Büyümek değişimin habercisi
İlk maxi single, ilk yapımcılık, evlendikten sonraki ilk albüm. Aslı Gökyokuş'un Büyüdük isimli 'maxi single'ı yeniliklerle geliyor.
cumhuriyet.com.trYıllardır birlikte çalıştığı Serkan Çeliköz’ü, plak şirketlerini ve on yıllık bir kariyeri geride bıraktı. Aslı Gökyokuş “Büyüdük” isimli “maxi single”ıyla karşınızda. Büyüdük elbette müzikal anlamda değişimleri de içeriyor ama Aslı için bundan ibaret değil. Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal Yıldırım’la evliliği henüz çok yeni. “Çok bir şey değişmedi” diyor ama hem müzikte hem de hayatında bir önceki albüme göre büyük değişimler var.
- Bu maxi single müzik hayatınızda yeni bir dönemin başlangıcı mı?
- Öyle bir döneme geldik ki albümlerin satmadığı noktada plak şirketlerinin sanatçıya desteği azalıyor. Dolayısıyla ben de kendi projemi kendim yapmaya kararlıydım. Bunu yapınca kazancınızı yine işe yatırıyorsunuz ama ciddi bir özgürlüğünüz oluyor.
- Eskiden işinize ne kadar karışılıyordu?
- İlk albümde Sony bana güvenerek sonuna kadar hiç karışmamıştı. Ancak “Su Gibi” albümünü yaparken zorlandım. İşime karışılan ve bunun stresini yaşadığım tek albüm odur.
- İşinize karışılmasından kastettiğiniz nedir?
- Kimse bire bir “şunu şuradan çıkar” demiyor. En azından ben böyle bir şeye müsaade etmem. Ancak öncesinde “rock bitiyor, biraz popa yakınlaşmak gerek” konulu tartışmaları çok yaşadık.
- Yapımcılığın getiri ve götürüleri neler oldu?
- Tüm bu söylediğim sebeplerden dolayı çok huzurlu çalışma şansım oldu. Haluk Kurosman, Yağmur Sarıgül ve benim oluşturduğum ekibe dışardan müdahale eden kimse olmadan ve işin sahibi olarak çalıştım.
- Serkan Çeliköz’ün yokluğu sizi nasıl etkiledi?
- Bunun artıları ve eksileri var. Size yeni bakış açısı kazandırabilecek ve dışardan bakabilecek biriyle çalışıyorsunuz ki bu iyi bir şey. Fakat dezavantajına bakınca Serkan gibi dilinizi çok iyi anlayan insanlar varken yeni insanlarla çalışmak hiç kolay değil.
- Büyüdük, müzikal anlamda bir büyüme mi yoksa genel olarak hayat hakkında mı?
- Her anlamda. Sadece benle alakalı değil. Müzik piyasasına gireli tam on yıl olmuş. İnsanlarla sokakta karşılaştığımda en mutlu olduğum şeylerden biri “ortaokuldaydım, seni dinlemeye başladım” denmesi. Değişiyoruz, olgunlaşıyoruz, duruluyoruz ya da aynı kalıyoruz. “Büyüdük”ten yola çıktığım şey de bu. İster istemez müziğe de yansıyor.
- İlk albümlerinize göre artık sesiniz bir hayli değişik.
- O zaman duyduğum sesi şu an biraz daha çocuk buluyorum. Bugün Sessizce'yi belki daha iyi söylerdim. Orada kötü bir şarkıcı duymuyorum ama farkı ben de hissediyorum. Bu albümdeki başka bir fark da şu. Altyapıyı sade tutup vokalin daha net anlaşılabileceği şekilde, ses kirliliğinden arınmayı amaçladım.
- On sene öncesine göre dinlediğiniz müzikler değişti mi?
- Değişti tabii. On sene öncesinde seksen ve doksanların glam gruplarını dinlerdim. Bugün onları hoş nostaljik şeyler olarak dinliyorum ama beni besleyen şeyler onlar olmuyor. Şimdi daha sakin müzikler dinliyorum. Damien Rice'ın müziği beni bayağı etkileyebiliyor.
- Uzun süre Kemancı’da sahneye çıkmış biri olarak o döneme göre müzik kültüründe ne gibi farklar görüyorsunuz?
- O dönem insanlar dışarı müzik dinlemeye çıkardı. Şimdi diğerleriyle ilişki kurmaya çıkıyorlar. Benim dönemimde ve öncesinde gerçekten çok kabiliyetli müzisyenler vardı. Rock müziğin önde gelen isimleri tamamen o dönem barlarda çalan insanlar.
- Evlilik nasıl gidiyor?
- Zaten daha bir ay oldu. Hayatımızda çok değişen bir şey olmadı. Önceden nasılsak şimdi de öyleyiz. Çok hoş bir tören ve bizi çok mutlu eden birkaç gün yaşadık. Bunlar doğal olarak ilişkiye yeni bir hava katıyor.
- Her albümde farklı bir saç şekliniz oluyor.
- Aynı kalmam mümkün değil. En radikal değişim üçüncü albümdeki kısacık saçlarımdı. Bu albümde önlerde kahkül var sadece. Genelde uzun saçlı halim daha çok seviliyor sanırım.