Çankaya Belediyesi’nin maskotu sıpa Pekmez ile söyleşi
Çankaya Belediyesi’nin barınağında kedilerin, köpeklerin yanında, birkaç aydır sanal ortamda da pek sevilen sıpa Pekmez de var.
Işık KansuÜnlü olmanın şımarıklığına kapılmayan Pekmez, bizi kırmadı, sorularımızı yanıtladı:
- Pekmez seni tanıyalım? Kimsin, necisin?
- Ben küçük bir sıpayım. Yapayalnızdım, yaralıydım. Annem yoktu, babam yoktu. Geçen Mayıs ayında Beytepe’de sokakta buldular. Çankaya Sahipsiz Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne getirdiler.
- Adını kim koydu?
- Veteriner ağabey ile ablalarım koydu. Onlar vitamin verdiler, ilaç verdiler bana. Çok iyi baktılar. Arpayla, samanla beslediler. 45 günde iyileştim. Şimdi büyüyeceğim, üç-dört yılda eşek olacağım.
- İyi bir hedef gibi gözükmüyor bu. Bizde eşeklik sövmeden sayılır.
- Ya ne olmamı beklerdiniz? Kötü yürekli, dayakçı, küfürcü, gaddar bir insan mı? Ondan çok var bu dünyada. Ben eşek olmakta kararlıyım. Hem biz eşekler, sabırlıyızdır, dayanıklıyızdır. Dahası, çok alçakgönüllüyüzdür.
- Size niye hep kötü gözle bakarlar o zaman?
- Eski Mısırlılardan kalma bir alışkanlık olsa gerek. Yüzümüzü, kötülük tanrısı Typhon’a benzetirlermiş. Oysa, tanrıları insanlar yaratır, sonra da o tanrılara göre tüm canlıları ve doğayı iyi-kötü diye ayırmaya kalkarlar. Ne garip değil mi? O yüzden, ben eşekliğimden hoşnutum. Bırakın eşekliğim baki kalsın.
- Sen büyüyünce kimin eşeği olacaksın?
- Nasrettin Hoca’nın. Söylesene, dünyada bizden söz eden, bizimle bütünleşmiş onun gibi kaç kişi var ki?
- Korkuların var mı?
- En çok köpeklerden korkuyordum. Ama barınakta iki köpekle arkadaşız şimdi. Kardeş kardeş geçinip gidiyoruz.
- En sevdiğin şey?
- Havuç. Bir de barınaktaki kumluk alanda kum banyosu yapmak.