'Çanakkale'de Troya Müzesi kurulmalı'
Troya Müzesi'nin kurulmasının herkesin ortak düşüncesi olduğunu söyleyen Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ernst Pernicka, "Müzenin kurulmasıyla, Troya hazinelerinin ve diğer ülkelerde bulunan eserlerin müzeye kazandırılması, tamamıyla politikacıların kararına kalıyor" dedi.
cumhuriyet.com.trTroya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Alman Arkeolog Prof. Dr. Ernst Pernicka, Troya Müzesi'nin kurulmasının, herkesin ortak düşüncesi olduğunu söyledi. Pernicka, müzenin kurulmasıyla birlikte, Troya hazinelerinin ve diğer ülkelerde bulunan eserlerin bu müzeye kazandırılmasının tamamıyla politikacıların kararına kaldığını bildirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Troya Müzesi ile ilgili aldığı kararların ve attığı adımların kendilerini mutlu ettiğini söyleyen Pernicka, bu durumun Troya'ya gönül verenleri çok sevindirdiğini dile getirdi. Bu yaz içerisinde uluslararası mimarlık yarışmasının açılması için önemli adımlar atıldığını vurgulayan Pernicka, şöyle devam etti: ''Tabii bunun ötesinde, müze olduktan sonra Troya hazinelerinin ve başka yerlerdeki Troya eserlerinin buraya gelmesi konusunda bizim bir umudumuz olabilir, fakat biz konuyla ilgili karar verici merci değiliz. İş tümüyle politikacıların kararına kalıyor. Ancak tabii ki herkesin amacı ve tek isteği, müzenin kurulmasıyla birlikte bu eserlerin Troya Müzesi içinde sergilenmesidir.''
Troya'nın dünya için önemi
Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Pernicka, Troya'nın tüm dünya için pek çok farklı anlamda değeri olduğunu kaydetti. Öncelikle Avrupa yazılı edebiyatının ilk olaylarının geçtiği yerin burası olduğunu hatırlatan Alman Arkeolog, ''İlyada'da anlatılan olayların ortak noktası burasıdır. Bunun dışında, arkeolojinin başlangıç ve bilim olma noktası burası. Arkeolojinin gelişimi Troya'da başlamış. Burada yapılan kazılarla Ege arkeolojisinin çıkış noktası yine Troya. Bu toprakların bir çok özelliği var. Bunları araştırarak çoğaltabiliriz, ancak Troya dünya kültür mirasında çok önemli bir yere sahip'' diye konuştu.
Troya Atı Destanı'nın 2 bin 500 yıldır bilindiğini, antik dönemde de burasının kutsal bir yer olduğunu ifade eden Pernicka, bu mitolojiyle bağlantılı olarak, kutsallık özelliği nedeniyle başlayan turizmin, antik dönemden bugünlere kadar sürdüğünü kaydetti.