'Bugünkü İmralı görüşmeleri oyalama siyasetinin malzemesi'
Kandil'de bulunan PKK'nin çatı örgütü KCK'nin Eş Başkanı Bese Hozat, İmralı'da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin bugünkü durumda sorunun demokratik çözümüne etki etmediğini, hükümetin hiçbir müzakere olmamasını istediğini öne sürdü. Hozat, bugünkü tablonun 'Oyalama siyasetinin malzemesi' olduğunu savundu.
DHAHDP'YE ELEŞTİRİ
KCK Eş Başkanı Bese Hozat, ciddi bir baskı altında kalan HDP'nin zaman zaman savunmacı pozisyona girdiğini ifade ederken, "İzahçı üslup çok ön plana çıkıyor. Bu da yanlıştır. HDP kendisine güvenen daha güçlü bir üslup tutturmalı. Zaman zaman bu konuda yetersizlik çıkıyor. HDP, Türkiye'nin demokrasisinin gelişmesinde önemli bir mesafe kat etti. AKP, Rakibini zayıflatmaya çalışıyor. Buna gelmemek gerekir" dedi.
'GÖRÜŞMELER PAZARLIK KONUSU YAPILIYOR'
Hükümetin İmralı görüşmeleri ile ilgili yaptığı son açıklamaların tartışılması gerektiğini, "Bu direniş toplumsal direniş devam ederse İmralı ile görüşmeleri keserim" açıklaması yapıldığını ifade eden Bese Hozat, şu iddialarda bulundu: "Hükümet, görüşmeleri pazarlığa oturttu. Kürt sorunu gibi tarihsel bir konu pazarlık konusu yapılabilir mi? Müzakere pazarlık konusu olabilir mi? AKP Kürt sorununu araçsallaştırıyor, soruna böyle bakıyor. Somut adım atacağına süreci geliştireceğine İmralı ile diyalog, müzakereye oturacağına görüşmeleri pazarlığa bağlıyor. 'Bana teslim olacaksınız, hiçbir direnişe girmeyeceksiniz, hiç kimse sesini çıkarmayacak, 'oyalama siyasetine devam edeceğim', demokratik eylemlilikleri durdurun. Demokratikleşme konusunda da hiçbir talep olmasın, hiçbir güç sesini çıkarmasın. İstediğim şiddet, savaş yasalarını çıkarırım her türlü baskıyı uygularım' diyor. Belli ki APK bu sorunu başından beri pazarlık sorunu yapıyor. Bu sorun pazarlık sorunu yapılamaz. Tüm sorunları aşacak Kürt sorununun demokratik çözümü, müzakerenin kendisidir."
KCK Eş Başkanı Bese Hozat, hükümetin izlediğini öne sürdüğü bu politikayı geliştirirken, İmralı görüşmelerinden bekledikleri sonuçları alamadıklarını ima ederek iddialarını şöyle sürdürdü:
'GÖRÜŞMELER ÇOK FAZLA DEĞER TAŞIMIYOR'
"İmralı ile yapılan görüşmeler sorunun demokratik çözümüne etki etmiyorsa; tam tersine hükümet bu görüşmeleri oyalama siyasetinin malzemesi olarak kullanıyor, bundan yararlanıyorsa o görüşmelerin de bir anlamı fazla olmuyor ki. Çok fazla bir değer taşımıyor. Millet kamuoyu toplum müzakere bekliyor. Toplum, 'yıllarca HDP heyeti İmralı'ya, sonra Kandil'e gitsin, devlet gitsin görüşsün. İmralı ile bu görüşmeler böyle gizli devam etsin hiçbir müzakeresi, hiçbir tarafı olmasın; ne üçüncü bir tarafı, ne izleme heyeti olsun ne çözüm kurulu olsun ne somut adım olsunu' istemiyor ki. AKP böyle devam etsin, bunu adım, sorunun çözümü olarak lanse etmek istiyor. Hiçbir alakası yoktur. Oyalama siyasetinin malzemesidir. Bunu diyalog sürecini anlamsızlaştırmak, küçümsemek anlamında söylemiyorum. Çok önemliydi, tartışmak, diyalog kurmak, sorunun çözümü için zemin hazırlamak. Artık gelinen aşamada yıllardır Oslo ile başlayan bir süreçtir. Bu Oslo ile AKP ile başlayan bir süreç de değil. 93'ten beri bu diyalog süreci var yani. Bu süreç 22 yıldır var. Oslo ile daha da yoğunlaştı, önderliğimiz bu süreci İmralı'da daha da geliştirdi son 1.5-2 yıla yakındır. Artık müzakereye evrilmesi gerekiyor. AKP bunu oyalama siyasetine bir malzemeye dönüşürdü, süreç ve çözüm kavramlarını kendisine araçsallaştırdı. Şimdi de bunu pazarlık konusu yapıyor. Zihniyet o çünkü."
'HÜKÜMET, HDP'NİN GELİŞMESİNE YARDIM ETMELİ'
PKK'li Hozat, bu soruna taktiksel, oyalama taktiği olarak baktığını öne sürdüğü hükümetin, çözümü istemesi halinde HDP'nin gelişmesine büyümesine yardım etmesi gerektiğini iddia ederken, "Çünkü HDP bunun toplumdaki , demokratikleşmedeki ayağıdır. Tüm toplumsal kesimlerin bu sürece katılmasında süreci geliştirmesinde HDP'nin belirleyici bir rolü var. Böyle bir partiye bu kadar yoğun bir saldırı samimiyetsizliğin çok açık bir örneği oluyor. Bütün bu üsluplar da sorunun bir oyalama taktiği olduğunu, AKP'nin bir çözüm niyeti olmadığını gösteriyor. Durum müzakere aşamasına gelmiş, yeni bahanelere ihtiyacı var müzakereye oturmuyor. Çünkü direnç var bunun üzerinden bu tür bahaneler üsluplar üretiyor geliştiriyor, bunu terk etmek lazım bu hiç kimseye hiçbir şey kazandırmaz ne Türkler'e ne Kürtler'e bir şey kazandırmaz. Kürtler de çözümsüz değil. Ortadoğu'da bölgede dünyada oldukça güçlü bir pozisyona gelmiş durumdalar. Büyük destek güç dayanıma var. Dünlya toplumu da demokratik güçler de Kürtler'in yanında kaybeden Türkiye , AKP, Türkiye toplumu olur. Bu çok tehlikeli bir siyasettir, bunu terk etmek gerekiyor" diye konuştu.