Büyüme sorunlu... Açıklanan veriler yaşanan yoksulluk tablosuyla uyuşmuyor

Ekonomi beklentilerin üzerinde büyüdü. Ücretlilerin payı yüzde 32.7’ye düştü. Baz etkisi ile KGF rol oynadı, enflasyon ve cari açık arttı. Açıklanan ekonomik veriler yaşanan yoksulluk tablosuyla uyuşmuyor.

Emre Deveci

Türkiye ekonomisi 2017’nin üçüncü çeyreğinde yüzde 11.1 oranla beklentilerin üzerinde büyüdü. Son iki yılda ilk kez çift haneli büyüme rakamına ulaşıldı. Son altı yılın en yüksek çeyreklik büyümesi yakalandı. Büyümenin çift haneli gelmesinde 2016’nın üçüncü çeyreğinde 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan yıllık daralmanın sonucu oluşan baz etkisi ile birlikte Kredi Garanti Fonu (KGF) ile sağlanan krediler ve teşvikler etkili oldu. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış büyüme hızı bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.2 olarak gerçekleşti. Ancak KGF ile gelen büyüme enflasyonu da yüzde 13’e taşıdı.

En büyük katkı tüketimden

Büyümeye en büyük katkı, 7 puan ile hanehalkı tüketiminden geldi. 2017’nin üçüncü çeyreğinde harcamalar yönünden bakıldığında hanehalkı tüketimi yıllık yüzde 11.9 arttı. Devletin tüketim harcamaları ikinci çeyrekteki küçülmenin aksine üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 2.8 artarak büyümeye 0.3 puanlık ılımlı bir katkı sağladı. Yatırımlar üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 12.4 büyüyerek son 9 çeyreğin en güçlü artışını gösterdi ve büyüme oranına 3.6 puan katkı sağladı. Yıllık bazda inşaat yatırımları yüzde 12 artarken, önceki bir yıllık dönemde sürekli olarak daralan makine-teçhizat yatırımları üçüncü çeyrekte yüzde 15.3 artış kaydetti.

İkinci çeyrekte 1.8 puan olan net dış talebin (ihracat eksi ithalat) büyümeye katkısı 0.3 puana geriledi. İhtalattaki hızlanma bunda etkili oldu. Üçüncü çeyrekte zincirlenmiş hacim endeksi bazında ihracat yüzde 17.2, ithalat yüzde 14.5 (ikinci çeyrek: yüzde 1.8) arttı.

Üretim yönünden bakıldığında ise sanayi sektörünün büyümeye 2.6 puan gibi önemli bir katkı sağladığı, bu katkının 2.2 puanlık kısmının imalat sanayiden geldiği görüldü. Sanayi sektöründe güçlü baz etkisinin de katkısıyla ikinci çeyreğin yıllık büyüme oranı yüzde 14.8 olurken bu oran imalat sanayiinde yüzde 15.2 olarak gerçekleşti. 2017 üçüncü çeyrekte tarım sektörü 2.8 ile görece ılımlı büyüdü. Hizmet sektörü yüzde 20.7 ile yıllık bazda ekonominin en hızlı büyüyen sektörü olurken inşaat yüzde 18.7 büyüme kaydetti. Buna karşılık finans ve sigorta faaliyetleri sektöründeki yüzde 5.8 daralma dikkat çekti.

Yavaşlayacak

Dördüncü çeyrekte, net dış talebin büyümeye katkısının daha da azalması, olumlu baz etkisinin tersine dönmesi, yükselen enflasyonun alım gücünü sınırlayıcı etkisi, artan jeopolitik riskler gibi faktörler nedeniyle büyümenin yavaşlaması bekleniyor.

Enflasyon ve kurda beklenti yükseldi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Aralık Ayı Beklenti Anketi’ne göre, yıl sonu enflasyon beklentisi (cari yıl sonu TÜFE) yüzde 10.68’den yüzde 11.74’e yükseldi.

Bir önceki anket döneminde 5.5 olan yıl sonu büyüme beklentisi de aralıkta yüzde 5.7’ye yükseldi. Aralık ayı için tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 0.43 iken, bu anket döneminde yüzde 0.55 oldu.

Katılımcıların bu yıl sonu döviz kuru (Dolar/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 3.8624 lira iken, aralık ayı anket döneminde 3.8805 lira oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 4.0819 lira ve 4.1534 lira olarak gerçekleşti.

Saman alevi

Bilkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erinç Yeldan: Baz etkisi ve KGF etkili oldu. Yanılsamalardan kurtulmak için mevsimsel ve takvimsel etkilerden arındırılmış verilere odaklanmalıyız. Bununla birlikte de geçen yıla değil bir önceki çeyreğe bakmamızda fayda var. Böyle baktığımızda sanayide ve ihracatta aslında bir yavaşlama olduğunu, inşaat ve tüketim merkezli büyüme olduğunu görebiliriz. Bu istikrarlı büyüme değil. Saman alevi diyebiliriz. Sürdürülebilir değil. Yurtdışından para girişlerine bağımlı bir yapı var.

SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek: Rakamlar yıl sonunda yüzde 6.5 bir büyümeye işaret ediyor. 3. çeyrekte dış talebin katkısı oldukça düştü.

İntegral Yatırım Menkul Değerler Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu: Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış çeyreksel verinin güçlü olmadığını görüyoruz. Burada yüzde 1.8 beklentiye karşılık yüzde 1.2 büyüme oluşurken, tarım, imalat sanayi, finans ve sigorta, gayrimenkul gibi kollarda negatif veriler alıyoruz. İmalat sanayinin çeyreksel bazda büyümeye katkısının zayıf olması ilginç.

Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan: Enflasyon açısından riskler barındırmakla ve yüksek cari açık ile bütçe açığı oluşumuna meydan vermekle birlikte, niteliksel büyüme açısından da çok fazla tüketim ve daha az yatırım katkısı almasından dolayı sürdürülebilir değildir.

Gedik Yatırım Ekonomisti Erol Gürcan: 2018 yılında benzer büyüme rakamlarının ekstra bir destek- gelişme olmadıkça çok kolay olmayacağını değerlendiriyoruz.

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu: KGF başta olmak üzere, hükümet teşvikleri büyümede ana faktör. Diğer yandan merkezi yönetim bütçe açığı, cari açık ve enflasyonun çift haneli rakamlara yükselmesi gibi gelişmeler; odaklanmamız gereken alanın, büyümenin kalitesi ve sürdürülebilirliği olduğunu ortaya koyuyor.

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: Sanayi sektörü üçüncü çeyrek büyümesine 2.6 puanlık çok önemli katkı yaptı. Üretkenlik ve teknolojik yeniliklerin istenen hızda seyretmemesi büyümenin kalitesi açısından risk oluşturuyor.