Bursa değişimin kıyısında

Usulca bir silkiniş, bir değişim isteğine doğru gidiyor Türkiye. Muhalefetin yarattığı bir atılımdan değil; pazarda patlıcan fiyatı ile didişen ev kadını Ayşe Hanım’ın, emekli Arif Bey’in “Artık değişim zamanı geldi” sözünü yinelediği, kendiliğinden yükselen bir hareketten söz ediyoruz. Her ilde olduğu gibi Bursa’da da, AKP’li adaylar yarışa girmiyor, doğrudan “Reis”in kişiliğinde yürüyor seçim kampanyası. Muhalefete gelince... Partiler geride, adaylar önde. CHP’nin adayı Mustafa Bozbey; yerel örnek, yerel önder olarak öne çıkıyor.

Işık Kansu

‘YEŞİL’i KAYIP Kente veda ederken yüksek yamaçlardan bir zamanlar “yeşil” diye nitelenen Bursa’ya bakıyoruz. Kent çanağını kaplayan kirli dumansı bulutun arasından yükselen Doğanbey TOKİ Konutları dikkatimizi çekiyor. AKP ’nin şehircilik anlayışının, Bursa’nın yüreğine çakılmış birer rant kazığı gibi yükseliyorlar.

Çevresindeki her maddeyi, gazı, yıldızı içine çeken bir kara delik içinde gibiyiz.

Sanki karanlık, koskoca bir ağız; insanlığımızı, yarattığımız her uygarca atılımı, doğayı, taşı, toprağı, varı yoğu yutuyor.

Tek çare görünüyor:

Düşlerdeki giderek şişinen iriyarı, kabasaba yaratıktan kurtulmanın nasıl tek umarı varsa, öyle yapacağız: Uyuşukluktan sıyrılıp gözlerimizi, bilincimizi açarak uyanacağız.

O sabahın seherine doğru yol aldığımızı duyumsadık Bursa’daki seçim öncesi gözlemimizde.

Uyaroğlu oluştan usulca bir silkiniş, bir değişim isteğine doğru gidiyor Türkiye.

Bunu, ülkenin geçmişte yaşadığı demokratik dönüşümlere benzeyen bir halk uyarısı diye algılayabilirsiniz.

Yanlış anlaşılmasın...

Zamanı geldi 

bir atılımcı güçten, güven duygusu ve heyecandan değil; pazarda patlıcan fiyatı ile didişen ev kadını Ayşe Hanım’ın, berberde tıraş olan emekli Arif Bey’in “Artık değişim zamanı geldi” sözünü yinelediği, kendiliğinden yükselen bir hareketten söz ediyoruz.

Yurdun çeşitli yörelerinde olduğu gibi Bursa’da da partilerden çok, isimler yarışıyor.

Saray “beka”dan dem vuruyor ya, çok doğru. Her ilde olduğu gibi Bursa’da da, AKP’li adaylar yarışa girmiyor, doğrudan “Reis”in kişiliğinde yürüyor seçim kampanyası. Bir anlamda, AKP’li adaylar, “Saray” gölgesinde iş yürütüyorlar.

Muhalefete gelince...

Oradaki durum farklı: Partiler geride, adaylar önde.

Sözgelimi, CHP’nin Bursa Anakent Belediyesi için gösterdiği Nilüfer Belediyesi Başkanı Mustafa Bozbey, aday olduğu partisinden çok bir yerel örnek, yerel önder olarak öne çıkıyor.

Bozbey, DSP ve CHP çizgisinde 20 yıldır Nilüfer ilçesinde oyunu arttırarak belediye başkanlığını sürdürüyor.

Katılımcı yönetim

Başarısının ardındaki gizi; halkla birlikte, halka danışarak, mahalle komiteleri kurarak, kent konseylerinde tartışarak, demokratik kitle örgütlerine yaslanarak yürümeye bağlıyor.

Park mı yapılacak, yol mu geçirilecek, plan mı değiştirilecek? Muhtarından mahalleliye herkese soruluyormuş.

