'Bu toprağın suyunu içti'

“Babam 1938-40 arasında hapisteyken Adana’daki evimiz taşlanmıştı” diyor Öğütçü. “Ne güzel ki şimdi alkışlıyorlar Orhan Kemal’i.”

Aslı Uluşahin / Cumhuriyet

19 Ocak’a kadar sürecek 7. Çukurova Kitap Fuarı’nda, Adana Ceyhan doğumlu yazar Orhan Kemal’in 100. yaşı bir dizi etkinlikle kutlanıyor. Oğlu Işık Öğütçü, etkinliklerin hem konuğu hem de ev sahibi.

Öğütçü’ye, Orhan Kemal’i memleketinde anmanın neler hissettirdiğini soruyorum: “Babamın 56 yıllık yaşamının 37 yılı bu bölgede geçti. Acı tatlı birçok olay burada gerçekleşti, annemle tanıştı, evlendiler, buradaki fabrikada çalıştı. Bu toprağın suyunu içti, insanlarını anlattı. Tabii ki Mehmet Raşit Öğütçü ileride Orhan Kemal olacağını bilmiyordu ama işte Adana’dan böyle büyük bir sanatçı çıktı.”

Öğütçü, sadece kitap fuarında düzenlenmesine katkıda bulunduğu etkinliklerle değil, pek çok çalışmayla Orhan Kemal’in yeni kuşaklarca tanınması için uğraş veriyor.

“Ben bunu büyük Türk halkı için yapıyorum” diyor Öğütçü: “Evet, genetik olarak o benim babam. 13 yaşında babasız kalmam da büyük bir gerçek. Ama ben Orhan Kemal’i sahiplenmiyorum, onu kurumlarıyla, kişileriyle toplumun sahiplenmesi lazım. Orhan Kemal her şeyden önce kültür değerimiz. Pek çok değerli sanatçı unutulup gidiyor. Babam ben olmasam da unutulmayacak, mutlaka yaşayacaktır. Ama çalışmalarım onu biraz daha görünür kıldıysa ne mutlu.”

Işık Öğütçü, Orhan Kemal’in 1961 yılında “Büyük Gazete” dergisinde tefrika ettiği “Uçurum” romanını kitap haline getirdi ve roman, Everest Yayınları’nca basılarak, ilk kez 7. Çukurova Kitap Fuarı’nda okuyucuyla buluştu.

“Babamın böyle hoşlukları var” diye anlatıyor Öğütçü: “2011’de de yine kaybolan, unutulan bir kitabını bulmuştum, ‘Yüz Karası’ adıyla yayımlandı. 2013’ün başında da büyük bir tesadüfle bu romana ulaştım. Romanın edebi değerini işin uzmanlarına bırakıyorum ama yazarın külliyatı içinde önemli bir metin. Ayrıca bu kitapta Orhan Kemal’in yaptığı röportaj serisi var. Çok çocuklu aileler, Türk sinemasıyla ilgili, hayat kadınlarıyla ilgili röportajlar var ve bunlar ilk kez kamuoyuyla paylaşılıyor.”

Öğütçü’ye, babası ve Adana ile buluşan bir anısı olup olmadığını soruyorum fuarda sohbet ederken. Çocukluk anekdotlarıyla annesinden dinlediklerini birleştirdiği zaman zihninde yakaladığı bir anıyı paylaşıyor.

“Babam hapisteyken 1938-40 süreçlerinde, Adana’da yaşıyorlar o zaman, annem evimizin taşlandığını söylerdi. Orhan Kemal’in fikir suçundan içeri girmesi o dönemde yanlış yorumlanıyor, insanları değişik düşüncelere yönlendiriyor. Evimiz taşlanıyor. Tabii bunu bütün Adana’ya mal etmemek lazım.”

“Ne güzel ki şimdi alkışlıyorlar” diyor Öğütçü, “sadece Adana değil, artık bütün Türkiye Orhan Kemal’i kucaklıyor ve bundan gurur duyuyorum.”