"Bütün yükü işçilere yüklemeye çalıştılar"

DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, ''işçilerin birikimleriyle karlarına kar katan sermaye, 4 yıl hiç üretim yapmadan, bu işçilerin paralarını verecek düzeydedir. Ama onlar bütün yükü işçilerin sırtına yüklemeye çalıştılar'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Bursa Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Asemat Otomotiv yan Sanayi ve Ticaret AŞ'de 70 gündür grevde olan işçilere destek vermek için, Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak ile fabrika önüne gelen Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, burada yaptığı açıklamada, Bursa sanayisinde yaşanan sıkıntıların Türkiye'nin her bölgesinde yaşandığını belirtti.

Türkiye genelinde meydanların seçim hazırlığındaki siyasi partilerin bayrakları ve adayların afişleriyle süslendiğini, ancak bu süreçte bir şeylerin unutulduğunu dile getiren Serdaroğlu, Türkiye'nin yangın yerine döndüğünü iddia etti.

Serdaroğlu, dün açıklanan imalat rakamlarına göre üretimde 6 ayda ortalama yüzde 11'in üzerinde bir küçülmenin ortaya çıktığını, özellikle otomotivde yüzde 60'ların üzerinde bir üretim daralmasının söz konusu olduğunu söyledi.

Türk sanayisinin içler acısı durumu karşısında, iktidar ve muhalefetin seçim işlerine yoğunlaştığını ileri süren Serdaroğlu, ''insanlarla dalga geçer gibi bu ülkedeki yangına körükle gitmeye çalışıyorlar, iktidarıyla, muhalefetiyle... Aslına bakarsanız bunların ikisinin de dibi kara. Bunlardan ne iktidar olur ne muhalefet olur'' dedi.

Türkiye'deki sermayenin son 5 yıldır tarihinde göremediği kadar önemli kazançlar elde ettiğini, 140 milyar dolarlara varan ihracatlar yapıldığını öne süren Serdaroğlu, şöyle devam etti:

''Sermaye hayatında göremediği kadar karlılık elde etti. Ama bugün sermayenin kendi çıkarttığı bu kriz maalesef ki, emekçileri, birikimleri ortaya çıkartan insanları çok trajik bir duruma düşürdü. Kendi çıkarttıkları o kriz canavarının ağzına durmadan işçileri atarak onu beslemeye çalışıyorlar. İşçilerin birikimleriyle karlarına kar katan sermaye, 4 yıl hiç üretim yapmadan, bu işçilerin paralarını verecek düzeydedir, ama onlar bütün yükü işçilerin sırtına yüklemeye çalıştılar.''

Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak da bir ülkenin sanayisinin, fabrikalarının ve işçilerinin olmaması halinde sendikalarının da olamayacağını kaydetti.

Bugüne kadar siyasi iktidarlarla ''al gülüm ver gülüm'' ilişkisinde olan ülkedeki sermaye sınıfının ve onun örgütlerinin seslerinin çıkmaz olduğunu iddia eden Budak, şöyle devam etti:

''Ecevit hükümetine ilanlarla savaş açan TÜSİAD ve sermaye çevreleri, ondan sonraki süreçte kendi işlerine gelen kanunları çıkarmak için diğer hükümetler üzerinde baskı oluşturan büyük sermaye grupları ve onların sendikal örgütleri, odaları, bugünlerde küçük dillerini yutmuşlar, sesleri çıkmaz oldu. Dut yemiş bülbüle döndüler. 'Bu fabrikalar size dedenizden, babanızdan miras mı kaldı? Bu ülkenin işçileri, halkıyla çalışarak bu fabrikaları ortaya çıkardınız. Niye müdahale etmiyorsunuz?' diye sorduğumuzda, hiçbirinin sesi çıkmıyor. Neden? Çünkü yarın vergi dairesinden birileri geliverir, defterleri karıştırır, ceza kesiverir. Peki bu korkuyla sanayicilik yapılır mı? Sizin kabadayılığınız sadece işçilere mi? Sıkıştığınız zaman kapıya koyduğunuz fukaraya, fakire mi?''

Bir ülkenin sanayisini koruduğu ve geliştirdiği şartlarda sosyal devlet ve hukuk devleti olacağını belirten Budak, şunları söyledi:

''Eğer bir ülkede sanayi bizdeki gibi hızla yok olmaya başlamışsa, bununla ilgili tedbir alması gerekenler de, yalnız seçimleri hedeflemişse, sadece önlerindeki seçimleri kazanmak gibi dertle karşı karşıya kalmışlarsa ve bu yöntemi benimsemişlerse, bunun arkası gelmez. Biz ülkemizin geleceğinden kaygı, endişe duyuyoruz. Çünkü otomotiv sektöründeki yüzde 60'lık üretim kaybı, tekstil sektöründe yüzde 80'lerdedir. İşveren sendikasında kayıtlı, 100 fabrikanın 94'ü neredeyse üretimini durdurmuş. Bu büyük bir felaket. Bu ülkenin geleceğini karartacak kadar korkunç bir şey. Ama bu korkudan, ne sayın Başbakan ne hükümet ne de sermaye sınıfı fazlaca ürkmüş görünmüyorlar, tedbir almıyorlar.''