Bush’un izinde

Davutoğlu, 11 Eylül’den sonra ABD’nin uyguladığı yaptırımları örnek alıyor.

Emine Kaplan / Cumuhriyet

Kobani gösterilerini gerekçe göstererek polisin yetkilerini ve eylemcilere verilecek cezaları artırmak isteyen AKP hükümeti, daha önce yargı paketleriyle “AİHM kararları, AB’ye uyum ve özgürlüklerin genişletilmesi” söylemiyle getirdiği birçok düzenlemeyi de ortadan kaldıracak. Gösterilere katılanların tutuklu yargılanmasını isteyen hükümet, daha 2 yıl önce tutuklamayı zorlaştırdı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Maskeler nedir, o maskeler” diye eleştirdiği gösterilerde maske takanlara, mevcut Terörle Mücadele Yasası’na göre 5 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Hükümet, 2007 yılında Polis Vazife ve Selahiyat Yasası’nda değişiklik yaparak polisin zor ve silah kullanma yetkisini yeniden düzenledi.

Çok sayıda düzenleme çöpe

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı hükümetin güvenlik paketi üzerindeki çalışmaları sürerken temel hak ve özgürlükleri sınırlandıracak polisin yetkilerinin arttırılması, eylemcilere daha fazla ceza verilmesi, daha kolay tutuklanmasını öngören düzenlemeler tartışılıyor. Hükümetin, yarından itibaren hızla TBMM gündemine getirmeyi planladığı düzenlemeler, daha önce yargı paketleriyle “temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi” söylemiyle getirdiği yasa değişikliklerinden de geriye gidilmesine neden olacak. Hükümet, bir süreden beri neredeyse her suçta tutuklama kararı verilebilmesine yönelik yasa değişikliği üzerinde çalışıyordu. Ancak muhalefetin tepkisi nedeniyle bunu Meclis gündemine getirememişti. Oysa aynı hükümet, 2 Temmuz2012 tarihinde TBMM’den geçirdiği yargı paketiyle tutuklamayı zorlaştırdı. 6352 sayılı yasayla Ceza Mahkemesi Yasası’nın 100. maddesinde düzenlenen
“Sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı 1 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez” hükmündeki “1 yıl ifadesini 2 yıl olarak” değiştirdi. Böylece, 2 yıla kadar hapis cezası gerektiren hiçbir suçta tutuklama kararı verilemeyeceği hükme bağlandı. Şimdi ise bu sınırlama kaldırılmak isteniyor.

Maskenin cezası 5 yıl

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Maskeler nedir o maskeler? Demek ki sen teröristsin. Eğer terörist değilsen o maskeyi çıkar yüzünden” diyerek cezalarınarttırılması gerekçe gösterdiği maske takılması konusunda mevcut Terörle Mücadele Yasası’nda (TMY) düzenlemeler bulunuyor. TMY’de 1 yıl önce yapılan değişiklikle, “Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatılması” durumunda söz konusu fiili gerçekleştirenlere 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörüldü.

Polise daha çok yetki

Hükümet, 2007 yılında Polis Vazife ve Selahiyat Yasası’nda yaptığı değişiklikle polisin önleme araması, gözaltı, zor ve silah kullanımı konusundaki yetkilerini yeniden düzenlemişti. Getirilen hükümle, polise “Meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında, bedeni kuvvet ve maddi güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde, hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanmasnı sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silah kullanma” yetkisi verilmişti. Aynı düzenlemeyle, “Direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken kendisine karşı silahla
saldırıya teşebbüs halinde karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçü ve oranda duraksamadan silahla ateş edebilir” hükmü getirilmişti.

Polise 11 Eylül yetkileri

Başbakan Ahmet Davutoğlu, önceki gün Milliyet gazetesine yaptığı açıklamada, polise geniş yetkiler verilmesi planlanan düzenlemeye ilişkin olarak, konunun güvenlik toplantısında görüşüldüğünü belirterek gerekli tedbirlerin alınacağını söyledi. Davutoğlu konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Herhangi bir Batı ülkesinde ya da Amerika gibi demokratik bir ülkede polise ne yetki tanınıyorsa o yetkiyi tanıyacağız. Özgürlükleriyle de sorumluluklarıyla da. Asker için de aynı şey geçerli. Jandarma bir anlamda toplumsal olayla da ilgili. Yanlış bir kanı var bazı kesimlerde. Sanki Avrupa’da bazı ülkelerin polise bu tür olaylarda tanıdığı yetki o kadar yüksek ki. İsterseniz Amerika’da bir polis size ehliyetinizi sormak için durdursun, elinizi direksiyondan şöyle bir oynatın bakalım ne oluyor” ifadelerini kullandı. Yaptırımların, cezaların artırılması konusunda çalışmalar yapacaklarını tekrarlayan Davutoğlu, “Örneğin molotof kokteyli bir suçtur. Yargıda molotof kokteyli yerine patlayıcı madde gibi genel bir kavram kullanılsın ki, hepsi içine girsin diye tercih ediliyor. Ama birhâkim onu başka türlü yorumlayıp serbest bırakıyor. Halbuki aynı molotofkokteyli şehir yanıyormuş gibi gösterilen o araba yangınlarını çıkarıyor” diye konuştu.

11 Eylül güvenlik önlemleri

ABD’de 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından George W. Bush yönetimi, küresel çapta “terörle mücadele” adı altında Afganistan ve Irak işgallerine girişirken Amerika içinde de vatandaşların alışık olmadıkları güvenlik tedbirlerine yöneldi. l 2001’de İç Güvenlik Bakanlığı oluşturuldu.

“Yurtseverlik Yasası” ile Amerika’da şüpheli görülen kişilerin mahkeme emri olmaksızın evlerinde aramaların yapılabilmesi, insanların elektronik izleme dahil her türlü yolla gözetlenmesinin yolu açıldı. “Terör saldırısı” yapabileceğinden şüphe edilen kişilerin gizlice yakalanıp sınır dışı edilmesi uygulaması devreye sokuldu.

2002 yılında Enformasyon Farkındalık Ofisi oluşturuldu. Bu yolla terör faaliyetlerini önlemek gerekçesiyle Amerika içindeki müthiş bir enformasyon toplama teknolojisinin geliştirilmesine çalışıldı. Bu çaba çerçevesinde internet faaliyetleri, milyonlarca insanın telefonlarının dinlenmesi, eposta haberleşmelerinin takip edilmesi gündeme taşındı. Kredi kartları, uçak biletleri, otomobil kiralama, tıbbi kayıtlar, otomobil ehliyetleri gibi vatandaşların tüm bilgileri depolandı. Bu gelişmeleri eleştirenler sivil hakların ve kişisel mahremiyetin kurban edildiği eleştirisi getirdi, “Orvelyan taktiklere” yönelindiği tartışmaları patlak verdi.

l Halka yönelik “söyleyecek bir şey görürseniz” kampanyası başlatıldı. Vatandaşların şüpheli davranışlarına tanıklık olduğu kişileri yetkililere bildirmesi
olarak anılan “muhbirlik” uygulaması devreye sokuldu.

l En sıkı önlemler hava trafiği için geliştirildi. Kasım 2001’de Taşımacılık Güvenlik İdaresi oluşturuldu. Yolcuların ve bagajların sıkı biçimde aranması uygulaması başladı. Taşınabilecek likit sıvı miktarına sınırlama getirildi, ayakkabıların çıkartılmasına kadar üst baş aramaları devreye sokuldu. Kokpit kapılarının uçuş sırasında kapatılması uygulaması başlatıldı.