"Bundan sonraki hedef ekonomik alan oluşturmak"

Türkiye-Suriye Ortaklık Konseyi 3. Dönem Toplantısı'nın açılış töreninde konuşan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Suriye'nin, komşu ülkeler stratejisini başlattıkları iki ülkeden biri olduğunu belirterek, ''Bundan sonraki hedefimiz, komşularımız ile ülkemiz arasında tek bir ekonomik alan oluşturulması projesinin gerçekleştirilmesidir'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye-Suriye Ortaklık Konseyi 3. Dönem Toplantısı'nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, Suriye ile ilişkilerinin geleceğine kalıcı bir perspektif içinde baktıklarını belirterek, bu doğrultuda ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirmeyi ve derinleştirmeyi hedeflediklerini kaydetti.

İkili ilişkilerde ortak vizyonun, ticaret, bankacılık, sanayi, tarım, turizm, ulaştırma, enerji ve madencilik sektörlerinde yatay ve dikey entegrasyonları tamamlamış bir ekonomik ilişkinin oluşturulmasını kapsadığını söyleyen Çağlayan, ortak konsey toplantısının küresel krizin doğrudan ve dolaylı etkileriyle hissedildiği bir dönemde gerçekleştirildiğine işaret etti.

Çağlayan, iki temel noktada belirsizliğin henüz giderilememesinin, global krizden çıkışın yavaş ve kademeli olacağı yönündeki beklentileri güçlendirdiğini ifade ederek, bunların, krizin temel nedeni olan ekonomik politikaların belirlenmesi, düzenleme ve denetlenmesi ile ilgili ortaya çıkan yetersizliklerin ne şekilde giderileceği ile küresel ölçekte alınan önlemlerin dünya ekonomilerini önümüzdeki dönemde nasıl etkileyeceğinin henüz bilinmemesi olduğunu anlattı.

Türkiye ekonomisinin 2010 yılı başından itibaren yavaş da olsa büyümeye başlayacağını öngördüklerini kaydeden Çağlayan, Suriye'nin de bu dönemden daha az etkilenerek çıkacağını gördüklerini söyledi.

Bakan Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Suriye ve Türkiye'nin bu dönemden daha çok ticaret ve işbirliği yaparak, dayanışma içerisinde en az etkilenerek çıkmaları da ortak hedefimiz olmalıdır. Suriye, komşu ülkeler stratejimizi başlattığımız iki ülkeden birisidir. Türkiye'nin ticaretinin ülke ve sektörel bazda çeşitlenmesini sağlayacak bu stratejinin birinci aşama hedefleri tam olarak hayata geçirilmiştir. Bundan sonraki hedefimiz, komşularımız ile ülkemiz arasında tek bir ekonomik alan oluşturulması projesinin gerçekleştirilmesidir.''

 

Hedefler

Bu proje çerçevesindeki hedeflerine ilişkin bilgi veren Çağlayan, ilk olarak iki ülke arasında mal, hizmet ve sermayenin serbestçe dolaşabileceği koşulların oluşturulmasını amaçladıklarını, bu kapsamda Serbest Ticaret Anlaşmasının hayata geçirildiğini dile getirdi.
Çağlayan, ''Bundan sonraki hedefimiz hizmetlerin olabildiğince libere edilmesini öngören bir anlaşmanın da en kısa süre içinde imzalanmasıdır. Bu anlaşmanın taslağını kısa sürede Suriye tarafına ileteceğiz. Kişilerin serbest dolaşabilmelerine imkan sağlayacak vize muafiyetini de en kısa sürede sağlamalıyız. Bu yöndeki çalışmalarımız son aşamaya gelmiş bulunmaktadır. En kısa zamanda taslak anlaşma metnini Suriye tarafına ileteceğiz'' şeklinde konuştu.

İkinci olarak iki ülke gümrüklerinin fiziki altyapılarını, hızla artmakta olan ikili ticaretin ihtiyaçlarına cevap verecek standartlara kavuşturmayı hedeflediklerini aktaran Çağlayan, bu çerçevede öncelikle Nusaybin/Kamışlı, Akçakale/Telabyad ve Öncüpınar/Bab el Selame kapıları ve bağlantı yollarında sürdürülen projelerin hızla tamamlanması gerektiğini söyledi.

