'Bunun altından kalkamayız’

CHP’li Çakırözer, gazetemiz yazar ve yöneticilerinin AP’nin müzakereleri dondurma kararıyla ilgili görüşlerini, AB Bakanlığı’nın bütçesinin görüşüldüğü komisyon toplantısında anlattı.

Duygu Güvenç

Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile müzakereleri dondurma çağrısı yaptığı gün AB Bakanlığı’nın 2017 bütçesi Meclis’te görüşüldü. CHP Milletvekili Utku Çakırözer toplantıda, Silivri Cezaevi’nde görüştüğü gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Yayın Danışmanı Kadri Gürsel ve diğer gazetecilerin cezaevinde yaşadıklarını anlattı. CHP Millekvekili Çakırözer, halen cezaevlerinde yaşanan dramları AB Bakanı Ömer Çelik’e şöyle anlattı: l Murat Sabuncu, o da AP kararıyla ilgili kaygı taşıyor. Murat Sabuncu, Cumhuriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni. Bana soruyordu: “Yarın ne karar çıkacak?” diye. Şundan: “Böyle bir kararda bir kopuş olur. Ülke bunun altından kalkamaz. Eğer karar daha sonra AB Konseyi tarafından da kabul edilirse bir kopuş olur, bunun altından kalkamayız ülkece.” diyor.

Şimdi, bu insanlar cezaevindeler ve niçin? Haber yazdıkları için. l Kadri Gürsel, “Bir paragrafımı almışlar, sadece bir paragraf; 63 soru soruldu bana, bir tanesinde, bir yazının son paragrafını gösteriyorlar ve oradan ‘Sen subliminal mesaj verdin, darbeye zemin hazırladın.’ diye bir sonuç çıkararak beni yatırıyorlar.” Bugün onların yirmi beşinci günü cezaevinde yani gözaltıyla birlikte yirmi beş. l Ali Bulaç, sizin siyaset öncesinden tanıdığınız, bildiğiniz, belki birlikte çalıştığınız, sonrasında görüşleriniz farklı olabilir. Yüz yirminci günü yani dördüncü ayını doldurmuş cezaevinde. Henüz iddianame yok. 60 küsur yaşında. “Ben kendim teslim oldum. Bu bizim ülkemiz. Hiçbir yere kaçacak hâlim yok. Benim suçum ne olabilir ki? Yazı yazmışımdır, makale yazmışımdır, görüş yapmışımdır. Benim görüşlerim hakkında 86 tane doktora tezi yazılmış. Cezaevinde kitap alamıyorum. Beni bıraksalar, tutuksuz yargılanabilirim illa yargılamak istiyorlarsa. Benim hakkımda da, hiçbir yazım hakkında da bugüne kadar ne bir dava açıldı ne bir soruşturma açıldı” diyor. l Şahin Alpay, yine yakından tanıyacağınız, o dönemde (AB ile müzakerelerin başlama süreci) belki de size en fazla desteği veren isimlerden biri. 11 tane kronik hastalığı var, 72 yaşında. Silivri Cezaevinin en yaşlı tutuklu ya da hükümlüsü. Diyor ki: “Benim suçum ne? Benim yazdığım yazılar dışında ne hakkımda bir soruşturma ne bir şikâyet var ne bir dava var. Benim suçum ne?” Yine o da cezaevinde aynı şekilde 120’ni gününü doldurmuş durumda.

Tutuksuz yargılayın

Çakırözer, Bakan Çelik’in AB’yi Türkiye karşıtlığı ve İslamofobi ile eleştirdiği sözlerine de şu yanıtı verdi: “Bu insanları biz haber yaptıkları için, görüş açıkladıkları için, aykırı da olsa ifade ettikleri için yargılıyoruz. Bunların arasında bakın, Aslı Erdoğan yok. Necmiye Alpay’ın bugün 70’inci yaş gününü dostları adliye önünde kutluyor. Yani, bunlar ne Avrupa’nın İslamofobisi ne Avrupa’nın Türkiye karşıtlığı, bunlar bizim kendi sorunumuz. Ahmet Türk, siz de iyi biliyorsunuz, hepimiz biliyoruz ki Türkiye’de Kürt sorununun çözümü denildiğinde her zaman en aklı başında, en sağduyulu uyarıları, önermeleri yapan isimdir. Bu kişiyi tutuklu yargılamak zorunda değilsiniz, tutuksuz yargılayın.”

AB’ye yüklemek yanlış

AB Bakanı Ömer Çelik ise “tutukluluklar konusunda, akademisyenler ve gazeteciler konusunda her bir dosyanın farklı değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. Çelik, AB ile yol ayrımının tartışıldığı toplantıda “Bütün günahların AB’ye yüklenmesi tabii ki yanlış” diye konuştu. Çelik, AB’ye birlikte zirve düzenlemeyi önerdiklerini belirterek Türkiye aleyhinde alınan kararın AB ve dünyadaki gelişmelere bağlı olduğunu savunan Çelik, AP kararına karşı muhalefet milletvekillerine de ortak ortak bir bildiri yayınlamayı önerdi.