Çalışanı 'kul' yapacaklar

AKP hükümeti ‘yandaş olmayan’ memuru kolayca işten atmaya hazırlanırken KESK, kamu çalışanlarını uyardı.

Mustafa Çakır

Hükümet, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda kapsamlı değişikliğe hazırlanırken Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), kamu çalışanlarını uyardı. “Güvenceme Dokunma” kampanyası başlatan KESK, memurları bilgilendirmek için dosya da hazırladı.

AKP’nin yıllardır çıkardığı torba yasalarla, kanun hükmünde kararnamelerle memurların haklarını tırpanladığına dikkat çeken KESK, hükümetin şimdi de 657 sayılı yasayı kaldırmaya ve yeni bir kamu personel rejimi getirmeye hazırlandığına işaret etti. KESK, yeni personel rejimiyle zaten sınırlı olan iş güvencesinin kaldırılacağı, emeklilik hakkının gasp edileceği, performans sistemi ve esnek çalışmanın yaşama geçirileceği uyarısında bulundu. KESK, hazırladığı dosyada yasayı değiştirmek için ortaya atılan gerekçeler ile bunlara yanıtlarına da yer verdi. KESK’in dosyasında yer alan gerekçeler ile yanıtlar şöyle:

- Neymiş? İş güvencesi tembelliğe, işi veya hizmeti savsaklamaya, bir kişinin yapacağı işi birden çok kişinin yapmasına yol açıyormuş. - Yalan

- GERÇEK: 2.7 milyon kamu emekçisi olarak 78 milyona kamu hizmeti veriyoruz. OECD ortalamasında 1 kamu emekçisi 17 kişiye hizmet verirken, Türkiye’de 29 kişiye hizmet veriyor.

- Neymiş? Devlete kapağı atanlar yan gelip yatıyormuş. Çok çalışanın çok kazandığı bir rekabet ve yarış düzeni şartmış. - Yalan

- GERÇEK: İş güvencemizi ortadan kaldırmak için “verimliliği ve rekabeti artırma” gerekçesi ile performans ve esnek çalışma allanıp pullanıyor.

- Neymiş? Memurların işten atılmasını kolaylaştıran düzenlemeler olmaksızın, paralel yapı devletten ayıklanamazmış. - Yalan

- GERÇEK: Bize dayatılan bellidir: Ya yandaş olacaksınız ya da işten atılma tehdidi ensenizde!

- Neymiş? Performansı iyi olan memur çok kazanacak! - Yalan

- GERÇEK: Kamu hizmeti insana yöneliktir. Bu alanı maddi malların üretim süreçleri gibi rekabetçi bir baskı altına almak ve sözüm ona performans kriterlerine göre düzenlemek sadece çalışanların hak kaybı anlamına gelmez, eninde sonunda toplumsal olarak sağlığı, eğitimi sürdürülemez bir krize sokar. Sağlık örneğinin vahim sonuçları ortadadır: Sadece iş yükümüz ve sağlık harcamaları artmadı, sağlık emekçileri adeta bir bant üretimi gibi birim zamanda mümkün olan en çok sayıda hastaya “bakmaya/ bakamamaya” zorlanıyor ve bunun adına da performans deniyor.

- Neymiş? Kadınlarımıza yazık değil mi? Esnek çalışsınlar, işyerine gelmeden evden, uzaktan çalışsınlar. Çocuklarına da baksınlar, para da kazansınlar, emekli de olsunlar. - Yalan

- GERÇEK: Bir parmak bal meğerse şu imiş: Kamu kreşlerini kapatalım, bakım sorumluluğunu üstlenin, iş yaşamından ve terfi etme, emekli olma hakkından vazgeçin.

- Neymiş? Amir ne iş verirse yapılacak! - Yalan

- GERÇEK: Böyle bir çalışma düzeninde hak gaspları, angarya ve mobbing daha da artacak. İşini kaybetmemek, işverene hoş görünmek için mesai dışı da dahil olmak üzere fazla çalışan ve işi parasız yapan bir kitle oluşturulacak. Angarya çalışma serbestleşecek, neredeyse zorunlu hale getirilecek.

Emeklilik ortadan kaldırılıyor. En küçük itirazın iş güvencesi ve emekliliğin elinden alınmasına yol açacağını düşünen kamu emekçisi artık “kul” olacak.

- Neymiş? Kamuda alfabenin bütün harflerinin sıralandığı çalışma biçimi varmış, bunu tekleştirmek, sadeleştirmek lazımmış! - Yalan

- GERÇEK: Farklı istihdam biçimlerini biz üretmedik. 4/a, 4/b, 4/c, taşeron, sözleşmeli, geçici, vekil gibi onlarca istihdam biçimi ile parçalandık. Emeklilik yaşımız kadın ve erkeklerde 65 yaşına, prim gün sayımız 7 bin 200’e çıkarıldı.

KESK’in dosyasında, “Şimdi elimizde kalan ve en temel hakkımız olan iş güvencemize göz dikiliyor. Performans sistemi ve esnek çalışmayla iş yükümüzü artırmanın ve angarya çalıştırmanın hesapları yapılıyor! Bugün iş güvecemize sahip çıkamazsak yarın hepimiz için çok geç olacak! İş güvencesi hepimizin son kalesidir” denildi. KESK bütün memurları ortak mücadeleye çağırdı.