Canlı bombalar resmen aranıyormuş

Ankara saldırısını yapanlar hakkında Adıyaman Sulh Ceza Hâkimliği üç ay önce yakalama kararı almış Ellerini kollarını sallayarak alana gelen iki bombacı, kent girişinde arama yapılsaydı yakalanacaktı.

Alican Uludağ

99 kişinin öldüğü Ankara katliamını gerçekleştiren canlı bombalar hakkında Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine yakalama kararı alındığı ortaya çıktı. Suruç katliamcısı Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz hakkında Adıyaman’da yürütülen IŞİD soruşturması kapsamında 23 Temmuz tarihinde, Ömer Deniz Dündar hakkında ise 26 Temmuz tarihinde yakalama kararı çıkarıldığı öğrenildi. Yani iki saldırgan “resmen” aranırken ellerini kollarını sallayarak Ankara’ya gelmiş. Kent girişinde arama yapılsa, iki zanlı fark edilebilecekti.

Huzurdan ‘terör’ kentine

Başbakan Ahmet Davutoğlu, patlamaya ilişkin hükümetin suçlanması üzerine canlı bomba listesinin ellerinde olduğunu anımsatıp, “Biliyorsunuz bu, bir eylem hazırlığı içinde ama bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe veya elinizde o eylemin olabileceğine dair bir veri olmadıkça tutuklayamazsınız. Türkiye bir hukuk devleti” savunmasını yapmıştı. Ancak Davutoğlu’nun açıklamasını çürüten bir gerçek Adıyaman’da ortaya çıktı.

Adıyaman Başsavcılığı, 20 Temmuz’da 33 kişinin öldüğü Suruç katliamı yaşanınca Yunus Emre Alagöz hakkında 23 Temmuz’da, Dündar hakkında ise 26 Temmuz tarihinde yakalama kararı talep etti. Adıyaman Sulh Ceza Hâkimliği de iki zanlı hakkında yakalama kararı verdi. Ancak haklarında yakalama kararı bulunan iki canlı bombanın başkentin göbeğine kadar elini kolunu sallayarak gelip, saldırı düzenlemesi de güvenlik ve istihbarat açığını ortaya koydu. Emniyetin 21 kişilik bombacılar listesinde yer alan, ayrıca terör nitelikli kayıp şahıs olarak da kayıtlara geçen zanlıların, hiç bir güvenlik engeline takılmadan eylemi gerçekleştirebilmesi tepki çekmişti.

Baba Gönder: Devlet bulsun

Diyarbakır bombacısı olan ve halen cezaevinde bulunan Orhan Gönder’in babası Mustafa Gönder’i çalıştığı işyerinde bulduk. Önce konuşmak istemedi. Baba Gönder, şunları söylemekle yetindi: “Ben artık bunları konuşmaktan bıktım. Artık kendi kendimden nefret ediyorum. Benim çocuğum şu an devletin elinde. Biz şiddet yanlısı değiliz. Esnafız. Ömer Deniz Dündar’ın babasını tanırım, ailecek tanırız. Ama çocuklarını bilmem. Birileri çocuklarımızın beynini yıkadı. Çocuklarımızın beynini yıkayanları devlet bulsun. Bu bizim işimiz değil.”