Katılımcılık yani.

Nilüfer Belediyesi sınırları içindeki köyden mahalleye dönüşen yerleşimlerde 32 kırsal kadın derneği kurulmuş. Destekle kadınlar, ekmek, salça vb. el emeği ürünler üretip pazarlarda satıyorlar.

Bir camide yaşlıların oturacağı banktan tutun çocukların oynayacağı parklara değin başvurular, istekler, önerilerin önce ciddiye alınması ve sonra yerine getirilmesi ile başarıya ulaşmış Mustafa Bozbey.

Bu başarı şimdi, diğer ilçeler için ve Bursa merkezi için örnek, Bozbey türü belediyecilik de çekim merkezi olmuş.

Bundan sonrası için Anakent Belediyesi Başkanı olursa, üretim kooperatifleri kuracağını, ürün çeşitliliğini artıracağını, kent insanının kazancını artıracağını, işsizliği azaltacağını, turizmi geliştireceğini, trafik sorununu çözeceğini söylüyor ve ekliyor:

“Sokakta, çarşıda, pazarda, esnafta mahallede hissediyorum... Yavuz Selim’de, Yıldırım’da, Kestel’de, Emek’te, Osmangazi’de hissediyorum. Bir büyük değişim geliyor, hissediyorum.”

Tanık olanlar anlatıyor. Mustafa Bozbey’in çok hazırlıklı olmayan bir ziyareti, Yıldırım ilçesinde neredeyse mitinge dönüşmüş.

Beklenmedik değişim

Bursa’daki değerli gazeteci meslektaşlarımız Ahmet Emin Yılmaz, Adnan Baştopçu, Namık Göz, Yüksel Baysal ile bir öğle yemeğinde buluştuk. Onları dinledik, Bursa’nın atardamarındaki atışlara kulağımızı dayadık.

Sonuç: Bu kez, 1969, 1977, 1989 yıllarında Bursa’da tanık olunan beklenmedik değişimlerden biri daha yaşanacak gibi görünüyor.

İlçeler için kesin bir şey söylenemese bile Anakent Belediyesi, AKP’nin elinden büyük ölçüde kayacak!

İyi Parti Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu da aynı kanıda:

“Ambargolu, dar bir siyasi ortama karşı toplumda bir değişim talebi var. İktidarın, kurduğu ittifakı yarınlara taşıyacak bir umut söylemi kalmadı. Güvenlik söylemi ile karşısındaki muhalefeti olumsuzlaştırmanın ötesinde bir hikâyesi kalmadı. Bunun alıcısı yok artık.

Bursa’da AKP-MHP ikilisinin yüzde 30’u geçemeyeceği kanısındayım.”

TEPKİ ARACI

Bir sanayi kenti olarak Bursa’nın iş dünyası gerçekten büyük sıkıntı içinde. Sorunlarını, bildik baskı ortamı nedeniyle açık açık dillendirmeseler de, seçimin, bu kesim için tepkisini göstereceği bir araç olacağı kesin.

Cumhur ittifakının ortağı MHP’nin İl Başkanı Cihangir Kalkancı ise “Biz, uzun süredir sahadayız, ekonomik durumun kimi yansımaları olsa da, Bursalılar, mahalli idareler seçiminin, hükümetin istikrarı açısından ne denli önemli olduğunu görmeye başladılar. Allah’ın izniyle güzel neticeler alacağız” diyor.

Görüşmelerimizi tamamladıktan sonra yüksek yamaçlardan bir zamanlar “yeşil” diye nitelenen Bursa’ya bakıyoruz. Kent çanağını kaplayan kirli dumansı bulutun arasından yükselen Doğanbey TOKİ Konutları dikkatimizi çekiyor.

AKP’nin şehircilik anlayışının Bursa’nın yüreğine çakılmış birer rant kazığı gibi yükseliyorlar.

YARIN: Şanlıurfa / IŞIL ÖZGENTÜRK