‘Bütün kadınların kafası karıştırılmıştır’

‘Bütün Kadınların Kafası Karışıktır’ı Ece Temelkuran’ın kitabından aynı adla tiyatroya uyarlayan Selen Uçer anlattı.

Ceren Çıplak

Ece Temelkuran’ın kitabından aynı adla tiyatroya uyarlanan “Bütün Kadınların Kafası Karışıktır” sahnelenmeye devam ediyor. AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu tarafından sahneye konan oyunda Deniz Çakır, Şebnem Sönmez, Zeynep Kankonde, İpek Türktan Kaynak ve Kadir Çermik rol alıyor. Oyunu hem uyarlayan hem de yönetmenliğini üstlenen Selen Uçer’le konuştuk.

- Bu oyunu bugün neden sahnelediniz?

Ece Temelkuran’ın 96’da yazdığı kitabı oyunlaştırmak gibi bir proje vardı. Geçen sene özel hayatımla ve işimle ilgili bir şeyler yaşadım ve bunların anlatılması gerektiğini düşündüm çünkü artık bazı şeyler rahatsız etmeye başladı.

‘Biz dayanışma örneğiyiz’

- Ne rahatsız etti?

Bu ülkede kadın olmak, kadınların yetiştirilme tarzı, bu ülkede baskı içinde yaşamak artık hepimizi rahatsız etmeye başladı. Türkiye’nin kadın meselesi bugün feci. “Sistemdeki bozukluk tartışılmalı” gibi bir çıkış noktam vardı. Ama esas anlattığım kadınlar üzerinden de bir özeleştiri yapmak. Önce anne babalar birçok şeyi bize yanlış öğrettiler, sonra diğer kadınlar da kendi içinde birbirine sahip çıkamadı. Haremlik selamlık denir ya, selamlığın içinde çok sorun var evet ama haremliğin içinde de sorun çok. Buna da dikkat çekmek istedim. Bir şeylerin değiştirilmesi gerekirken dayanışma önemli. Kadınlar içinde de dayanışma olmalı. Bir yandan Ece Temelkuran, Seray Şahiner, Selen Uçer’in oluşturduğu bir metin ve 4 kadın oyuncu ile yapılmış, yani tamamen kadın dayanışmasıyla ortaya çıkmış bir oyun bu. Biz bu dayanışmanın bir örneğiyiz diyebilirim.

‘Gelin bizi anlayın’

- Evet oyunun adı olan “Bütün Kadınların Kafası Karışıktır” sözü sanki en çok erkeklerce kullanılıyor. Erkeklerin pek çoğu, farkındalığı yüksek kadına hemen “deli”, “kafası karışık” diyor, siz ne dersiniz?

Kadın var olmaya çalışırken sertleşiyor, baskı ile eşit olmayan sistem ile başa çıkmak için formüller üretiyor. Bu dışarıdan anlaşılmıyor. Deli ya da kafası karışık denilebiliyor. Karışık da oluyor evet, zira karıştırılmış. Oyunda mesela, Aysel kocasından felaket durumlar yaşıyor ama “kocam döver de sever de” diyor çünkü öyle öğrenmiş. Bir yandan da hayatta kalmak için yanlış kabullenişlerle bazen farkında bile olmadan hakkını koruyamadan hayatına devam ediyor. Gelin bizi anlayın, herkes karışık, birbirimizi anlayalım ki değişiklik olabilsin diyorum.

- Neden ‘Bütün Kadınların Kafası Karışıktır’?

Bu oyun, Sevgili Ece’nin 20 sene önce yazdığı kitabına bizim yaptığımız bir yorum aslında. Biriktirdiğimiz kadınlarla anlattığımız... Bütün kadınların ‘biri onu bozmuş olduğu için, yeni geleni bozan’ bir Perran’ı, hepimizin hayatında bazı Meltem’ler, illa ki tanıdığı Aysel’ler var. İletişimi doğru kurmadığı için yanlış algılar yaratan bir Ebru’yuz bazen hepimiz. Ve hayatı bir futbol maçı, bir satış primi, kadınları da bir tat bir doku olarak algılayan Murat’lar var bazen çevremizde. Ve evet, bütün kadınların kafası karışıktır, çünkü karıştırılmıştır. Önce ana-baba, sonra erkekler, daha sonra diğer kadınlar, en temelde sistem karıştırmıştır.

Yaşadığımız toplumun erkek egemen mirasında hayatının başrolünü kendine verememişlerin hikâyesini anlatmaya çalıştım aslında. Yani özellikle kadınları...

‘Toplumsal bencillik’

- Oyunda gündeme dair noktalar da var; ‘aykırı örgüt’, ‘kızlı erkekli’, ‘mahalle röportajları’ gibi...

Akademisyenlerin tutuklanması, çocuk istismarı gibi olaylar yokmuş gibi yapamazdık. Toplumsal bencillik içinde artık delirmişiz! Oyunda kadın intihar için cama çıkıyor ama millet yanındaki ünlüye bakıp intihar edeni unutuyor. Kadın kocasından ayrılmış, depresyonda, intihar etmek istiyor ama hemen ‘aykırı örgüt’ten diyorlar. Aslında her olayda böyle oluyor. İnsanlar anlayamadıklarına diyalog yazıyor, anlayamadıklarına özgeçmiş yazıyor. Sormak yerine entrika peşine düşüyor millet. Herkes büyük olaylar bekliyor. Çıldırdık diyorum. Herkes diyor.

- Artık kadınlar tacizleri açıkça deşifre etmeye başladı. ‘Bu işyerinde grev var’ gibi ‘Bu işyerinde taciz var’ diye işyerinin kapısında kadınlar grev yapmaya başladı...

Kadınlar konuşuyor artık. Kendilerine yapılan haksızlıkları yüksek sesle söylüyor, daha önce sessize alınmış gibiydi. Kadınlar radyonun sesini açtı artık! Yaşamak ve var olmak için sesini yükseltmeye başladı. Kadın oyunları da artmaya başladı çünkü artık kadınlar duramıyor. Bir suç işlenirse ve o suç gizli kalırsa başkalarına da zarar veriyor. Cesur olup söylemek lazım ama insanlar sistemin içinde alıştığı gibi gitmeye meyilli. Bir şeylerin değişmesi gerekiyor. Bu yüzden bu oyunu sahneliyoruz bugün. Bir şeylerin değişmesi için. İnsanlar kendi mutsuzluklarıyla yüzleşmek istemiyorlar. Oyunda kendi halimize gülüp fark ettirmek gibi bir çıkış noktam vardı. Gerçekle yüzleşilsin, farkındalık olsun diye sahnedeyiz.

* Oyun, 29 Nisan’da Trump Kültür ve Gösteri Merkezi, 30 Nisan’da Mall of İstanbul MOİ Sahne, 2 Mayıs’ta Yunus Emre Kültür Merkezi, 15 Mayıs’ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde.

“Bütün kadınların kafası karışıktır, çünkü karıştırılmıştır. Önce ana-baba, sonra erkekler, daha sonra diğer kadınlar, en temelde sistem karıştırmıştır. Yaşadığımız toplumun erkek egemen mirasında hayatının başrolünü kendine verememişlerin hikâyesini anlatmaya çalıştım aslında. Yani özellikle kadınları...”