Burgazada'da gerçekte ne oldu?

Burgazada’da Madam Martha Koyu’nda iki gece önce kamp yapan yurttaşlarla ada sakinleri arasındaki yaşanan olayın sebebi ortaya çıktı. Saldırıdan bir gün önce yasak olmasına rağmen bölgeye tezgah açıp alkol satışı yapmaya çalışan bir kişi, adalılarla kavga etti. Tezgahına baltayla vurup adalılara tehditler savuran şahıs, ertesi gün arkadaşlarıyla yine Madam Martha Koyu’na gitti.

ALİ ÇELİKKAN

Kavga çıkaran kişiye karşı duyulan öfke, iki senedir adaya gelip kamp yapan ziyaretçilerin etrafta çöp bırakmaları, ateş yakmaları ve insanları rahatsız etmelerine karşı ada sakinlerinin hissettiği rahatsızlıkla birleşti. Olay, Madam Martha’daki tüm kampçılara yönelik bir saldırıya dönüştü. Tanıkların ifadelerine göre ellerinde sopalarla gelen adalılar, kamp alanındaki kendi halindeki insanlara “‘Biz başkalarının peşindeyiz, sizinle işimiz yok” uyarısında bulundu. Ellerinde sopalarla koya giden insanlar, kampçıları bölgeden kovdu. Burgazada’nın yerlisine göre asıl sorumlu, olayların bu seviyeye tırmanmasına izin veren belediye ve polis.

Bira satışı kavgası

Edinilen bilgiye göre kampçılara yapılan saldırıdan bir gün önce aynı zamanda profesyonel dövüşçü olduğu iddia edilen bir kişi, Madam Martha Koyu’na gelip burada izinsiz bir şekilde bira satmaya başladı. Çevredekilerin uyarı ve tepkilerine sinirlenen şahıs, üzerinde bulunan baltayı tezgaha vurarak tehditler savurdu ve bazı adalılarla kavga etti. Saldırgan, olayın büyümesiyle hastanelik olduktan sonra adalılara daha fazla kişiyle geri geleceğini söyledi. Ertesi gün bu kişinin daha kalabalık bir grupla Madam Martha’da olduğunu duyan adalılar, harekete geçti. Polis bölgeye giderek kimlik kontrolü yaptı ve gruba oradan gitmelerini söyledi. Polisin bölgeden ayrılmasından bir süre sonra 20-25 kişilik bir grup, kampçıların olduğu bölgeye giderek yurttaşları oradan kovdu. Aralarında çevreye duyarlı üniversite gençlerinin de olduğu grup, adalıların öfkesi karşısında karakola sığındı. Sığınanların ifadelerine göre, adalılar karakol etrafında bir süre bekledi.

Olay sırasında adaya ilk kez gelen bir öğrencinin ifadesinde şunlar yer aldı: “Karakola doğru ilerlerken yanımızda saldırgan grup da vardı. Polis aracıyla karşılaştığımızda korkudan hiçbir şey söylemedik. O arada saldırganlar gözlerimizin önünde üzerlerindeki sopa ve bıçakları yere attı.” Karakolda bir süre bekleyen kampçılar, daha sonra polis eşliğinde vapura bindirilip adadan ayrıldılar.

Belediye harekete geçmeli

Bir Burgazada yerlisi, şiddetin hiçbir zaman kabul edilemeyeceği görüşünde olsa da, böyle bir durumun öngörülebilir olduğunu söyledi. Adalarının temizliğine ve düzenine son derece önem veren yerliler, özellikle 2003’teki korkunç yangından sonra adaya gelen ziyaretçilerin yeterince duyarlı olmadıkları kanaatinde. İsminin saklı kalmasını isteyen ada sakini, olayın başlangıcının önceki gün çıkan kavga olduğunu, ama adada kampçılara karşı genel bir rahatsızlık olduğunu belirtti. “Ada halkı zaten Madam Martha’nın bu şekilde kirletilmesine çok tepkili. Geçen seneden beri buraya çok fazla kampçı gelmeye başladı. Burası kamp yapmaya elverişli bir yer değil; çöp kutuları yok, duş yok. Belediyeye defalarca talepte bulunduk, madem insanlar geliyor, burayı kamp alanına çevirin diye. Arkalarında çöp yığınları bırakıyorlar, ateş yakıyorlar, çıplak denize girenler bile oluyor. Bende özgürlüklerden yanayım fakat herkesin rahatsız olabileceği şeyler var. Etrafta mezarlıklar var, burası bizim evimiz. Madam Martha’nın etrafında yaşayan insanların tepkisi, diğer olayın etkisiyle çok çirkin bir şeye dönüştü. Şiddet tabii ki asla kabul edilemez.”