"Bu zorbalığın sonunu getireceğiz"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Van ve Hakkari mitinglerinde esnafın kepenk kapatmasına yönelik esnafın ekmeğini kazanma hakkının elinden alındığını belirterek, "Demokrasi ve güvenlik dengesinden taviz vermeden biz bu zorbalığın sonunu getireceğiz" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, esnafın Türkiye'nin büyümesine en fazla katkı sağlayan ve büyümeden en büyük faydayı edinen kesim olduğunu söyledi. Türkiye'de 2002 yılından bu yana satın alım gücünü ilişkin bazı rakamları açıklayan Erdoğan "Olmayan para harcanmaz" diyerek, ekonominin büyüdüğüne işaret etti. Erdoğan konuşmasında 2002 yılındaki 20 milyon TL'lik banknotun ve şimdiki 20 TL'lik banknotun büyük boy örneklerini de göstererek "Aslında bu iki fotoğraf tek başına Türkiye ekonomisinin nereden nereye geldiğini göstermeye yetiyor. Türkiye'nin tamamıyla birlikte esnafımızın dünyasını nasıl değiştirdiğini açıkça ispat ediyor. Biz esnafımızın sanatkarımızın her sabah besmele ile dükkanını açmasını, her akşam şükürle kapatmasını, umudunu canlı tutmasını istiyoruz. Bunun izin mücadele ediyoruz" diye konuştu.


"Mücadeleyi hep beraber vereceğiz"


Başbakan Erdoğan, hafta sonu Van ve Hakkari'de gerçekleştirdiği mitingler esnasında esnafın kepenk kapatma protestosunu, "Bu kepenk kapatma değil, kepenk kapattırmadır" sözleriyle değerlendirirken mitingler öncesi tehditler aldıklarını, mitinglerin iptal edileceği açıklamalarının yapıldığını ama bunlara prim vermediklerini söyledi.

Erdoğan şöyle devam etti:

"Kendileri Diyarbakır'da kepenk kapatabilirler ama biz bunların hiçbirine asla uymadık prim vermedik. Çünkü bu ülkede ekonomik özgürlük diyorsak bunun mücadelesini hep beraber vereceğiz. Eğer bu ekonomik özgürlük mücadelesini hep beraber vermezsek temel hak ve özgürlülerden hiçbirimizin bahsetmesinin anlamı kalmaz. Çünkü ekonomik özgürlükler de temel hak ve özgürlüktür. Ne demek ya benim ekonomik özgürlüğümü sen hangi hakla engelliyorsun. Buna karşı mücadeleyi beraber vereceğiz. Biz gittik Vanlı kardeşlerimle Diyarbakırlı kardeşlerimle, Hakkarili kardeşlerimle kucaklaştık. Yarın da yarın Şırnak'a gideceğim. Orada da vatandaşlarımla kucaklaşacağım. Şurası son derece önemi. Bunlar lokal olaylar. Adeta bütün bir bölgenin manzarası gibi sunuluyor. Medyanın terörle mücadeleye destek vermemesi gerekir derken işte olayın bu boyutuna dikkat çekmek istiyoruz. Çünkü bu benim esnafımın kepenk kapatması olayı değildir. Bunun adı aslında kepenk kapattırma olayıdır. Çünkü bölücü terör örgütünün adına geldiği zaman bakıyorsunuz kepenk kapattırıyor. Bu nasıl iştir. Hem demokrasi diyeceksin hem barış diyeceksin hem temel hak ve özgürlükler diyeceksin. Hem de ikide bir ekmek teknesini tekmeleyeceksin. Esnafın ekmek teknesi orası. Sen orayı tekmelediğin zaman oradaki esnafım oradaki kardeşim ne yapacak? Hani sen onların yardımcısıydın. Hani sen onların temsilcisiydin. Bu bir korku topluluğu oluşturmaktan başka bir gayret değildir. Sanki bölgenin tüm halkı eylemlere destek veriyormuş gibi bir göründü oluşturulmak isteniyor. Böyle bir şey yok."


Elektrik fiyatlarını konut fiyatlarına çevirme müjdesi

Erdoğan TESK Başkanı Bendevi Palandöken'in konuşmasında "Esnafın ödediği elektrik fiyatlarının da konut fiyatlarına çevrilmesi" yönündeki sözlerine yanıt vererek "Doğu ve Güneydoğu'da elektrik enerjisi noktasındaki fiyatların konut fiyatına çevrilmesi konusu; bunlar yapılabilir yapılır" dedi. Bölgedeki direnişi güçlü kılmak konusunda TESK'ten de destek isteyen Erdoğan, "Korkunun ecele faydası yoktur. Öyleyse dik duracağız. Omurgalı duracağız. Ondan sonra da bu işin neticesini beraber alacağız" dedi.


"Zorbalığın sonunu getireceğiz"

Konuşmasında BDP'ye ve bölgede yaşanan olaylara sıklıkla göndermelerde bulunan Erdoğan her dükkanın başına polis dikemeyeceklerini, buradaki sorunu demokrasi yoluyla halledebileceklerini vurguladı. Erdoğan herkesin bu konuda cesur olmasının gerekliliğine dikkat çekerek, "Sabah namazında imam öldürenler, sanatçıları tehdit edenler, yazarları sindirmek isteyenler, esnafa zorla kepenk kapattıranlar özgürlük kelimesini dahi ağızlarına alamazlar. Bunlarda inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, ekonomik özgürlük, ekmeğini kazanmak için çalışana saygı duymak gibi bir anlayış yok" dedi. Erdoğan şöyle devam etti:

"Hakkari'de sokakların halini görünce kahroldum. Belediye diye bir şey yok ortada. Belediye çalışmıyor böyle bir şey yok. Biz 13.5 trilyon geçen yıl bunlara para göndermişiz. Ama çalışan bir belediye yok, nerde bu para. Yani sadece personele mi aktarılıyor. Bir belediye olarak senin orada hizmet vermen lazım. Tozdan, topraktan, çamurdan oradaki vatandaşını kurtarman lazım. Bu kadar seviyorsan benim Kürt kardeşimi niçin temiz bir ortamda yaşamaz için üzerine düşen görevi yapmıyorsun. Buna bir de biz suyunu biz veriyoruz. Halbuki o suyu belediyenin kendisini getirmesi lazım. Böyle bir anlayış olabilir mi? Bunun bir demokrasi mücadelesi ile hukuk mücadelesi ile insanlık mücadelesi ile tanımlanabilir mi? Demokrasi ve güvenlik dengesinden taviz vermeden biz bu zorbalığın sonunu getireceğiz."
 

Siyasete müdahaleye sağduyulu yaklaşım

Erdoğan konuşmasında son dönemde hırsızlıkların arttığını, esnafın eskiden dükkanını bile kilitlemezken şimdi hırsızlarla mücadele konusunda sıkıntılar yaşadığını belirterek ahilik kültürünün yeniden canlandırılması gerektiğini söyledi. MHP'deki kaset skandallarına da üstü kapalı olarak göndermede bulunan Erdoğan "Edep ahlak dürüstlük timsali esnaf ve sanatkarımızın siyasete dışarıdan yapılan bazı müdahaleler karşısında her zamanki gibi sağduyulu bir tavır ve tepki belirleyeceğine ben gönülden inanıyorum" dedi.

 

İlgili Haber İçin Tıklayınız