Buğra Kavuncu: Bunu yapanlar bedelini bir şekilde ödemeli

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Satuk Buğra Kavuncu, Ümit Özdağ’ın kendisine yönelttiği FETÖ’cü iddiaları hakkında “Mücadelede canınızı sıkan hoşunuza gitmeyen bir mevzu oldu mu siyasi rakiplerinizi bu tür ithamlarla yıpratmaya çalışmak Türk siyasetinde sanki normalleşmeye başladı ama biz bunun normalleşmesine izin vermeyeceğiz. Bunu yapanlar bedelini bir şekilde ödemeli” dedi.

cumhuriyet.com.tr

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Satuk Buğra Kavuncu, Ümit Özdağ’ın kendisi hakkında iddiaları üzerine açılan soruşturmada son durumu, Kanal İstanbul projesini ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin UKOME tarafından reddedilen 6 bin taksi projesini RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.

Kavuncu, Özdağ’ın kendisine yönelttiği iddialar hakkında “Türkiye’de ekonomik problemler varken, pandemi ile ilgili ciddi sıkıntılar yaşanıyorken, bunun sürekli gündemde kalıyor olması ayrıca rahatsız edici. Maliye Bakanı’nın istifa ettiği bir ortamda 27 saat hiçbir televizyon kanalı konuşmazken, yaklaşık bir- bir buçuk aydır sürekli bu konular konuşuluyor tartışılıyor. Benim özelimde konu yargıya intikal etmiştir. Hoş olmayan bir mevzu, insanın olmadığı bir şey konusunda kendisini ispat etmeye, anlatmaya çaba göstermesi, iddiada bulunanın bu konuda iddiayı yaptıktan sonra çekilmesi Türk siyasetinin yaşadığı çok ağır bir travmadır” dedi. 

‘ORTADA BİR İNSANIM’

Kavuncu şöyle devam etti: 

“Mücadelede canınızı sıkan hoşunuza gitmeyen bir mevzu oldu mu siyasi rakiplerinizi bu tür ithamlarla yıpratmaya çalışmak Türk siyasetinde sanki normalleşmeye başladı ama biz bunun normalleşmesine izin vermeyeceğiz. Bunu yapanlar bedelini bir şekilde ödemeli çünkü Türkiye’nin çok canı yandı bundan. Ergenekon, Balyoz süreçlerinde kahraman Türk askerleri hayatlarını kaybetti. Aileleriyle beraber birçok travmalar yaşadılar. Şimdi benzeri yapılmaya çalışılıyor. Bunu yapanların yanına asla kar kalmayacak, o konuda hukukun vermiş olduğu hukukun bana vermiş olduğu bütün yetkileri elbette sonuna kadar kullanacağım. Devletin en üst düzey iki kurumu söyleyeceğini söylemiş. Ben 10 yıldır Türkiye’de iş hayatının içerisinde bir insanım. Binlerce insanın çalıştığı bir kurumun başındaydım. O kadar ortada bir insanım. İddia sahibinin dışında zaten iddiayı tekrar eden, konuşan başka kimse yok. 17 yıllık bilinen, kendisinin meçhul gördüğü her şeyi de meçhul olduğunu varsayıyor. Onlarca birliğin, işadamları derneğinin, sivil toplum kuruluşunda bulunmuş ortada şeffaf olan bir insanım” dedi.

UKOME KARARI DEĞERLENDİRMESİ

Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) kararı ve yapılanması hakkında Kavuncu, şunları söyledi:

“Bu bir yaklaşım niyet ve bakış açısı meselesidir. Halkın mutluluğunu ve milletin menfaatini düşünen gerekirse bunu siyasi bir bedeli olsa dahi millet için yapması gerekeni yapabilen bakış açısıyla pragmatik, ‘bana ne oy getirir? Ne oy götürür? Belli menfaat çevrelerinin haklarını nasıl savunurum da ayakta kalabilirim’ diye tarif edilebilecek ikinci bir bakış açısı: Bu iki bakış açısında elbette ki biz tarafız. Siyasi partiler bir araçtır. Hükümetler ve iktidarlar millete hizmet etmek için vardır. Az önce söylediğimiz gibi biz yerel yönetimlerle hükümet arasında bu iki zihniyetin mücadelesini görüyoruz. Özellikle Millet İttifakı’nın kazanmış olduğu belediyelerde adeta işi siyasi mücadeleye döküp bu belediyelerin başarısız görünmesi için bir çaba var.

