Buldan: Toplum faşizmle yaşamaya alıştırılmak istenmektedir

TBMM Genel Kurulu’nda, Bütçe’nin tümü üzerine yapılan görüşmelerde HDP Grubu adına söz alan Eş Genel Başkanı Pervin Buldan konuşmasında, tutuklu milletvekillerine durumuna dikkat çekti. Buldan, 'Toplum faşizmle yaşamaya alıştırılmak istenmektedir. Hesap sormayan, talepte bulunmayan, her şeyi sessiz bir kabulle onaylayan bir toplum hedeflenmektedir' ifadelerini kullandı.

(DHA

TBMM Genel Kurulu’nda, Bütçe’nin tümü üzerine yapılan görüşmelerde HDP Grubu adına söz alan Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Arkamızdaki duvarda ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazıyor. Ne yazık ki bugün bu parlamentoda ve dışarıda olması gereken seçilmişlerin, cezaevlerinde hukuksuz bir biçimde rehin tutuluyor olması egemenliğin halkta değil muktedirlerin elinde olduğunu göstermektedir” dedi.

Pervin Buldan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştirerek, “Bugün adına ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ denilen yönetim şekli farklılıkların ret ve inkarı üzerine kurulmuştur. Tekçidir, merkeziyetçidir, milliyetçidir, otoriter ve baskıcıdır. Demokratik katılımcılığı ve çoğulculuğu değil, tek adam’ dayatmasını esas almaktadır. Özgürlükçü değil güvenlikçidir, hukukun üstünlüğüne değil saray talimatlarıyla çalışan siyasal yargı gücüyle hareket etmektedir. Bu rejim, etkisiz bir parlamenter sistemi ve demokratik siyasetin tasfiyesini hedeflemektedir” dedi.

''İtiraz edene dayatılan, dört duvarın arasıdır, işsizliktir, yoksulluktur''

Pervin Buldan yeni sisteme eleştirilerini sürdürerek şöyle dedi:

“Yeni rejimde sadece iktidara biat edenlerin hakları vardır. Bu toprakların kadim halkları olan Kürtlerin, Alevilerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Ezidilerin, tüm inanç ve kimliklerin; kadınların, gençlerin, emekçilerin, ezilenlerin hakları yoktur. Herkes vergi öderken eşit olacak ama haklar söz konusu olduğunda kimliklere ve inançlara karşı ayrımcılık yapılacak; bu, en büyük zulümdür. Otoriter rejimin toplumsal, siyasal, ekonomik yaşama yansıması tam anlamıyla faşizmdir. Rejim varlığını, korkutmayla, sindirmeyle, diz çöktürme ve kutuplaştırmayla sürdürmeye çalışmaktadır. Toplum faşizmle yaşamaya alıştırılmak istenmektedir. Hesap sormayan, talepte bulunmayan, her şeyi sessiz bir kabulle onaylayan bir toplum hedeflenmektedir. İtiraz edene, sesini yükseltene dayatılan ise dört duvarın arasıdır, işsizliktir, yoksulluktur. Toplum duyguda, acıda, sevinçte bölünmüştür. Ayrışma ve kutuplaşma tehlikeli boyutlara doğru ilerlemektedir.''

<haber-yatay:1165770,1165761,1165520,1164440>