"Çare erken seçim"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki gizli belgeleri inceleyen Hakim Kadir Kayan'ı izledikleri iddiasıyla askerlerin gözaltına alınmasının, Türkiye'de kurumlararası güvensizliği açık bir şekilde ortaya çıkardığını belirterek, yaşananların sorumlusunun Hükümet olduğunu ifade etti.
cumhuriyet.com.trCHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki gizli belgeleri inceleyen Hakim Kadir Kayan'ın askerler tarafından izlendiği iddialarını ve Genelkurmay'ın "Son günlerde yaşananların, kişileri ve toplumu ne hale getirdiğini göstermesi bakımından önemli olduğu düşünülmektedir" açıklamasını değerlendirdi.
Son yaşanan olayla Türkiye'de kurumlar arasındaki güvensizliğin çok açık bir şekilde ortaya çıktığını belirten Öymen, "Hatta bu güvensizlik bir anlamda bir çatışmaya da dönüşüyor denilebilir. Bir taraftan polis gidiyor Erzincan'da MİT bölge müdürlüğünü basıyor. Bir tarafta Silahlı Kuvvetler'in Başbakan Yardımcısı'na suikast planlayabileceği yolundaki iddiaları ciddiye alanlar var" dedi.
"Arınç'ın yaptığı da tahmin yoluyla infaz"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiası hakkında Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı açıklamaya itibar edilmediğini, Arınç'ın "tevil yoluyla ikrar" dediğini anımsatan Öymen, "Başbakan Yardımcısı'nın yaptığı da tahmin yoluyla infaz. Silahlı Kuvvetleri resmen suçlayıcı bir tavır izliyor. İkrar ne demek, suçunu kabul ediyor demek. Yani suçlu. Ortada daha bir iddianame, dava, delil yok. Öyle olsa herhalde bu kadar insan serbest bırakılmazdı. Ona rağmen suçlu diyor, devletin en gizli makamlarına giriliyor. Ünlü hukukçular bunun hukuka aykırı olduğunu söylüyorlar" diye konuştu.
Öymen, Hakim Kadir Kayan'ın askerler tarafından izlendiği iddiasıyla Genelkurmay'ın başka işler için görevlendirdiği marangoz, elektrikçi, aşçı askerlerin gözaltına alındığını kaydederek "Bu, normal bir demokratik ülkede görülecek olay değildir. Bir taraftan Genelkurmay Başkanı asimetrik bir savaştan bahsediyor Silahlı Kuvvetler'e karşı, hafife almak kabil değil bu gelişmeleri" dedi. Tüm bu yaşananların sorumlusunun Hükümet olduğunu dile getiren Öymen, şöyle konuştu:
"Başbakan kendine bağlı kurumları uyum içinde çalıştıramıyor. Sayın Cumhurbaşkanı devletin tüm kurumlarını uyum içinde çalıştırmakla görevli, bu olamıyor. Ve bütün bunlar ne zaman oluyor; Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, güvenlik güçlerine, polise ve Milli İstihbarat'a terörle mücadelede önemli görevlerin düştüğü bir dönemde oluyor. Bütün bunları bir arada düşünürseniz Türkiye'nin bu iktidar döneminde yönetilemediği ortaya çıkıyor."
"Çare erken seçim"
İktidarın Türkiye'yi yönetemediğini söyleyen Öymen, "O zaman buna bir çare bulmak lazım, bunun çaresi de demokrasi içinde bulunur. Çıkış yolu seçimdir" dedi. Öymen, 2010 yılı içinde bir seçimin sürpriz olmayacağını belirterek "Demokrasilerde ülkesini yönetemez duruma düşen iktidar seçime gider. İktidarın böyle sürdürmesi ülkeye her gün kan kaybettiriyor. Açılım dedikleri proje daha başlangıçtan ölü doğdu. Attıkları adımlar ters tepti. İşçiler, emekçiler toplumun çeşitli kesimleri, tarım sektöründe çalışanlar büyük bir mağduriyet içinde. Toplumda ileriye umutla bakan insan hemen hemen kalmadı iktidarın yandaşları dışında. Böyle bir tablo gösteriyor ki; Türkiye artık AKP iktidarını taşıyamıyor. Artık bu iktidarın son kullanma tarihi geçmiştir, öyle anlaşıyor, bu iktidar yükün altından kalkamıyor" diye konuştu.
Ülkeyi yönetemeyen bir iktidarın istemese de seçime gitmeye mecbur kalacağını vurgulayan Öymen, "İktidarlar gelir, iktidarlar gider ama rejim yaşar, demokrasi yaşar. O bakımdan iktidarın değişmesi Türkiye'nin başına gelebilecek bir felaket değil, tam tersine bir çıkış yolu olabilir. Bu iktidar gidicidir, herkes bunu çok iyi anlamalıdır. Hiç kimse bütün yumurtalarını bu iktidarın sepetine koymamalıdır" dedi.