Çalışanların yüzde 10'u mobbing ile karşılaşıyor
"Türkiye Mobbing Araştırması"na göre, Türkiye genelinde görüşülen çalışanların yüzde 10'u kendisinin, yüzde 6'sı ise bir yakınının mobbing ile karşılaştığını belirtiyor.
cumhuriyet.com.trERA Research & Consultancy ve Futurebright Araştırma ortaklığıyla gerçekleştirilen ve
Türkiye genelinde 12 ilde 316 kişiyle, anket çalışması şeklinde yapılan araştırmada, en sık yaşanan mobbing türlerinin, yıldırma, yıpratma, kapasitenin üzerinde iş yüklemek, alay etmek, küçük düşürmek ve hakaret olduğu ortaya çıktı.
Araştırmada, mobbingin işyerlerinde gücü elinde bulunduran kişi ya da kişiler tarafından görece zayıf olanı yıldırma ve bezdirmeye yönelik tekrar eden psikolojik baskı, duygusal taciz ve bir tür manevi şiddet olarak algılandığı sonucuna ulaşıldı. Araştırmaya göre, "psikolojik bir oyun" olarak tanımlanan mobbing, kişinin "şahsını" hedef alan, kimliğini ve öz güvenini zayıflatan, kişiyi kendi yetersizliğine, değersizliğine "inandırarak" kendi inisiyatifiyle "etkisiz hale gelmesini", "çekilmesini", "pes etmesini" sağlamayı hedefleyen bir süreç olarak tanımlanıyor.
'Mobbing'e maruz kalan kişiler, mobbing uyguluyor'
Araştırmaya göre, mobbing mağdurlarının, mobbing uygulayan kişinin de kariyer hayatında başkaları tarafından mobbing'e maruz kaldıklarını gözlemlediklerini, gücü eline geçirdiklerindeyse bu dönemin intikamını alırcasına mobbing yapmayı kendilerinde hak gördüklerini söylüyor. Mobbingin çalışanların sadece iş hayatını değil, hayatlarının bütünün etkilendiğine, hayatın pek çok alanında kayıplara yol açabildiğine değinilen araştırmada, oluşan güven kaybının, sosyal hayat, aile hayatı başta olmak üzere farklı alanlarda kendini gösterdiği açıklandı. Birçok mobbing mağdurunun olayın psikolojik etkilerinden kurtulmak ve "normal" hayatlarına devam etmek için psikolojik destek aldıkları vurgulanan araştırmaya göre, mobbingle başa çıkmak için şunlar yapılıyor: "Genellikle mağdurlar, sorunun mobbing uygulayan kişi ile bire bir iletişimle bertaraf etmeye çalışmanın sonuç vermediğine, bu noktada durumu bir üst yönetime ya da insan kaynakları departmanına taşıyarak çözüme kavuşturma yoluna gittiklerini belirtmektedir. Ancak genellikle sonuç, mağdurun durumu kabullenmesi ve etkisiz konumda işine devam etmesi, işten kendi isteği ya da şirket kararı ile gönderilmesi veya en iyi ihtimalle kişinin aynı yapıda başka bir bölüme gönderilmesi ile sonuçlanmaktadır. Avukatlar mobbing durumunun kişinin ancak işten çıkarılması durumunda yargı sürecine taşındığına, sürecin bu noktaya kadar haksızlık olarak algılanıp yaşandığına, durumla ilgili esas farkındalığın, yaşanan durum ve haklarla ilgili bilincin genellikle bu noktada başladığına değinmektedir. Öte yandan avukatlar da mobbing'in henüz sözcük olarak yasaya girmediğinden, tanımsal olarak yargı tarafında da netliğini henüz tam kazanmamış olduğundan bahsetmektedir. Genellikle yürütülen davalar bire bir mobbing davaları olmaktan ziyade, işe iade davalarının bir parçası olarak yürütülmektedir. Bu noktada avukatlar temel iş kanunun çerçevesince somut verinin olduğu tüm durumlarda davaların çalışan lehine sonuçlandırıldığına dikkat çekmekte, mobbing çerçevesinin net olmamasının işveren aleyhine istismara açık durumlar teşkil ettiğine değinmektedir."