Cameron 'takası'ı sordu

Cameron, Ankara ziyaretinde IŞİD’le takas edilen Britanyalı cihatçıları sordu: ‘Rehineler için onları takas mı ettiniz?’

Duygu Güvenç / Cumhuriyet

Avrupa Komisyonu’ndan üst düzey üç ismin ardından Britanya Başbakanı David Cameron da Ankara’yı ziyaret edip Türkiye üzerinden Suriye’ye yabancı savaşçı akışının durdurulmasını istedi. 500 Britanya vatandaşı cihada katılmış, 250’si dönüşte gözaltına alınmışken kalanların geri dönüşünün engellenmesi için Türkiye’nin işbirliğini isteyen Cameron, IŞİD’in Musul Konsolosluğu’nda rehin aldığı Türk vatandaşlarıyla hapisteki cihatçıların takas edildiği iddialarıyla ilgili hesap sordu. Ortak basın toplantısında konunun sorulduğu Başbakan Ahmet Davutoğlu ise takası doğruladı ve “İngiltere-Türkiye gibi köklü devlet geleneğine sahip ülkeler için yürütülen istihbari operasyonlar konusunda basın önünde veya herhangi bir şekilde açıklama yapmak doğru olmaz” demekle yetindi.

Dün Davutoğlu’nun konuğu olarak Ankara’ya gelen Cameron, ilk temasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la akşam yemeği yedi. Cameron’ın Davutoğlu ile görüşmesinde “takas gerilimi” yaşandığı öğrenildi. Buna göre, Türkiye’de cezaevindeyken bırakıldıkları ortaya çıkan 2 Britanya vatandaşının 19 yaşındaki Shabazz Suleman ve 26 yaşındaki Hisham Folkard akıbetini sorgulayan Cameron, “Türk rehineler için onları takas mı ettiniz”, “Şimdi o teröristler nerede” sorularını yöneltti. Britanya basını, Shabazz ile Hisham’ın Türkiye tarafından bırakıldıktan sonra IŞİD tarafından eğitimden geçirilip Suriye’deki kalesi Rakka’da görevlendirildiğini yazmıştı. Londra, takastan rahatsızlığını Ankara’ya iletmişken bir Britanyalı yetkili, “Resmi girişimlerimizi yapıp bize bilgi vermelerini beklediğimizi ilettik. Ekimin ilk günlerinden beri resmi yanıtı bekliyoruz” diyerek kızgınlığı dışa vurdu. Edinilen bilgiye göre Cameron da bu olayın asla tekrarlanmaması ikazı yaptı. “IŞİD’e katılanlar, Britanya tarihinin karşılaştığı en büyük ulusal güvenlik tehdidi” diyerek cihatçı vatandaşların gidiş dönüşünü engellemek için pasaportlarına el koymayı da içeren yasa çıkarmakla meşgul Cameron, Ankara’da 3 somut talepte bulundu: IŞİD’le mücadelede istihbarat paylaşımının artırılması, polisler arasında etkin işbirliği ve potansiyel yolcu bilgilerinin paylaşılması.

Davutoğlu ise Musul Başkonsolos luğu’nda rehin alınan Türk vatandaşlarının serbest kalması için bu kişilerin takas edildiği iddialarına yanıt vermememin ‘Türk geleneği’ olduğunu öne sürerek şu yanıtı verdi: “Britanya Türkiye gibi köklü devlet geleneğine sahip ülkeler yürütülen istihbari operasyonlar konusunda basın önünde veya herhangi bir şekilde açıklama yapmak doğru olmaz.” Davutoğlu’nun, “iyi niyetli” olmak şartıyla bu konuda daha çok işbirliğine “evet” dediği ve diğer örgütler için de işbirliği istediği öğrenildi.

Ziyaret öncesinde Cameron’ın sözcüsü, “Türkiye gibi AB üyesi olmayan ülkelerin yüzde 90’ı Britanya’ya giden yolcuların uçuş bilgilerini veriyor ama biz daha fazla ve hızlı bilgi istiyoruz” demişken Türk kaynaklar, Türkiye’nin yolcu bilgilerini paylaştığı ama tüm uçak şirketlerinin paylaşımda bulunmadığını bilgisini verdi.

 

‘İster Daiş, ister Deaş, ister IŞİD...’

Cameron, basın toplantısında, “Önceliğiniz Esad mı, IŞİD mi” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Suriye’de siyasi dönüşüm istiyoruz, farklı bir hükümet istiyoruz ve bunun Sünni veya Şii, Suriyede’ki tüm halkları temsil edebilecek bir hükümet olmasını istiyoruz. İster Daesh, ister Deash, ister IŞİD deyin; ister Irak rejiminden geliyor olsun, ki kendisi de tüm halkı temsil edemiyor; çünkü Suriye rejiminden kaynaklanan bir temele sahip, aşırı uçta bir ideolojisi var. Bizim bu sorunları uzun vadeli bir stratejiyle ele almamız gerekiyor.”