Canti abimiz 'Asit Orhan'ı kaybettik
'Gemiler' ve 'Yorgunum' gibi şarkıların yaratıcısı Orhan Atasoy Amerika'da yaşıyordu.
cumhuriyet.com.trRock camiasının kült abisi Orhan Atasoy, önceki gün karaciğer kanserine yenik düştü.
Altında spor arabası, canti tarzı, önü iliklenmemiş parlak ceketinin arasından fırlamış hafif göbeği, üstü dökük, arkası uzun ve arkadan bağlanmış kır uzun saçları, her daim kızarık bakımlı cildi ve siyah güneş gözlükleriyle mafya lideri gibi bir görüntüsü vardı. Lakapları arasında en bilinenleri Asit Orhan, Mafya Orhan ve Ayı Orhan idi.
İyi bir gitarcı ve müzisyendi. Akademi heykel mezunu olduğu için ağaç restorasyonu konusunda uzmandı ve gitarını kendisi yapmıştı. Sadece gitarı mı? Bir sabah müezzinin sesini beğenmediği için ateş ederek evinin karşısındaki minarenin hoparlörünü patlattığı uzun menzilli tüfeği de kendi elleriyle yapmıştı kaçık.
Türkiye’nin Timothy Leary’si idi. Girdiği her ortamda kendisini sevdirmesini bilen, motosiklet tutkunu, şeytan tüylü bir adamdı. Ankara’dan gelmiş, bir kuşağın insanlarına yol yordam göstermişti. İlk asit-hippi kuşağının oluşumunda önemli bir role sahipti.
1991’de Fuat Güner, Orhan’a “Gir kaydet oğlum, bak stüdyo aşağıda” diyerek, ite kaka albüme sokmuştu. O da bu işlerde güvendiği, kolladığı Kerim Çaplı’yı getirmişti yanında. Taner Öngür’ün kaydettiği “Yanmışız” albümüne, İskender Paydaş, Fahir Atakoğlu, Volkan Başaran, Turgut Berkes katkıda bulundu.
Kayıtlar esnasında Orhan’ın utana sıkıla bahsettiği bir bahis vardı: “Ya, bir şarkı yazdım, ama berbat bir şey. Tam piyasa işi, damardan gaz yani anlayacağınız. Adı ‘Gemiler’ ” diyordu. Müziği Ercüment Vural tarafından yapılan, “Allahın belası şarkı” diye küfür kâfir, istemeye istemeye çalıp söylediği “Gemiler”, yıllar sonra ticari yorumlarıyla bir bayrak gibi dalgalanmıştı.
Şarkıya Umur Turagay tarafından Karaköy rıhtımında çekilen, içinde fahişeler, gayler ve lezbiyenlerin, transseksüeller ve gemicilerin, sokak müzisyenleri ve motorcuların, sirk yıldızları ve porno emekçilerinin, sapkın ve düşkünlerin resmi geçit yaptığı klip, memleketin ilk tek plan-sekans klibi olma özelliği taşıyacaktı.
Albümün bitiminden birkaç hafta sonra narkotik tarafından kodese tıkıldı. İçerde kaldığı dört ay içinde morali bozulmuş ve ilk fırsatta memleketi terk etme kararı almıştı. Tahliyesinin ardından bir yıla kalmadan Amerika’ya göçtü, kızgınlık ve hayal kırıklığı içinde. Zaten çıkardığı albüme de beklenen ilgi gösterilmemişti.
Yıllarca meçhul bir eyaletin kıyısında bir teknede yaşadı ve bir eylül sabahı “Gemiler Geçerken” onlara son kez el salladı Asit Orhan. Bir dolu uğursuz popçunun, kadın kuaförü kılıklı rakçının, kadın avcısı alkolik şarkıcının ürediği bir dünyada, eksikliğini her zamankinden daha çok duyacağız.