Çağlayan, kara ve deniz yolları bağlantılarının da hızlı taşımacılığa imkan verecek standartlara kavuşturulması ihtiyacına işaret ederek, bu konuda Türkiye'nin gerekli çalışmalara başladığını, Suriye'nin de Kuzey-Güney koridorunda yeni otoyol projelerinin uygulanmasını hızlandıracağından kuşku duymadıklarını kaydetti.

Enerji sektöründe işbirliklerinin önemini de vurgulayan Çağlayan, öncelikle iki ülke doğal gaz sistemlerini süratle bağlamayı ve iki ülke arasında geniş kapsamlı bir elektrik alışverişini başlatmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Zafer Çağlayan, ''Beşinci büyük projemiz, ülkemiz ile Suriye arasındaki sınır şeridinde yer alan mayınlı arazinin temizlenmesi ve ortak sınırımızın organik tarıma dayalı bir üretim merkezine dönüştürülmesini kapsamaktadır'' diye konuştu.

 

İşbirliği alanları

İki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması'nın imzalanmasının ardından ticaret hacminde önemli gelişmeler kaydedildiğine dikkati çeken Çağlayan, şöyle devam etti:
''İkili ilişkilerimizde diğer bir sevindirici gelişme, serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girmesinden sonra iki ülke ekonomilerinin entegrasyonunu sağlayacak ortak yatırımların süratle devreye girmeye başlamış olmasıdır. Geçtiğimiz dönemde sadece bir firmamızın büyük kapsamlı iki çimento fabrikasının yapımına başlamış olması bu alandaki işbirliği potansiyelini göstermesi açısından önemlidir. Önümüzdeki yıllarda firmalarımızın turizm, konut, hastane, iş merkezi, gıda, tekstil, inşaat malzemeleri başta olmak üzere çok sayıda ortak yatırıma imza atacaklarından kuşku duymuyorum.''

Bankacılık alanında yabancı sermaye için uygulanan azami sınırlamanın yüzde 60'a çıkarılmasının, Türk bankalarının Suriye'de banka kurmalarının önünü açacağını belirten Çağlayan, müteahhitlik alanında ise Türk şirketlerinin tecrübelerini Suriye ile yeterince paylaşma imkanı bulamadığını söyledi.

Çağlayan, ''Bu sektörde de artık önemli bir kırılma noktasına geldiğimize inanıyoruz. Türk firmaları, Al-Nasserieh ve Deir Ali Kombine Çevrim Termik Santrallerinin yapımı konusunda açılan ihalelere katılmışlardır. Bu projelerin Türk firmalarına verilmesi bu alanda da ilişkilerimizin gelişmesine büyük katkı sağlayacaktır'' diye konuştu.

 

"Serbest dolaşım halkında talebi"

Suriye Ekonomi ve Ticaret Bakanı Amir Hüsnü Lütfi ise Türkiye ve Suriye arasında ikili işbirliği ile yetinmek istemediklerini, iki ülkenin birlikte üçüncü ülkelerde iş yapma ve bölgesel işbirliği oluşturma olanakları bulunduğunu kaydetti.

Suriye'de halihazırda kapsamlı bir ekonomik ıslah paketinin uygulandığını belirten Lütfi, 2007 yılı başlarında yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşmasının ardından Suriye ekonomisinde büyük bir gelişme yaşandığını, yapılan reformlar sayesinde alınan sonuçların doğru yolda ilerlediklerinin ifadesi olduğunu dile getirdi.

Lütfi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın görüşmelerinde en kısa sürede vatandaşların, sermayenin, ticaret mallarının ve hizmetlerin serbest dolaşımı konusunu ele aldıklarına işaret ederek, ''Bu her iki ülkede kardeş halkın talepleridir aynı zamanda. Bunun fiiliyata geçirilmesi ekonomik anlamda da büyük gelişme sağlayacaktır'' dedi.

Önümüzdeki dönemde Türkiye ve Suriye'nin birlikte hayata geçireceği çok proje bulunduğunu ifade eden Lütfi, iki ülke ekonomisinin gelişmesi ve vatandaşların yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik her türlü faaliyetin kendileri tarafından destekleneceğini belirtti.

Konuk Bakan Lütfi, Suriye bankacılık sisteminde yabancı payının alabileceği azami oranın yüzde 49'dan yüzde 60'a çekilmesinde Türkiye'nin de büyük katkısı bulunduğunu aktardı.