UKOME’de reddedilen 6 bin taksi projesinin gerekliliğini “İstanbul halkına verilen hizmetin taksicilik anlamında bu kalitenin artması yönünde bir motivasyonla bu çıkış yapıldı. İstanbulluların İstanbul’daki taksi hizmetinden ne kadar memnun olduğu hakkında yapılan ankette yüzde 80’lerin üzerinde yüzde 90’a yakın memnuniyetsizlik çıkıyor. Belediyenin yapmış olduğu öneri araç kiralama şeklinde. Burada işin dört tarafı var: Plaka sahipleri, plaka sahiplerinin araçlarını kullanan taksiciler, idare ve halk. Taksilerin dışında taksi dolmuşlar var, dolmuşlar var. Mevcut taksi dolmuşların bir kısmının taksiye dönmesi, burada da kendi ekmeğinin peşinde olan bir kesim var. Bunların bu sürecin içine dahil olarak, birtakım eğitimlerle, bazı yazılımlarla bu kalitenin artması yönünde bir çaba var. Oran olarak da bir sıkıntı var. O da nedir? Yolcunun sürüş mesafesi ile yolcusuz sürüş mesafesi oranı düşük. Yani birçok ülkede bir taksinin günde yapmış olduğu toplam kilometrenin yolcu ve yolcusuz oranına bakıldığı zaman yolculu oranı yolcusuz oranına yüzde 65 civarında, bu bizde yüzde 30’larda. Bunun bir yılda getirdiği 650 milyona yakın bir boşa giden yakıt kaybı var. Burada Belediye’nin İstanbul halkının daha kaliteli hizmet almasını sağlayacak bir çabası var. Bir an önce bu taksi şoförlerinin bu alanda ciddi bir eğitime tabi tutulması, en azından bir nebze adım atılması konusunda faydalı olacak.”

‘EN BÜYÜK ARZUMUZ AKŞENER’i İLK KADIN CUMHURBAŞKANI YAPMAK’

Kadınların dünya üzerinde gösterdikleri başarıları aktaran Kavuncu , sözlerine şöyle devam etti:

“İSPARK’ta bir tane kadın çalışan yoktu. Kadının elinin değdiği her yer güzelleşiyor. Kadının elinin değdiği her yer daha kaliteli daha güzel hale geliyor. İSPARK’taki farklılığı hissetmenizin sebeplerinden bir tanesi de o, kadın çalışmayan bir kuruma kadın çalışan aldığınız zaman oradaki servis kalitesinin, güler yüzün, hizmetin nasıl farklılaştığını görüyorsunuz. Bu pandemi sürecinde tüm dünyaya baktığınızda bir kadın başbakan ya da cumhurbaşkanı tarafından yönetilen her ülke bu süreci çok daha planlı, disiplinli, sağlıklı, huzurlu atlattı. İnşallah Türkiye’ye de bir kadın Cumhurbaşkanı en kısa sürede gelir ve bütün bu problemleri en kısa sürede çözeriz. Her yerde söylüyorum: Bizim en büyük arzumuz ve amacımız Genel Başkanımız Meral Akşener’i Türkiye’de ilk kadın Cumhurbaşkanı yapmaktır. İstanbul İl Başkanı olarak bunun da altını çizmiş olayım.”

KANAL İSTANBUL DEĞERLENDİRMESİ

Kavuncu, Kanal İstanbul hakkında ise “Yasal ve hukuki olarak her türlü hak kullanılacak, fiziki olarak ne yapabilecek derseniz çok detayını bilmiyorum. İYİ Parti İstanbul İl Teşkilatı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na dilekçelerimizi verdik. Genel Başkanımızla birlikte gittik. Bu konuda itirazımızı yaptık. Yüzbinlerce belki milyonlarca insanda bu şekilde dilekçe verdi. Bunu bir kampanyaya dönüştürdük. İfade özgürlüğü kapsamında, bu projenin neden zararlı olduğunu ben belki 10 farklı kişiden dinledim, bunların çoğu da bilim adamıydı. Bu projenin neden İstanbul'a gerekli olduğunu ben daha bir kişiden duyamadım. Bu proje yapılmaz çünkü işin temeli yok ve vatandaş boyutunda alımı yok, insanların içine sinmemiş. İstanbul’da anketlerde yapılmasın görüşü çok yüksek, İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerindeki oy oranlarına baktığınız zaman Millet İttifakı’nın almış olduğu oyun çok üstünde bir kesim yapılmamasını söylüyor. Ekonomik olarak Türkiye’nin durumu müsait değil. Yapılmaz ve yapılmayacaktır. İçimdeki his odur çünkü elimdeki veriler onu söylüyor” değerlendirmesini yaptı.