularak işgücü ve teknolojik altyapı bakımından güçlendirilmesi zorunlu.
- Sermaye ve yatırım, nüfus artışı ve göç nedeniyle artan işgücü arzını karşılamaya yetmemektedir.
- İşgücüne katılma oranı yüzde 53.9. Çalışma çağında olan nüfusun yarısına yakını işgücüne dahil değil. İşgücüne dahil olmayanların büyük çoğunluğunu “ev işleri” ile meşgul kadın nüfusu oluşturuyor.
- Özellikle küçük çocuk sahibi kadınlar, bakım giderlerinin aldıkları ücrete denk gelmesi nedeniyle istihdamda kalmak yerine çalışmamayı tercih ediyor.
- Her yıl ortalama 850 bin gencin çalışma çağına girdiği, 5 milyona yakın geçici koruma kapsamında Suriyeli ve diğer yabancı uyruklu vatandaşın ikamet ettiği dikkate alındığında işsizlik sorununun geçmiş yıllardan daha keskin olacağı görülüyor.